Yunus Emre’nin Sevgi Anlayışı
Yunus Emre’nin Sevgi Anlayışı
İnsan, sevgi yoluyla Tanrı’ya ulaşır; çünkü insanla Tanrı arasında özdeşlik vardır. Ancak, insanın bu madde evreninde bulunması, ruhun Tanrısal kaynaktan uzak kalması bir ayrılıktır. Bu ayrılık insanı, yaşamı boyunca Tanrı’yı düşünme, ona özlem duyma olaylarıyla karşı karşıya getirmiştir. Gerçekte, insan-Tanrı-evren üçlüsü birlik içindedir, var olan yalnız Tanrı’dır, türlülük bir görünüş’tür; çünkü Tanrı, kendi özü gereği, bütün varlık türlerini kapsar, her varlıkta yansır.
Evreni kuran öğelerle insanın gövdesini oluşturan ilkeler özdeştir. Bu özdeşlik Tanrısal özün bütün varlık türlerinde, biçimlendirici bir öğe olarak bulunmasından dolayıdır. Tanrısal özün nesnel varlıklarda bulunması bir yansıma niteliğindedir. Çünkü Tanrı yarattığı nesnede yansıyınca oluş gerçekleşir. Sevgi insanda birleştirici, bütünleyici bir eğitim niteliğindedir.
Yunus Emre, sevgiyi Tanrı ve onun yarattığı tüm varlıklara karşı duyulan bir yakınlık, bir eğilim diye anlar. Sevginin ereği yüce Tanrı’ya ölümsüz olana kavuşmak, onun varlığında bütüne ulaşmaktır. Tanrı insanla özdeş olduğundan “kendini seven Tanrı’yı, Tanrı’yı seven kendini sever”. Çünkü sevgi kendini başkasında, başkasını kendinde bulmaktır.
Sevginin olmadığı yerde öfke, kırgınlık, çözülme ve birbirinden kopukluk gibi olumsuz durumlar ortaya çıkar. Sevginin değerini yalnız seven bilir, sevmekte bir bilgelik, bir olgunluk işidir. Yeterince aydınlanmamış, Tanrı ışığından yoksun kalmış bir gönülde sevginin yeri yoktur. Bütün varlık türlerini birbirine bağlayan, onları Tanrısal evrene yönelten sevgidir. Sevgi bir çıkar amacı olmadığından seven karşılık beklemez.
Dost kişi gerçek seven kişidir. Dost başka bir anlamda da Tanrı’dır, kişinin gönlünde ışıyan özdür. Yunus Emre’de yaşamak Tanrısal özün bir yansıması olarak evrende sevinç duymaktır. Çünkü bütün varlık türlerinde Tanrı görünmektedir, bu nedenle severek, düşünerek yaşamayı bilen kimse her yerde Tanrı ile karşı karşıyadır. Yaşamak belli nesnelere bağlanmak, yalnız gelip geçici varlıkları edinmek için çırpınmak değildir. Böyle bir yaşama biçimi kişiyi Tanrısal özden uzaklaştırdığı gibi yetkinlikten, bilgelikten de yoksun kılar.
Yunus Emre’nin dilinde bilge kişinin adı “eren“dir. Eren barış içinde yaşamayı, bütün insanları kardeş görmeyi, kendini sevmeyeni bile seven kişidir. Onun gönlü yalnız sevgiyle, dostluk duygularıyla doludur. Evreni bir Tanrısal görüş alanı olarak bildiğinden, erenin evrene karşı da sevgisi, saygısı vardır. Eren’in gözünde insan, bir küçük evrendir, büyük evren ise Tanrısal özün kuşattığı sonsuz varlık alanıdır. Eren olma aşamasına ulaşmış kişide erdem, alçakgönüllülük, eli açıklık, yetkinlik, olgunluk bir bütünlük içinde bulunur.
Ölüm, ruhun gövdeden ayrılıp tanrısal kaynağa dönmesiyle gerçekleşir. Bu nedenle ölüm ruhla gövde arasında bir ayrılıktır. Gerçekte ölüm yoktur, ruhun ölümsüzlüğe ulaşması, yüce kaynağa dönüşü vardır; çünkü bütün varlık türleri Tanrısal özün yansıması olduğundan, salt ölüm de söz konusu değildir.
Ölümün bir başka anlamı da bilgiden, erdemden, yetkinlikten, sevgiden yoksun kalmaktır. Bu nedenle sözün, boş bir kavram olmaması, bir varlık sorununu, bir düşünceyi dile getirmesi gerekir. İnsan ancak söz söyleme yetisiyle insandır; konuşan Tanrı durumundadır.
Günümüzde onun asıl büyük değerinin ise her dinden, her inançtan insanlara aynı gözle bakan insan sevgisinden kaynaklandığı kabul edilmektedir.
Ayrıca bakınız:
AŞK
İşitin ey yârenler,
Kıymetli nesnedir aşk.
Değmelere bitinmez,
Hürmetli nesnedir aşk.
Hem cefadır hem safâ
Hamza’yı attı Kaf’a.
Aşk iledir Mustafa,
Devletli nesnedir aşk.
Dağa düşer kül eyler,
Gönüllere yol eyler,
Sultanları kul eyler,
Hikmetli nesnedir aşk.
Kime kim vurdu ok?
Gussa ile kaygu yok.
Feryad ile âhı çok,
Firkatli nesnedir aşk.
Denizleri kaynatır,
Mevce gelir oynatır.
Kayaları söyletir,
Kuvvetli nesnedir aşk.
Akılları şaşırır,
Deryalara düşürür.
Nice ciğer pişirir,
Key odlu nesnedir aşk.
Miskin Yunus n’eylesin?
Derdin kime söylesin?
Varsın dostu toylasın,
Lezzetli nesnedir aşk.
Seçki
- En büyük ibadet sevebilmektir.
- Maharet güzeli görebilmektir,
Sevmenin sırrına erebilmektir. - Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme.
- Kıymetli nesnedir aşk, değmelere bitinmez.
- Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil.
- Dostun evi gönüllerdir. Gönüller yapmaya geldik.
- Aşk âşıkı şir eder, aslanı zencir eder, katı taşı mum eder.
- Âşık olmayan âdem benzer yemişsiz ağaca.
———
Ne varlığa sevinirim,
Ne yokluğa yerinirim.
Aşkın ile avunurum.
Bana seni gerek seni
———
Ya elim al kaldır beni.
Ya vasılına erdir beni.
Çok ağlattın güldür beni.
Gel gör beni aşk ne’yledi.