Yaratıcı Drama
YARATICI DRAMA
Teknoloji çağı olarak adlandırılan çağımızda insanın en önemli sorunlarından biri, her alanda karşısına çıkan hızlı gelişmeler, değişimler karşısında bir birey olarak kendini gerçekleştirebilmek ve gelişmelere ayak uydurabilmektir. Aksi halde, bu baş döndürücü gelişmeler, bireyi yalnızlık, çaresizlik yoğun stres ve giderek yabancılaşma gibi sorunlarla karşı karşıya bırakacaktır.
İnsanın gelişmesinde, yenilikleri anlaması ve uyum sağlamasında etkili olan yollardan en önemlisi eğitimdir. Etkili bir eğitim, bireylerde istendik davranış değişiklikleri yaratabilir. Günümüzde varolan gelişmeler, eğitimde klasik anlayışların ve yöntemlerin giderek etkisiz kaldığını ve yeni, aktif yöntemlerden yararlanma gereksinimini ortaya çıkarmıştır.
Eğitimde yeni arayışlar, bireylerin yaratıcılığının geliştirilmesine yöneldiğinde, eski öğretim yöntemleri yerine daha çağdaş hangi yöntemler konulabilir diye sorulduğunda, karşımıza çıkanlar; aktif öğretim yöntemi, rol oyama, dramatizasyon ve nihayet eğitimde yaratıcı drama gibi etkin yöntemlerdir(6).
Yaratıcı drama, doğaçlama, rol oynama vb. tiyatro ya da drama tekniklerinden yararlanarak, bir grup çalışması içinde, bireylerin bir yaşantıyı, bir olayı, bir fikri, kimi zaman bir soyut kavramı ya da davranışı, eski bilişsel örüntülerin yeniden düzenlenmesi yoluyla gözlem, deneyim, duygu ve yaşantıların gözden geçirildiği süreçlerde anlamlandırılması, canlandırılmasıdır(4).
Yaratıcı drama tiyatro formlarını kullanır, özünde de oy·unculuk kavramının kökündeki “oyun” kavramı bulunur. Tıpkı bir tiyatro ürününün sahneye konuş süreçlerinde yaşandığı gibi, drama çalışmalarında da katılımcılar belli bir atmosferi, oyun oynamadan duyulan hazzı paylaşırlar(5).
Oyun, çocuğun yaşamında doğumundan itibaren yaşamsal önem taşır, çocuk oyunla öğrenir, keşfeder, varolduğunu, bir birey olduğunu hisseder ve giderek yetişkin dünyasını anlamayı, yetişkinliğe hazırlanmayı oyun sayesinde kazanır. Oyun yalnızca çocuğa özgü bir olgu değildir. Yetişkinlerin de değişik formlarda bir çok oyunları olduğu, bunlardan zevk aldıkları ve oyunun sağaltıcı etkisi olduğu bir gerçektir. Yaratıcı drama ortamında bireyler oyun oynayarak yeniden içlerindeki çocuğu yakalıyabilirler ki bu da spontanlığı yakalamak demek olur. Spontanlık ise yaratıcılığın gelişmesinde en önemli faktörlerden biridir.
Birey başkalarıyla dramatik oyun oynarken, diğerlerinin de kendisine benzeyen veya farklı olan fikir veya hisleri olduğunun farkına varır. Çeşitli rol .çalışmalarında kendini başkalarının yerine koymayı öğrenir(2). Bu bireyin kendini ve başkalarını tanımasında, anlamasında ve gizli yönlerini keşfetmesinde önemli bir etkendir ve giderek empati gücünün gelişmesine katkıda bulunur.
Yaratıcı drama ortamında birey, kendini özgürce ifade edebilir, yargılanma, eleştirilme, suçlanma korkusu yoktur. Kendini değişik rollerle ortaya koyarken değişik ilişkileri, insan hareketlerini ve özelliklerini detaylı olarak planlar. Birey, yeni ilişkiler oluşturup geliştirirken aynı zamanda estetik ve sosyal y,önden de deneyimler kazanır(5).
Yaratıcı drama çalışmaları, hayal gücünün kullanılmasına, sıradışı duygu ve düşüncelerin ifade edilmesine ve deneyimlenmesine olanak sağlayarak, yeni keşifler yapılmasına ve dolayısıyla yaratıcılığın gelişmesine katkıda bulunur.
Yaratıcı drama iletişim becerileri geliştirme, kendini özgürce ifade etmesi sağlanan ve grup ortamında başkalarını tanıyan bireyin kendine ve başkalarına güven duymasını sağlamak, uyum gücünü arttırmak gibi, bireylerin kişisel gelişimine katkıda bulunan bir grup etkinliğidir.
Yaratıcı drama atölyesinde birbirinden değişik rollere girip çıkan birey’, bu toplumsal rolleri yaşayarak öğrenir. Yaşam içinde en az bir kere yaşanan rol, durum ya da an; drama ortamında bir çok kez denenir, eleştirilir, tartışılır, tekrar oynanır. Bu da bireye gerçek yaşam durumlarına karşı hazırlıklı olmayı öğretir( 1 ).
