Sergüzeşt – Sami Paşazade Sezai
Sergüzeşt Romanı Özeti – Sami Paşazade Sezai
Sergüzeşt, Tanzimat dönemi yazarlarından Samipaşazade Sezai‘nin 1889’da yayınlanan romanıdır.
Sergüzeşt’in kelime anlamı:
Ser = baş, guzeşt =(-den geçmek): baştan geçen hâl/ler anlamlarına gelmekte. Türkçeye ‘Macera’ diye çevirebiliriz.
Sergüzeşt, Tanzimat yazarları tarafından çok işlenen ‘beyaz kadın ticareti’ni konu edinir.
Yazar, yaşadığı dönemdeki Türk toplumunda “cariye“, “odalık“, “halayık” gibi çeşitli adlar verilen esir kadınları kendi babasının konağında yakından görüp inceleme fırsatı bulmuş ve eserini buna dayanarak yazmıştır.
Bu roman Türk edebiyatında ilk realist eserler arasında yer alır.
Sergüzeşt Romanının Özeti:
Kafkasya’dan kaçırılan dokuz yaşındaki Dilber, İstanbul’a getirilerek, önce, Harput Malmüdürlüğü’nden azledilmiş Mustafa Efendi’nin evine kırk liraya satılır. Orada evin taşyürekli hanımı ile Arap halayık Taravet’in elinde çok eziyet çeker.
Mustafa Efendi bir ilçe kaymakamlığına tayin edilerek İstanbul’dan ayrılırken kızı bir esirciye altmış liraya satar. Esir tüccarı bir süre sonra Dilber’i Asaf Paşa adlı birinin konağına satar. Orada rahat bir hayata kavuşur, hatta Fransızca öğrenir.
Paşa’nın Avrupa’da resim öğrenimi görmüş olan oğlu Celal Bey, kızın türlü kılıklarda resmini yapar. Günün birinde iki genç birbirlerini severler. Bu evliliği uygun görmeyen ana baba, Dilber’i bir esirciye gizlice satarak evden uzaklaştırırlar.
Kız, Mısır’a götürülerek zengin bir tüccara satılır. Yeni efendisine odalık olmayı reddettiği için dövülür, hapsedilir. Merhametli bir haremağası kendisini tekrar istanbul’a götürmek ister; ancak olaylar farklı gelişir ve haremağası ölür.
Dilber yakalanıp tekrar işkenceli hayatına döneceği korkusuyla kendisini Nil’in karanlık sularına bırakarak intihar eder.