Sıfat- Fiiller (=Ortaçlar=Partisipler) ve Özellikleri
Sıfat- Fiiller (=Ortaçlar=Partisipler) ve Özellikleri
Sıfat- Fiiller (=Ortaçlar): Fiil kök veya gövdelerine “-an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş” eklerinden biri getirilerek oluşturulan sözcüklerdir. Bu ekleri alan bir sözcük sıfat-fiil olduğu gibi, sıfat özelliği de gösterir:
- Yapılan hatayı düzeltmeliyiz.
- Yaşlının öpülesi elleri vardı.
- Görünmez kaza buna derler.
- Bizi güler yüzle karşıladı.
- Burada tanıdık insanlar yok.
- Akacak kan damarda durmaz.
- Kızarmış etleri çıkarın.
– Sıfat-fiiller, sıfat tamlamalarında tamlayan olarak kullanılır:
- Bizi anlayan gözlerle süzdü.
– Sıfat-fiiller, adlaşmış sıfat olarak kullanılabilir:
- Denize düşen, yılana sarılır. (denize düşen insan)
– Fiillerden türeyen bütün sıfatlar, sıfat-fiil değildir. Fiilden türeyen sözcüklerin sıfat-fiil olabilmeleri için fiil anlamlarını da sürdürmeleri gerekir.
Ayrıca sıfat-fiillerin olumsuzları “-me, -ma” ekleriyle yapılabildiği halde, sıfatların olumsuzları bu eklerle oluşturulamaz:
- düşünen insan/ sıfat-fiil (olumlu)
- düşünmeyen insan/sıfat-fiil (olumsuz)
- yapılmış işler/sıfat-fiil (olumlu)
- yapılmamış işler /sıfat-fiil (olumsuz)
- çalışkan öğrenciler -> sıfat-fiil (olumlu) / “-ma, -me” eki ile olumsuzu yapılamıyor.
– Sıfat-fiil ekleriyle türeyen; fakat eylem anlamını bütünüyle kaybeden, yani fiilimsi özelliği taşımayan sözcükler de bulunmaktadır:
- çekecek, dolmuş, yakacak, yemiş, yiyecek, içecek… gibi.
Ayrıca bakınız ⇒ Fiilimsiler
——————–
Aşağıda Prof. Dr. Muharrem Ergin‘e ait olan Partisipler (Sıfat- Fiiller) ile ilgili ayrıntılı bilgi yer almaktadır:
Partisipler
Partisipler nesnelerin hareket vasıflanı karşılayan fiil şekilleridir. Hareket vasıflarını belirtmek suretiyle nesneleri karşıladıklarına göre nesne karşılayan kelimeler olarak Partisipler mânâ bakımından isim cinsinden kelimeler arasına girer. Partisiplerin asıl isimlerden farkı nesneyi harekeline göre adlandırması, onu asıl varlığı ile, şu veya bu kalıcı vasfı ile değil, hareketi ile ifade etmesidir. Yani partisip hareket hâlinde bulunan nesneler için kullanılan, hareket hâlindeki nesneyi ifade eden kelimelerdir. Bu kelimeler, dediğimiz gibi, fiil şekilleridir. Fiil kök veya gövdeleri bu şekillere girerek nesneleri hareketleri ile ifade ederler. Onun için Partisiplere fiillerin isim şekilleri, kısaca isim fiil diyebiliriz.
Birer fiil şekilleri olarak nesneleri hareketleri ile ifade eden Partisiplerde hareket ifadesinden başka zaman ifadesi de vardır. Yani hareketin hangi zamana ait olduğunu da gösterirler. Şu halde Partisipler zaman ve hareket ifadesi taşıyarak nesneleri karşılayan fiil şekilleridir. Demek ki Partisiplerin bir tarafı isim, bir tarafı fiildir. Onun için bunlara isini fiil adını veriyoruz.
