Osmanlı Tarihleri
Osmanlı Tarihleri, Tarihçileri, Tarih Kitapları, Yazarları
Osmanlı Dönemi Türk edebiyatında, günümüzde edebiyat türü sayılmamakla birlikte, tarih yazarlığı önemli bir yer tutar. Divan nesrinin gelişimini, özelliklerini tarih yapıtlarında izlemek mümkündür. Ayrıca Osmanlı Tarihleri, Türk edebiyatı tarihi için de ilk kaynaklar arasındadır. Agâh Srrı Levend, eski tarih anlayışını şöyle değerlendirir:
İlk çağlarda tarih, hükümdarlarla ünlü kahramanların hayatlarını efsaneleştirip anılarını yaşatmak, zafer, yenilgi, felaket ve afet gibi halk arasında sevinç, korku ve heyecan yaratmış olan büyük olayları gelecek kuşaklara tanıtmak amacıyla kaleme alınmıştır. Tarihçi belgelere değil, söylentilere dayanır, gerçeği araştıracak yerde hayale yer verir, inandırmaktan çok şaşkınlık uyandırmağa çalışır, hikâyeye önem verir. Bizdeki tarihçiler de eserlerini bu anlayışla kaleme almışlardır.
Padişahların ya da vezirlerin emriyle Türkçeye çevrilen Arap ve Fars kaynaklardan başka, Osmanlı tarihi adı altında meydana getirilmiş olan Anonim Tevarih-i Âl-i Osman ile Bihiştî, Enverî, Oruç Bey ve Aşık Paşazade’nin tarihleri hep birer hikâye karakterlerini taşır. Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşuyla ilgili söylentiler, ilk padişahların hayatı, sürekli akınlar, akınlarda ün kazanan başlıca kahramanlar, bu eserlerde hep birer efsane havası içinde anlatılır.
Fatih zamanında, padişahın resmi ve özel hayatını, zaferini yazmağa memur edilen şehnameciler, saray adamları arasında yer alır. Şehnamecinin, efendisine yaranmak için eserini onun isteğine göre kaleme alması çok doğaldır. Hazırlanan eser ünlü hattatlara yazdırılır, tezhipler ve minyatürlerle süslenir, üstün bir sanatla ciltlendikten sonra hükümdara sunulur. Padişahça beğenilmeyip reddedilen şehnameler de olmuştur. Talikîzade Mehmet Subhi, III. Murad’a sunduğu eserinin “kabule mazhar” olmadığını büyük bir üzüntü ile anlatır.
Şehnamecilerin yerini, XVII. yüzyılda “vakanüvis’ler alır. Bunlar hükümetin birer resmi memurudur. Vakanüvislerin tarih anlayışında büyük bir değişme görülmez. Bununla birlikte, tarihçiler arasında, kişiliğini korumasını bilen, üstü kapalı da olsa gerçeği söylemekten çekinmeyen, hatta kimi kez padişahla vezirleri iğnelemekten geri durmayanlar olmuştur. Özel tarihçiler arasında Selanikli Mustafa (XVI. yüzyıl), vakanüvislerden de Naima (ölm. 1715) bu arada kayda değer.
XVI. yüzyıldan sonra yazılmış olan tarihlerde “üslupçuluk” kaygısının belirdiği de görülür. Artık tarihler de edebi eserler arasında yer almıştır. Tarihçi deyişte gösterdiği ustalık oranında, tarihçi olduğu kadar da bir sanatçıdır. Eski tarihlerde olaylar “kaza ve kader”e bağlanır. Her şey sonunda Tanrının iradesine dayanır. Zafer “ezeli kudretin temsilcisidir. Gizli bir kuvvet “fi se-bilillah” cihada atılmış olan orduyu korumuş, kâfir ve düşman bu amansız saldırış karşısında “makhur” olmuştur. Yenilgisi ise tedbirsizlikle birlikte İlahi adaletin yerine gelmesidir. Uğurlu gün ve saatte işe başlamanın, sonucun hayırlı olması bakımından önemi vardır. Büyük işlere girişmeden önce “eşref-i saat” aranması da bu yüzdendir. Yalnız büyük işlerde değil, yola çıkma, hatta hamama gitme gibi önemsiz olaylarda bile günün ve saatin uğurlusu aranır.
Taun, veba gibi kinci hastalıklar, kıtlık ve yangın gibi büyük felaketler kulun yüzündendir. Halkın işlediği suçlar “gayret-i ilahiyye”ye dokunmuş, başlanna bu felaket ateşi yağmıştır. Bu anlayış Tanzimat’a dek sürer.
