Pierre Corneille
Pierre Corneille Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri
Pierre Corneille (D: 6 Haziran 1606, Rouen, Fransa – Ö: 1 Ekim 1684, Paris, Fransa) Fransız şair ve oyun yazarı. Klasik Fransız trajedisinin yaratıcısı.
Gençliği ve İlk Eserleri
Corneille, Norman kökenli, varlıklı bir orta sınıf ailesinin çocuğudur. Dedesi, babası ve amcası hukukçu, öbür amcası ve kardeşi din adamı, kardeşi Thomas ünlü bir şair ve oyun yazarıydı. Pierre, doğduğu kentteki Cizvit okuluna gitti. Latince yazdığı şiirlerle iki kez ödül kazandı ve daha sonra avukat olarak çalışma izni aldı. 1628-1650 arasında, kentin suyolları ve orman dairesinde kralın danışmanı olarak çalıştı.
İlk oyunu Melite’i yazdığında 20 yaşına varmamıştı. Bu zarif ve nükteli komedinin; kendi başından geçen bir aşk öyküsüne dayandığı sanılır. İlk kez 1629’da Rouen’da sahnelenen oyun, ertesi yıl Paris’te oynanınca yazarının bile beklemediği bir başan kazandı. İzleyen yıllarda Clitandre (1631), La Veuve (1632; Dul Kadın), La Galerie du palais (1632; Sarayın Koridoru), La Suivante (1634; Nedime), La Place royale 1634; Krallık Mevkii) ve L’Illusion comigue (1635; Gülünç Yanılsama) adlı komediİeri sahnelendi.
Corneille’in yeteneğini fark eden Fransa’nın ünlü devlet adamı Kardinal Richelieu, onu oyun yazdırtmak üzere kurduğu ve bir anlamda yönlendirdiği les cinq auiteurs (beş yazar) topluluğuna aldı. Yaradılışı bu toplu çalışmaya uymayan Corneille, La Comedie des Tuileries (1635; Tuileries Komedisi) oyununda, kendisine ısmarlanan üçüncü perdeyi Richeheu’nün istediği gibi yazmayınca da aralan açıldı. Gerçekte Corneille’in oyuna katkısı büyük sanat değeri taşıyordu.
Bu sıralarda klasik tiyatrodan yola çıkarak üç birlik kuralı temelinde trajediye bir düzen vermek isteyen anlayış güçleniyordu. İtalya’dan kaynaklanan bu kurama göre, bir oyunun gündoğumundan günbatımına değin geçen süre içinde (zaman birliği), aynı yerde (mekân birliği) geçmesi ve birkaç olay ya da durumu birden ele almak yerine, tek bir olay üzerinde yoğunlaşması (eylem birliği) gerekiyordu. Gerçekte bu kuram, Aristoteles’in, trajedinin nasıl bir sanat türü olduğunu tanımlamaya çalıştığı Peri poetikes (Poetika) kitabının yanlış anlaşılmasından kaynaklanıyordu. Üç birlik kuralına göre yazılan ilk trajedi, Jean Mairet’nin çok beğenilen Sophonishe (1634) adlı oyunuydu. Trajediye bu anlamda bir düzen verme çabası içinde olmamakla birlikte Corneille, Sophonisbe’in etkisiyle Medee’yi (1635; Medea) yazarak trajedi türünü denedi. Bu oyunu, önce trajikomedi, sonra trajedi olarak adlandırılan ve 1637 başında sahnelenen Le Cid izledi.
Le Cid
Günümüzde Fransız tiyatro tarihinin en önemli oyunu sayılan Le Cid büyük ilgi topladı. Corneille ile rakip yazarlar Mairet ve Georges de Scudery arasında oyun yüzünden başlayan kuramsal tartışmalar, karşılıklı suçlama yazılarıyla sürdü. Bunun üzerine Richelieu, o sıralarda yeni kurulan Academie Française’in bu konuda bir karar vermesini istedi. Üç birlik kuralına uyulması gerektiğini savunan eleştirmenlerden Jean Chapelain başkanlığında, çok dikkatli bir dille yazılan Les Sentiments de L ‘Academie française sur la tragicomedie du Cid (1637; Academie Française’in Le Cid Trajikomedisi Üzerine Görüşleri) adlı belgede oyunun estetik açıdan başarılı, ama tiyatro tekniği açısından yanlış, ahlaki açıdan ise yetersiz olduğu belirtildi. Richelieu, Academie Française’in hu görüşüne dayanarak, Le Cid’in sahnelenmesini yasakladı.