Partisipler fiil kök ve gövdelerine Partisip ekleri getirmek sureliyle yapılırlar. Partisip ekleri bir yandan zaman ve hareket, öte yandan isim yapma fonksiyonları ile çekim eki ile yapını eki arasında bir yer tulan, fiilden isim yapma eklerine çok yaklaşan fiil işletme ekleridir. Asıl fonksiyonları geçici hareket isimleri yapmaktır. Fakat gerekince bir yandan yapını eki gibi kalıcı isimler yapabilmekle, öte yandan arkasına şahıs ekleri alarak fiil çekimini kuran şekil ve zaman eki durumuna geçebilmektedirler. İşte şekil ve zaman eklerinin, dolayısiyle fiil çekimlerinin büyük bir kısmı bunun için partisip, dolayısiyle isim menşelidirler. Şüphesiz kalıcı isim yapan asıl mücerret isim yapma eki veya fiil çekimini kuran şekil ve zaman eki durumuna geçtikten sonra artık ortada partisip eki kalmaz, bir yanda isim yapma eki ile, öte yanda şekil ve zaman eki ile karşı karşıya kalırız. Bunları birbirine karıştırmamak ve partisip ekinin partisip, yani geçici hareket isimleri yaptığı müddetçe partisip eki olduğunu unutmamak lâzımdır. Partisip eki ne bir mücerret isim yapma eki, ne de bir fiil çekim”kidir. Partisip eki partisip dediğimiz isim fiili yapan, fiilin fiil ifadeli hususî bir isim şeklini meydana getiren eklir. Fiil ifadeli isim fiilden yapılan, zaman ve hareket ifade eden, fakat isim gibi kullanılan kelimedir.
Partisipler isim çeşidi bakımından isim ve esas itibariyle vasıf isimleri oldukları için bilhassa sıfat olarak kullanılırlar.
Bütün bunları toparlarsak partisipi şöyle tarif edebiliriz: Partisip zaman ve hareket mefhumunu muhafaza eaen, fakat isim gibi kullanılan, isim gibi çekilen fiil şeklidir. Bu fiil şeklini yapmak için, dediğimiz gibi, fiil kök ve gövdelerine partisip ekleri denen fiil işletme ekleri getirilir.
Partisiplerin bazılarında vasıf, isim ifadesinden başka hareket hâli ifadesi de vardır ki bunlar bu bakımdan gerundiumlara yaklaşır, gerundium (Zarf-Fiil) gibi kullanılırlar. Bu bilhassa -dık, -dik ve -acak, -ecek Partisiplerinde açıktır, -an, -en partisipi de Azeri sahasında ve Eski Türkçe ile diğer Türk şivelerinde ( -gan, -gen ) aynı zamanda hareket hâli ifadesi taşırdı ve taşımaktadır. Partisiplerin fiil çekimlerine şekil ve zaman ekleri hâlinde geçmelerinin, fiil çekimlerini kurmalarının temeli de bu hareket hâli ifadeleri olmalıdır.
Geniş bir partisip sistemine sahip bulunan Türkçede, fiili isim şeklinde ifade eden, hareketi isim kalıbına sokan bu kelime çeşidi Türk cümlesine büyük bir sadelik vermekte, bir çok dillerin birleşik cümlelerle karşıladıkları ifadelerin, Türkçenin yine zengin olan gerundium sistemi ile birlikle, yardımcı cümlelerden uzak basit cümlelerle karşılanmasını sağlamakladır.
Batı Türkçesinde kullanılan partisip (Sıfat-Fiil) ekleri şunlardır :
-an, -en:
Geniş zaman ifade eden bu ek eskiden beri en geniş ölçüde kullanılan bir partisip ekidir: yap-an, gel-en, başla-y-an, bilme-y-en misallerinde olduğu gibi. Eski Türkçede -ğan, -gen şeklinde idi. Geniş zaman partisipi yapmak için en çok bu ek kullanılır. Şekil ve zaman eki durumuna geçmeyen, daima yalnız partisip eki olarak kalan bir ektir.
Bu ekin lokatif şekli Azeri sahasında gerundium durumuna geçerek partisipin neshe ifadesi yerine hareket ifadesi kaini olmuştur: gel-en-de «gelince», yap-an-da «yapınca» misallerinde olduğu gibi.
