Yılmaz Odabaşı

Yılmaz Odabaşı Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Yılmaz Odabaşı (D: 15 Ağustos 1962, Diyarbakır) Şair, yazar.

Yılmaz Odabaşı

Yılmaz Odabaşı 1962’de Diyarbakır’da doğdu. Diyarbakır Lisesi’nden mezun oldu.

Siyasal nedenlerle bir çok kez yargılandı. Tabela ressamlığı, kâtiplik, tıbbi mümessillik, kitapçılık, gazetecilik yaptı. Ankara’ya yerleşti.

Çeşitli dergilerde şiirleri ve şiir konulu yazıları yayınlandı. Toplumcu temaları, bireysel yaşam ögeleri ve somut görüntülerle birleştirerek işledi.

Betimleme, tamlama ve simgelerin ağırlıkta olduğu içten ve kişisel bir şiir kurdu.

Yılmaz Odabaşı’nın Eserleri

Şiir:

  • Siste Kalabalıklar (1979-1984 şiirleri), Ekim 1985
  • Yurtsuz Şiirler (1987)
  • Reşo, Talan İklimi (1987)
  • Aynı Göğün Ezgisi (1988)
  • Feride (1990)
  • Her Ömür Kendi Gençliğinden Vurulur (1992)
  • Cehennem Bileti (1995)
  • Aşk Bize Küstü (1997)
  • Çalınmış Bir Mahşer İçin Ahval (1999)
  • Ey Hayat (2000)
  • Buğulu Atlas (2002)
  • Sakla Yamalarını Kalbim (derleme, 2005)
  • Aşk Şiirleri (Tematik seçki, 2010)
  • Bana Yasak Sözler Söyle, (2014)
  • Kovulmuş Şiirler (2016).

Hikâye:

  • Kül Aşklar (1991)
  • Çocuklar ve Adresler (1992)
  • Şafak Keya’da Çıplaktı (1998)
  • Çocuklara Hikâyeler (1998)
  • Çocuklara Hikâyeler (12 Boyama Kitabı) (2000)
  • Kuşlar Uzaktı Sonra (2001).

Roman:

  • Şarkısı Beyaz (2004)

Deneme:

  • Sevginin Herkesten Şikayeti Var (1996)
  • Hayatın Düşlere Borcu Var (2013)

Anı:

  • Hoşça kal Diyarbakır (2013)
  • Eylül Defterleri (1991)

Araştırma – İnceleme:

  • Güneydoğu’da Gazeteci Olmak (1994)

Günlük:

  • Bütün Kanamalar Umuttan (1995)

Gazete yazıları:

  • Düş ve Yaşam (1996)

Derlediği Antolojiler:

  • 1975-2000 Son Çeyrek Yüzyıl Şiir Antolojisi (2000)
  • Aşk Şiirleri Antolojisi (2000)
  • Sakla Yamalarını Kalbim (2006)

Röportaj:

  • Giderken Bıraktığım (2016)

Ödülleri:

  • 1987 Temmuz Dergisi Şiir Yarışması 1.’lik Ödülü
  • 1987 Tayad Şiir Yarışması 2’lik Ödülü
  • 1989, Tayad Hikaye Ödülü
  • 1991, Cahit Sıtkı Tarancı Şiir Ödülü
  • 1992, Petrol İş Sendikası Şiir Yarışması ikincilik ödülü, Her Ömür Kendi Gençliğinden Vurulur şiir kitabı ile
  • 1992, Çankaya Belediyesi ilkbahar ödülü, Çocuklar ve Adresler isimli hikaye kitabı ile
  • 1992, 6. Adana Altın Koza Film Festivali film öyküsü ödülü, Kül Aşklar isimli hikaye kitabı ile
  • 1994, Çağdaş Gazeteciler Derneği Yılın Gazetecisi Ödülü, Güneydoğu’da Gazeteci Olmak isimli araştırma ve inceleme kitabıyla.
  • 1996 P.E.N. Onat Kutlar film öyküsü yarışması özel üdülü
  • 1998 Sabri Altınel şiir yarışması 1.’lik ödülü
  • 1998 Adana Altın Koza Film Öyküsü Ödülü
  • 1999 Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü.
  • 2000 İsveç P.E.N. Onur üyeliği ödülü