Corneille, Le Cid’de gerçekten üç birlik kuralına uymamıştı. Gene de oyun klasik Fransız trajedisinin ilk ürünü olarak değerlendirilmiştir. Çünkü 17. yüzyıl klasik Fransız tiyatrosunun en iyi oyunlarının temel özelliği kurallara uymaları değil, bir ahlaki ikilem ve kahramanların içine düştükleri bu ikilemin derinliğini kavradıkları an üzerinde yoğunlaşmalarıdır. Corneille Le Cid’in konusunu, 17. yüzyıl İspanyol yazan Guillen de Castro y Bellvis’ten almıştı, ama uzun, aşırı süslü ve şiddet dolu bu oyunda olduğu gibi konuyu dağıtmak yerine, tutkulu aşk ile aile bağlılığı ya da onum arasındaki çatışma üzerinde yoğunlaşmıştı. Böylece Le Cid. “klasik” anlayıştaki yoğun trajik an kavramının en olgun ve en yetkin anlatımını bulduğu Racine’in “saf’ trajedilerinin de habercisi olmuştur.
Ballıca Trajedileri
Le Cid’e yöneltilen eleştirilerden etkilendiği anlaşılan Corneille, üç yıl oyun yazmadı. 1640’ta sahnelenen Horace (Horatius) ve 1641’de sahnelenen Cinna ya da tam adıyla Cinna, ou La Clemence d’Auguste (Cinna ya da Augustus’un Merhameti) , adlı oyunlarıyla yeniden tiyatroya döndü. İlki 1641 de, İkincisi 1643’te yayımlanan oyunlar, konularını Roma tarihinden alıyordu. Corneille, 1641’de Marie de Lamperiere’le evlendi ve bu evliliğinden yedi çocuğu oldu.
Corneille’in en güzel oyunları Le Cid, Horace, Cinna ve 1643’te sahnelenen Polyeucte martyr’den (Şehit Polyeucte) oluşan “klasik dörtleme”dir.
Horace, Romalı tarihçi Livius’un, Roma’yı temsil eden Horatii ailesiyle Alba’yı temsil eden Curiatii ailesi arasındaki efsanevi savaşla ilgili öyküsüne dayanır. Corneille, oyunu yurtseverlerden birinin, savaşa karşı olan kız kardeşini öldürmesi üzerinde yoğunlaştırır. Daha sonra olay kralın huzurunda tartışılır. Her ne kadar Corneille artık oyunlarında klasik kurallara uymaya başlamışsa da, kendisinin de belirttiği gibi bu oyununda bir yerine iki olaya yer vererek eylem birliğine uymamıştır.
Cinna, muhaliflerini öldürmek yerine bağışlayarak üstünlüğünü göstermeye çalışan ilk Roma imparatotu Augustus’a karşı düzenlenen bir komployu anlatır.
Pek çok eleştirmence Corneille’in en iyi oyunu sayılan Polyeucte‘ün kahramanı Hıristiyanlığı benimser ve öbür dünyada ün uğruna neredeyse bir asker gibi dövüşerek şehit olmak ister. Karısı ise, evliliğin gereklerinin dinin gerekleri kadar önemli olduğunu savunur.
Bu dört oyun Corneille’e özgü güç ve canlılığı yansıtır. İncelikli, belagatlı ve yüceltilmiş bir dille aktarılan düşünceler sağlam ve etkileyicidir. Genellikle 12 hecelik aleksandren ölçüsüyle yazan Corneille, bu ölçüyü şaşırtıcı bir esneklikle kullanarak, monologlarda, epigram ve hazırcevap sözlerle dolu konuşmalarda, öfkeye ya da ironiye yer veren pasajlarda bütün anlam ve anlattım inceliklerini yansıtmayı başarmıştır.
Dili karakterleri açıklamaktan çok, kavram çatışmalarını şiddetlendirmek amacıyla kullandığı için, şiir “cümleleri” oyundaki bağlamlarının dışında da önem kazanmıştır. Olaydan çok kararlar, duygular ve çekilen acılar üzerinde durur; bu yüzden oyunlardaki asıl eylem, karakterlerin olaylara gösterdiği tepkilerdir. Biçimsel açıdan simetri ilkesini temel alır, aynı zamanda bir hukukçu olan Corneille, olayların bir yönünü gösterdikten sonra öbür yönünü ve her tutumun ya da durumun ardından onun karşıtını gösterir.
Komediye Katkısı
“Klasik dörtleme”siyle kazandığı ün, Corneille’in tiyatro alanındaki çok yönlülüğünü gölgelemiş, bu yüzden Fransız komedisine kalkılan gerektiği gibi değerlendirilememiştir.