-/r, -ar, -er -ur, -ür:
Bunlar da geniş zaman ifade eden partisip ekleridir: ol-u-r (şey), dayanıl-ı-r ( şey ), gör-ü-r (göz ), tut-ar (el), geç-er ( akçe ) misallerinde olduğu gibi. Bu ekler çok fazla kullanılmaz. Geniş zaman partisipi olarak, dediğimiz gibi, daha çok -an, -en ‘li şekil kullanılır, -r ve -ar, -er aynı zamanda şekil ve zaman eki durumuna geçen partisip eklerindedir. -ur, -ür tabiî eskiden vardı, sonradan ortadan kalkmıştır.
-mış, -miş, -muş, -müş:
Geçmiş zaman İfade eden bu ek de çok kullanılan bir partisip ekidir : yan-mış ( kömür ), susa-mış ( iman ), geç-miş ( gün), gör~müş, ge-çir-miş ( insan ), oku-muş ( adam ) misallerinde olduğu gibi. Tabii, bu ekin eskiden yalnız düz şekilleri vardı. Vokal uyumuna son devirlerde bağlanmıştır. Bu ek de ayni zamanda şekil ve zaman eki durumuna geçen partisip eklerindendir. Partisip eki olarak bu ekin geçmiş zaman ifadesinde öğrenilen geçmiş zaman ifadesi pek yoktur. Sadeee geçmiş zaman ifadesi vardır.
-dik, -dik, -dık, -dük, -tık, -tik, -tuk, -tük:
Bu da geçmiş zaman ifade eden ve çok kullanılan partisip ekidir bill-dik, tanı-dık, duyulma-dık (söz), gör-düğ-ü-m, yap-tığ-ı-n, geç-tiğ-i, ol-duğ-u-muz, sök-tüğ-ü-müz, koş-tuk-ları misallerinde olduğu gibi. Bu ekin dikkati çeken tarafı bilhassa iyelik eki alarak kullanılmasıdır. İyelik eki almayan şekilleri pek fazla kullanılmaz. Kullanış sahasına hemen hemen daima iyelik ekli şekilleri ile çıkar ve böylece en geniş ölçüde kullanılır. İyelik eki tabiî diğer Partisiplere de gelir. Fakat bu partisipte iyelik eki partisip eki ile adeta kaynaşmış bir durumda bulunur.
Bu ek de şekil ve zaman eki durumuna geçmeyen bir partisip ekidir. Görülen geçmiş zamanın çokluk birinci şahsını kendisine benzeterek ikinci tipteki şahıs eklerinin çokluk birinci şahıslarının -k, -k olmasına bu ek sebep olmuştur. Eskiden bu ekin yalnız -duk, -dük şekli vardı. Vokal uyumuna Osmanlıca içinde bağlanmış, diğer şekilleri ancak son zamanlarda ortaya çıkmıştır.
Bu partisipin de eşitlik eki almış şekli gerundium fonksiyonuna bürünmüş, böylece partisip manasını kaybetmiştir: al-dık-ça, gel-dik-çe misallerinde olduğu gibi. Ağızlardaki vardığınan «varınca» ( < vardığı ilen )> geldiğinen «gelince» ( < geldiği ilen ) gibi şekillerde de böyle gerundium ifadesi vardır.
-acak, -ecek:
Gelecek zaman ifade eden bu ek de en çok kullanılan partisip eklerinden biridir : yat-acak ( yer ), doğ-acak ( çocuk ), gel-ecek ( ay ), ve-ril-ecek ( borç ) misallerinde olduğu gibi.
Eski Anadolu Türkçesinin sonlarında ortaya çıkmış olan bu ek de ayni zamanda şekil ve zaman eki durumuna geçen partisip eklerindendir.
-maz, -mez:
Menfi geniş zaman partisip eki olan bu ek de eskiden beri geniş ölçüde kullanıla gelmiştir : ağrı-maz ( başım ), din-mez ( ağrı ), sön-mez ( ışık), bit-mez tüken-mez ( iş.) misallerinde olduğu gibi.
Menfi geniş zaman partisipi olarak bunun yerine menfi fiillerin, -an, -en ‘li Partisipleri de kullanılmaktadır : açma-y-an, bitme-y-en gibi.