Yılmaz Odabaşı ile bir Sohbet (Video)

Yılmaz Odabaşı Şiirlerinden Örnekler

SENİ BİR TUFAN GİBİ SEVDİM

I

seni bir çığlık gibi sevdim
uzanıp sesimin avlularına sen de her sabah
sabah… sevince bir sevgiyle gideriz
sonra durur vitrinlerden çiçekleri seyrederiz
puştluklar bizi seyreder
biz çiçekleri!

II

seni bir kar gibi sevdim
eridim!

bak, kentleri de, dağları da bozdular
başka rüzgArlar giydirdiler kentlere
dağlara başka tüfekler

kalk
gidelim!
buradan gidelim!

III

seni bir namlu gibi sevdim
tetiklerimi ezberliyordun…

kıyametler koparken alnında bu kentin
geceydi… ansızın seni bir tufan gibi sevdim
bedenim alabora!

HAYAT GÜL KOKULU BİR SAĞANAK YİNE

gözlerimin önünde ıslak dağların kabaran yalnızlığı
ne varsa uçurumlar eşiğinde
hüzünlerle yalpalayan ne varsa
gözlerimin önünde

ve hayat gül kokulu bir sağanak yine
birşeyler anlatmak istiyor hayat
ve alıp götürmek bir şeyleri kurt sofralarına
gün batıyor
gün batıyor bukağısı paslı bir sevinç oluyor yalnızlığım

unutuyorum sevgilim suretini
durgunluğun “niçin”di unutuyorum

gün batıyor ürkek yıldızlar dolanıyor yalnızlığıma
umurumda değil ne yağmur ne ayaz
ne de kerpiç kokusu havada
unutuyorum/ sabaha/ kadar/ gün batıyor
sonra bir akasyayı okşuyor gözlerim
geciken sabahlara koşuyor kuşlar
gözlerimin önünde
ve hayat gül kokulu bir sağanak yine

VAR GİT ARTIK

buralarda gece uzun
gün ışığı yakındır
var git artık
bakma ardına
ölüme fazla sokulma ama
düşün ki
mevsim rüzgarlarının savurduğu
bir orman insan
sev onu, sokul, konuştur
doludur fazla üstüne varma

hep susmak
susmak…
yetmiyor bazen
işte bu yüzden
bütün ışıkları yanmalı yeryüzünün
ozanlar her şeyi anlatmalı

var git artık
acıyı aşındırma
tut
ve at sevdaya uzanan çağlayana

YÜZÜN BENDE SOLACAK

bu aşkın nüshası şarkılarda
aslı bende kalacak
bizi hasret saracak
bulutlar çıldıracak

ayrılık başımı döndürüyor
kavuşmayı özlettin
intiharlar kuşandım
bu aşkı sen kirlettin

geçtim borandan, kardan yitirdim bahçeleri
ellerini tutmazsam yatamam geceleri…

bu aşkın nüshası rüzgarlarda
kahrı bende duracak
sende ihanet canım
bende matem olacak

bu aşkın efkârı şarkılarda
yüzün bende solacak
bizi zaman yenecek
ve anılar kalacak

geçtim borandan, kardan yitirdim bahçeleri
ellerini tutmazsam yakarım geceleri!

HER MEVSİM BAHARDIR

Döndüm daldan kopan kuru yaprağa
“özgür dağ havası koklamış insanların örselenmiş gururuna…”
siz, boğdunuz hayatı
savruldu aşkların külleri kalplerimizden
o sevinçler
göz kırparak geçtiler düşlerimizden!

bilinir, dışarıda zemheri vardır
ama barış için, aşk için
yine de her mevsim bahardır

aşklarımızın gözbebeğinde kıvılcım
her mevsim bahardır yine de…

Benzer İçerikler:

İlginizi Çekebilir:
Kapalı
Başa dön tuşu