Corneille, konusunu Roma tarihinden alan oyunlardan sonra birkaç trajedi daha yazdı; La Mort de Pompee’yi (1643; Pompeius’un Ölümü), en başarılı oyunlarından Rodogune, princesse des Parthes (1645; Part Prensesi Rodogune), ilk başarısız oyunu Theodore (1646) ve Heraclius (1647) izledi. 1643’te komediye yönelerek Le Menteur (Yalancı) ile başarı kazandı. Bunu izleyen La Suite du Menteur (1643-1644; Yalancının Sonu) adlı komedisi ise o kadar tutulmadı. Her iki oyun da İspanyol tiyatrosundan uyarlanan canlı entrika komedileriydi. Le Menteur, Moliere’in oyunlarından önce yazılmış en önemli komedidir ve Fransız komedisindeki yeri, Le Cid’in Fransız trajedisindeki yeri ile eşdeğerdedir. Corneille’in çağdaşı genç Moliere de, bu oyundan etkilendiğini kabul etmiştir.
Corneille 1647’de ailesiyle birlikte Paris’e taşındı. Daha önce Paris’te oturmadığı gerekçesiyle iki kez üyeliği reddedilen Academie Française’e kabul edildi. Çağdaş siyasal olaylardan izler taşıyan Don Sanche d’Aragon’u (1649), kullanılan sahne aygıtlarıyla dikkati çeken Andromede (1650; Andromeda) adlı çarpıcı oyunu ve Nicomede‘i (1651) Fronde ayaklanmaları (164853) döneminde yazdı, 1651 ya da 1652’de Perharite adlı oyunu çok olumsuz eleştiriler alınca sekiz yıl oyun yazmadı. St. Thomas â Kempis’in Imitatio Christi (İsa’ya Öykünme) yapıtının manzum bir çevirisini (1656) yaptı. Bu dönemde kendi oyunları üzerine yazdığı eleştirel yazılar, toplu yapıtlarının 1660 basımında yayımlandı.
Son Dönemi
Corneille, sanatçıları koruyan devlet adamı Nicolas Fouquet’nin yüreklendirmesiyle 1659’da yazdığı Oedipe (Oedipus) adlı oyunuyla tiyatroya döndü. Bundan sonraki 14 yıl boyunca, hemen her yıl bir oyun yazdı. Bunlardan Sertorius (1662) ve Attila‘da (1667) şiddet dolu ve şaşırtıcı olaylara yer verdi.
Olay örgüsü son derece karmaşık ve duygusal açıdan trajikomik olan son oyunları, klasik trajedilerinden çok, 1640’larda yazdığı oyunlara yakındır. La Toison d’or (1660; Altın Post), Sophonishe (1663), Othon (1664), Agesilas (1666; Agesilaus) ve Pulcherie (1672; Pulcheria) bu dönem oyunları arasındadır. Ayrıca Moliere ve Philippe Ouinault’yla birlikle bale bölümleri ile müziğe yer veren ve lirik bir yumuşaklık taşıyan Psyche‘yi (1675) yazdı. Bundan bir yıl önce yazdığı Tite et Berenice (Titius ve Berenike) ile aynı konuda bir oyun yazan Racine’den üstün olduğunu göstermek istemişti. Racine’in oyununun daha çok beğenilmesi ise, halkın Corneille’den çok, bu genç oyun yazarını tuttuğunu gösterdi.
Son oyunu Surena (1674), eski oyunlarında görülmeyen bir incelik ve duygusallık taşır. Corneille bundan sonra, oyunlarının yeniden canlandırılmasını isteyen XIV. Louis’ye teşekkür etmek için yazdığı şiirler (1676) dışında ürün vermedi. Yoksul düşmediyse de zengin değildi. 1640’ta, Horace’ı yazdıktan bir süre sonra Richelieu’nün kendisine bağladığı gelir bir süre için kesilince, durumu güçleşti. Paris’te, Argenteuil Sokağı’ndaki evinde öldü ve SaintRoch Kilisesi’ne gömüldü.
Değerlendirme
Corneille yaşadığı dönemde değeri bilinmiş bir yazardır. Le Cid’e yöneltilen saldırılar kamuoyunu etkilememiştir. Yaşadığı dönemin önde gelen adları onun ateşli hayranlarıdır; Balzac tarafından övülmüş, Moliere onu oyun yazarlarının en önde geleni ve kendi ustası olarak gördüğünü açıklamış, Racine, onun kendisinden “yüz kat daha güzel” dizeler yazdığım söylemiştir. 18. yüzyılda, büyük ölçüde Voltaire’in etkisiyle Racine Corneille’den üstün tutulmuşsa da 18. yüzyıl sonunda romantik eleştirmenler, Corneille’e yeniden gerçek değerini vermişlerdir.