-maz, -mez ekinin aslında -ma-, -me- menfi eki ile -z partisip veya isim yapma ekinin birleşmesinden ortaya çıktığı açıktır. Türkçede başlangıçtan beri kullanılan -maz, -mez eki geniş zaman çekiminin menfisinde şekil ve zaman eki durumuna da geçmiştir.
Bu ek menfilik ifade etliği halde, bazen menfi fiil gövdelerine de getirildiği görülür: görme-mez-lik, duyma-maz-lık misallerinde olduğu gibi.
Bu ekin ablalif şeklini -madan, -meden gerundiumu yerine kullanmak pek doğru değildir : gel-mez-den önce, yap-maz-dan evvel misallerinde olduğu gibi. Fakat bu kullanış yeni bir şey olmayıp Eski Anadolu Türkçesinde ve Osmanlıcada da görülür.
Eski Anadolu Türkçesinde ekin bugünkünden farklı bir kullanışı da bilmezlen- gibi şekillerde görülmesidir.
-ası -esi:
Bu da gelecek zaman ifade eden bir partisip ekidir : yakıl-ası, ol-ası, çık-ası, geber-esi, ezil-esi misallerinde olduğu gibi. Eskiden beri işlek olan bu ek -acak, -ecek kadar fazla kullanılmaz. Bu ek Eski Anadolu Türkçesinde bazen şekil ve zaman eki durumuna da geçmiştir.
Eskiden -gası, -gesi şeklinde olan bu ekin -ga, -ge gelecek zaman partisip eki ile -sı, -si iyelik ekinin birleşmesinden çıktığı anlaşılmaktadır.
-di, -di, -du, -dü, -ti, -ti, -tu, -tü:
şıp sev-di, külbas-tı, beğen-di, de-di ko-du, gece kon-du gibi misallerde görülen bu ek son zamanlarda böyle kelimelerde partisip eki durumuna geçmiş görünüyor. Fakat bu örneklerin başka şekillerden veya bilhassa görülen geçmiş zaman çekiminin klişeleşmesinden çıkmış olması da muhtemeldir. Her halde, bu ekin partisip eki olduğunu ihtiyatla kabul etmek lazımdır.
-malı, -meli:
Batı Türkçesinde ortaya çıkan bu ek evvelce de gördüğümüz gibi partisip eki olarak daha çok Azeri sahasında kullanılmış, Osmanlı sahasında çok az görüle gelmiştir : Azeri sahasındaki öğ-meli ( güzel) «övülecek», gör-meli ( yer ) «görülecek» gibi misallerle bugün kullandığımız ağla-malı (olmak ), Eski Anadolu Türkçesindeki gönder-melü ( ol-), iste-melü ( ol-) misallerinde olduğu gibi.
-ma, -me fiilden isim yapma eki ile sıfat ekinin birleşmesinden çıktığı anlaşılan bu ek tabiî Eski Anadolu Türkçesinde -malü, -melü şeklinde dir. Misallerden de anlaşıldığı gibi bu ek partisip eki olarak geleeek zaman ifadesi taşımaktadır. Şekil ve zaman eki olarak gereklik kipine geçtiğini evvelce görmüştük.
-daçı, -deçi:
Eski Türkçenin gelecek zaman partisip eklerinden biri olan bu ek Batı Türkçesinin başlarında da tek tük misallerde görülebilir : öl-deçi, gel-deçi gibi. Fakat daha, Eski Anadolu Türkçesi devrinde iken büsbütün unutulmuştur.
İsim fiilinin partisipi: Bütün bu partisip ekleri içinde i- fiili yalnız -dük ekini alır: i-düg-i şeklinde görüldüğü gibi. i- fiilinin bu tek partisipi eskiden daha çok kullanılırdı. Bugün de klişeleşmiş olarak yaşamaktadır : ne idügi belirsiz misalinde olduğu gibi.
Dil ve Anlatım
- Anlatım ve Özellikleri
- Anlatıma Hazırlık
- Anlatımda Tema-Konu
- Anlatımda Sınırlandırma
- Anlatm-Anlatıcının Amacı
- Anlatıcının Tavrı
- Anlatımın Özellikleri
- Anlatımın Oluşumu
- Anlatım Türlerinin Sınıflandırılması
- İmla (Yazım) Kuralları