Tanzimat devrinde, tarih anlayışının, bizde de değişmeye başladığı görülür. Ahmet Cevdet Paşa tarihini yazarken, Fransız tarihçilerinden yararlanmış, tarihçinin, tarafsız kalması, inanılır belgelere dayanması, olayların gerçek nedenlerini araştırıp bulması ve eserini herkesin anlayacağı bir dille kaleme alması gerektiğini tarihinde kaydeder. Bu ileri bir adımdır. Bununla birlikte Cevdet Paşa’ya göre yine tarih “mucib-i tefeyyüz u intibah” olacak bilgiyi kapsamalı, “medâr-ı ibret” olacak “faide-i tarihiyye” haber vermelidir.
Tanzimat devrinde yazılan tarihler arasında Mehmet Feyzi’nin Haber-i Sahih, Mustafa Nuri Paşa’nın Netayicü’l-Vukuat, Abdurrahman Şeref’in Tarih-i Devlet-i Osmaniye, Murad Bey’in Tarih’i Ebûlfaruk adlı eserleri ayrı bakımlardan eski tarihlerden ayrılır.
Bugün tarih yalnız geçmişteki olayları anlatmakla, savaşları, savaş sonrası beliren büyük olayları hikâye etmekle kalmıyor; bunların gerçek nedenlerini araştırıyor. Ruhbilimle ilgili nedenleri bile gözden uzak tutmuyor. Söylentilere, değil, gerçek belgelere dayanıyor. Siyasal, sosyal, ekonomik olgular üzerinde önemle duruyor. Hikâye etmiyor, belgeleri konuşturuyor. (A S. Levend, Türk Edebiyatı Tarihi I).
Kapsadıkları yıllar bakımından belli başlı Osmanlı tarihleri sırasıyla şunlardır:
Derviş Ahmed Âşıkî. Osman Gazi’den II. Bayezid zamanında 1502 yılma dek (bas. İst., 1913; Friedrich Giese yay., Leipzig, 1929).
Neşrî Mehmed. Oğuz Türkleri, Selçuklular ve Karamanlılardan başlayarak II. Bazyezid’in son yıllarına dek (Faik Reşit Unat ve Mehmet Köymen tar., c. I, 1949; c.II, 1957).
Abdülbaki Sadi (İdris-i Bitlisi’nin Farsça yazdığı Heşt Bihişt’in çevirisi). Osman Gazi’den II. Bayezid’in son yıllarına dek sekiz padişah döneminin olayları (TTCYK).
Hoca Sadettin Efendi. Osman Gazi’den Yavuz Sultan Selim’in sonuna dek (bas. c. I, 1862, c. II, 1863; başta Sadettin Efendi’nin biyografisi, sonunda Selimname; ikinci cildin sonunda zeyil bölümünde her padişah zamanındaki bilginler ve şeyhler yer almaktadır).
Gelibolulu Ali. Yapıt, genel tarihtir. Önsözde kaynaklar, tarih, zulüm ve adalet, tarihin yararları anlatıldıktan sonra yaradılıştan, sırasıyla bütün yaratıkların meydana gelişinden, acayip yaratıklardan söz edilmekte, balıklar, denizler, nehirler, göller, adalar, dağlar, iklimler, memleketler, sınırlar, vilayetler ve ümmetler belirtilmekte, sonra peygamberler, padişahlar, Hz. Muhammed, Hülafa-yi Raşidin, Emeviler, Abbasiler, Arap emirleri, bilginleri, şeyhleri ile tabipler ve hakimler sıralanmakta, Oğuzlar, Türkler, Tatarlar ve Türk hakanları gösterildikten sonra Osmanlılara geçilerek II. Selim zamanına dek gelinmektedir (bas. 5 cilt, 1860; bu baskıda ciltler gelişigüzel ayrılmış, rükünler ve rükünlerin başlangıçları ve sonları birbirine karışmıştır; yine bu baskıda, Fatih’in İstanbul’u almasına dek süren bölüm yer almaktadır; yapıtın bundan sonrası ve Yıldırım Bayezid’den başlayan şairler bölümü basılmamıştır).
Ramazanzade Nişancı Mehmet. Yapıt, İslam devletleri tarihidir; yaradılıştan Kanuni Sultan Süleyman döneminin sonuna dek gelir. Her padişahın sonunda vezirlerin, bilginlerin ve şeyhlerin kısa biyografisi vardır, (bas. 1862; 2. bas. 1873).
Selaniki Mustafa. 1563’den 1599 yılına dek Kanuni Sultan Süleyman döneminin son yıllarıyla II. Selim, III. Murat, III. Mehmet zamanı olaylarını kapsar (1563 yıhna dek olan bölümü basıldı, 1864; son yedi yıllık olaylar Naima tarihine alınıp basıldı).
Hasan Beyzade Ahmet. Yazar Tacü’t-Tevarih’i, dilini biraz sadeleştirerek özetlemiş, onun bıraktığı yerden I. Ahmet zamanı sonlarına, 1622 yılına dek süren olayları almıştır. Basılmadı.