Gene de Corneille’in sıkıcı, sıradan dizeleri de vardır. Moliere bu durumu şöyle değerlendirmişti: “Dostum Corneille’e, dünyanın en güzel dizelerini yazdıran bir esin perisi var. Bu peri arada bir onu kendi başına bırakınca, Corneille kötü şeyler yazıyor.” Buna karşın Corneille’in, klasik Fransız tiyatrosunun gelişiminde oynadığı öncü rolün önemi ortadadır ve en iyi ürünleri göz önüne alındığında büyük bir oyun yazan olduğu kesindir.
Pierre Corneille 40 yıl boyunca, Fransız sarayı ve Parisli orta tabaka için büyük çeşitlilik gösteren oyunlar yazmakla kalmamış, 17. yüzyılda bütün Avrupa’nın ulaşmaya çalıştığı; bir olay ya da düşünceyi çatışmalar yoluyla canlı bir biçimde yansıtan dramatik tiyatronun da temelini atmıştır. Ayrıca dramatik tiyatronun yalnız öncüsü değil ustası da olmayı başarmıştır. Oyun yazmadaki ustalığının, kişisel ve ahlaki güçleri çatışma içinde gösterebilmesinde yattığı ileri sürülmüştür. Oyunlarnın pek çoğunda, dramatik durumların ardından karşıt görüşler dengeli bir biçimde tartışılır. İkilemlerini büyük bir enerjiyle yaşayan ve çözümleyen oyun kahramanlan aracılığıyla çoğu kez irade ve kendine hâkim olma gücü yüceltilir. Corneille, insanın çektiği acıların ve dayanma gücünün sınırlarını zorlayarak seyircide acıma ve korku duygulan uyandırmaktan çok, seyircinin kahramanlarna hayran olmasını amaçlar. Bu yüzden yalnızca birkaç oyununda trajik bir heyecanı ele almıştır. Gene de en ünlü yapıtı Le Cid’de ötürü genellikle klasik Fransız trajedisinin “baba”sı olarak adlandırılmış, komedinin gelişmesine yaptığı katkılar ise aynı ölçüde önemsenmemiştir. Günümüzde ise yalnızca trajedi türündeki ustalığıyla değil, genel olarak tiyatro alanındaki ustalığıyla değerlendirilmektedir.
Corneille’in yapıtlarının yaygınlıkla kullanılan temel basımı Charles Martylaveaux’nun yayıma hazırladığı 13 ciltlik Oeuvres de P. Corneille’dır (1862-1868; P. Corneille’in Yapıtları). Yapıt, bugün de güvenilir basımlardan biri sayılmakla birlikte, Maurice Rat (1962-1966) ve Jacques Maurens’in (1968) hazırladıkları yeni basımlar, oyunların çeşitli tarihsel özellikleri üzerine yapılan çağdaş araştırmalardan ve tarihlendirme çalışmalarından yararlandıkları için daha yeni bilgiler içerir. Aynca Andre Stegmann’nın hazırladığı Oeuvres completes (Bütün Yapıttan) gibi, bir iki ciltlik yeni basımlar da vardır.
Corneille’in Le Cid’i ilk kez 1891’de Ahmet Mithat tarafından Sid’in Hulasası adıyla düzyazı olarak ve kısaltılarak Türkçeye çevrilmiş, daha sonra Seyyid (1938) ve Le Cid (1961, 1974) çevirileri yayımlanmıştır. Ayrıca Nicomede de (Nikomed, 1938) Türkçeleştirilmiştir. Horace ise 1926’da Mehmet Ali Tevfik tarafından Horas adıyla okullar için özet olarak yayımlanmıştır. Ayrıca Le Cid (Seyyid) ve Nicomede (Nikomed) oyunları Türkiye’de sahnelenmiştir.
Dünya Edebiyatı
- Yunan – Latin Edebiyatı
- İtalyan Edebiyatı
- İngiliz Edebiyatı
- Alman Edebiyatı
- İspanyol Edebiyatı
- Amerikan Edebiyatı
- Fransız Edebiyatı
- Rus Edebiyatı
- Dünya Edebiyatı Genel
- Batı Edebiyatı Genel
- Edebiyat Akımları