Çocuk oy·unlarından ve benzer etkinliklerden yola çıkarak gözlem yapma, doğaçlama, rol oynama, dramatizasyon gibi tiyatro tekniklerinden yararlanarak çeşitli yaşam durumlarını canlandırma, onları yeniden yaratıp irdeleme, bu yaşam durumlarından bilgilenme ve öğrenmeye çalışmaları diyebileceğimiz yaratıcı drama çalışmaları, kullanılabilirliğini en çok eğitimde kanıtlamış bulunmaktadır( 3 ).
Yaratıcı drama hem zihinsel hem de kişilik özelliklerinin oluşturulmasında temel eğitim modeli olarak karşımıza çıkmaktadır. Drama yoluyla birey kendi yaşantılarından yola çıkarak daha büyük keşifler yapar. Drama etkinliklerine aktif olarak katılarak yeni ve farklı öğrenme yolları bulur(2).
Yaratıcı dramanın bir öğrenme yolu olarak en önemli varlığı, zihinsel, sosyal ve psikomotor yeteneklerle bütünleşmiş olmasıdır. Her öğrenme şeklinde bulunan pek çok beceri yaratıcı dramaya katılım yoluyla elde edilir. Yaratıcı drama etkinliklerinde katılımcı diğerleriyle birlikte düşünür, hisseder ve haraket eder (2).
Yaratıcı drama çalışmaları duyguların, düşlem gücünün, imgelem yetisinin, imgesel düşüncenin, düşlerin öğrenme sürecine katılmasını olanaklı kılar. Drama etkinlikleri grup çalışmaları biçiminde y ürütülür. Birey konu ya da konuları grup içi etkileşim yoluyla ve yaşayarak öğrenir(3).
Yaratıcı drama etkin ve etkili bir grup çalışmasıdır. Bir iletişim, etkileşim olgusu, yaşayarak, yaparak öğrenme sürecidir. Temel hedef, daha hoşgörülü birbirlerini anlayan, daha demokratik insanlar yetiştirmektir( 6 ).
Temel sağlık hizmetlerinin geliştirilmesinde önemli bir yere sahip olan hizmet içi eğitimler, özellikle yetişkin insanlarla çalışmak söz konusu olduğu için çeşitli zorlukları da beraberinde getirmektedir. Klasik eğitim yöntemleri istenilen hedefe ulaşmakta genellikle başşarısız kalma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Özellikle eğitimin katmanlar halinde verildiği düşünüldüğünde, bilgi erozyonu her zaman karşılaşılan bir sorun olmaktadır. Bu durumda yaratıcı drama alternatif bir eğitim yöntemi olduğu kadar, kişilik gelişimine yaptığı katkılar nedeniyle de son derece yararlı olabilecek bir araçtır.
Sağlık alanında çalışan bireyler, teorik eğitimleri ne kadar iyi olursa olsun, alanda her zaman şaşırtıcı durumlarla karşı karşıya kalmaktadırlar. farklı durumları yaşayarak, yaparak öğrenmiş olmaları, yeni durumlara hızla uyum sağlama, olaylara değişik boyutlardan bakabilme, yeni stratejiler geliştirebilme gibi becerilerle donanmış olmaları verdikleri hizmetin kalitesini arttıracağı gibi, yaptıkları işten haz duymalarını sağlayacak, yani iş doyumunu arttıracaktır. Bu bakımdan sağlık personelinin hizmet içi eğitiminde yaratıcı drama gibi aktif yöntemlerin kullanılması gerek verilen eğitimin istenilen hedefe ulaşması, gerekse katılımcıların da alanda kullanabilecekleri beceriler sağlaması ve gerçek yaşam durumlarına hazırlaması açısından yararlı olabilir.
Temel sağlık hizmetlerinin geliştirilmesinde halk sağlığı eğitimi önemli bir yer tutmaktadır. Halkın eğitilmesi, sahip oldukları inançlar, gelenekler, alışkanlıklar gibi nedenler yüzünden son derece güç olmakta ve istenilen hedefe ulaşmakta oldukça zorluk çekilmektedir. Düşünceyi eyleme geçirmesi, yaparak ve yaşayarak öğrenme sağlaması, iletişimi kolaylaştırması bakımından, halkın sağlık eğitiminde de yaratıcı drama etkin bir işlev görebilir.
Uzm. Psk. Selma Çalık
KAYNAKLAR
I- OKVURAL, A. “Yaratıcı Drama Eğitiminin Empatik Eğilim Düzeylerine Etkisi” Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, A. Ü Sosyal BilimlerEnstitüsü. Aııkara:l993.
II- ÖMEROĞLLI, E. “Yaratıcı Dramanın Zeka Gelişimine Etkisi” Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, H.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Ankara : 1 990.
III- SAN, İ “Eğitimde Yaratıcı Drama” A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, Cilt 23, Sayı 2, Ankara : 1 990.
IV- SAN, İ. “Eğitimde Yaşayarak Öğrenme Yöntemi ve Estetik Bir Süreç Olarak Yaratıcı Drama” Eğitimde Nitelik Geliştirme Sempozyumu, Kültür Koleji Yayınları. İstanbul : 1991.
V- SAN, İ. “Yaratıcı Drama. Eğitsel Boyutları” Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi 1.İzmir Kongresi, Bildiri, 1991
VI- SAN, İ., ve diğerleri. 5.Uluslararası Eğitimde Yaratıcı Drama Seminere Drama ve Öğrenim Bilgisi. Türk-Alman Kültür İşleri Kurulu Yayın Dizisi, No:5, Ankara:1994