Kemal Paşazade. Yapıt, Osman Gazi’den Kanuni Sultan Süleyman zamanına dek on padişah dönemindeki olayları kapsar. Her padişahın zamanı bir defter sayılmıştır (yedinci defter basıldı, haz. Şerafettin Turan, 1957; daha sonra Türk Tarih Kurumu’nca 1, 2, 4, 7, 8, 10 defterler de yayımlandı, 1991-2000).
Solakzade Mehmet Hemdemî. Yapıt, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan Sultan İbrahim zamanında 1664 yılma dek geçen olayları kapsar (bas., 1880).
Peçevi İbrahim. Yapıt, 1520 tarihinden 1648 yılma dek Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murat, III. Mehmet, I. Ahmet, I. Mustafa, II. Osman, I. Mustafa zamanlan olaylannı kapsar. Padişahlar zamanında yetişen vezirlerin, defterdar ve nişancıların, ümeranın, bilginlerin ve şeyhlerin biyografilerini verir (bas., 2 cilt, 1864-1866).
Abdurrahman Hıbrî. Yapıt, Osman Gazi’den İbrahim dönemi sonuna dek geçen olayları kapsar. Altı defter olarak hazırlanmıştır. İlk dört defterde olaylar, beşinci defterde bu padişahlar zamanındaki sadrazamlar, altıncı defterde şeyhülislamlar yer alır. “Hatime” bölümünde ise bu padişahlar zamanında vezir, şeyhülislam, İstanbul, Mısır ve Halep kadısı olanların adları liste olarak verilmiştir. Basılmadı.
Kâtip Çelebi. Yapıt, 1591’den 1654 yılına dek geçen olayları kapsar. Her yılın olaylarıyla birlikte tanınmış kişilerin ölümleri ve biyografileri verilmiştir (bas., 2 cilt 1869-1870).
Mustafa Naima. Yapıt, 1591’den 1659 yılına dek, III. Murat, III. Mehmet, I. Ahmet, I. Mustafa, II. Osman, n. Mustaf, IV. Murat, İbrahim, IV. Mehmet zamanlan olaylarını kapsar. III. Murat, III. Mehmet ve I. Ahmet zamanlarından sonra vezirlerin, bilginlerin ve şeyhlerin biyografileri verilmiş, bundan sonra ölenlerin biyografileri de “Vefeyat” başlıkları altında gösterilmiştir.
Abdi. Yapıt, III. Ahmet’in tahttan indirilmesi ve Patrona Halil ayaklanmasıyla tahta geçen I. Mahmut’tan söz eder. O dönemi çok iyi canlandırdığı için önemlidir (bas., 1943).
Silahtar Fındıklı Mehmet Ağa. Yapıt, 1654’den 1694 yılına dek geçen olayları kapsar. Fezleke’nin zeylidir. Yıl sonlarında “Vefeyat” başlığı altında biyografiler vardır (bas., 2 cilt, Ahmet Refik’in önsözüyle, 1928).
Silahtar Mehmet Ağa. Nusret-name, Silahtar Tarihi’nin ikinci bölümüdür. 1695 yılından 1721 yılına dek geçen olayları kapsar (günümüz Türkçesiyle bas., İsmet Parmaksızoğlu tar., 2 cilt, 1962-1966).
Raşit Mehmet. Yapıt, 1660’dan 1721 yılına dek geçen olayları kapsar. Naima Tarihi’nin zeylidir. Vefat başlığı altında ve padişahların sonunda ayrıca biyografiler vardır, (bas. İbrahim Müteferrika tar., 1865).
Küçük Çelebizade Asım. Yapıt, 1722’den 1728 yılına dek geçen olayları kapsar. Raşit Tarihi’nin zeylidir. Tanınmış kişilerin ölüm yılları, kısa biyografileri de verilmiştir (bas. İbrahim Müteferrika tar., 1865).
Süleyman İzzî. Yapıt, 1744’den 1751 yılına dek geçen yılların olaylarını kapsar. Tanınmış kişilerin kısa biyografileri de verilmiştir (bas. İbrahim Müteferrika tar., 1865).
Ahmet Vasıf. Yapıt, 1752’den 1804 yılına dek geçen olayları kapsar. Vasıf, İzzî ile kendi arasında vakanüvis olanların bıraktıkları müsveddeleri toplamış, kendi zamanındaki olayları da buna eklemiştir. (Bir bölümü 2 cilt üç kez basıldı, İst. 1804; Bulak 1246).
Mütercim Ahmet Asım. Yapıt, 1786 yılından III. Selim zamanı sonlarına dek geçen olayları kapsar (bas., 2 cilt, tarihsiz).
Şanizade Ataullah. Eser 1808’den 1821 yılma dek geçen olayları kapsar. Asım tarihinin zeylidir (bas., 4 cilt, 1873).
Yazarı, Ahmet Cevdet Paşa. Yazar 12 cilt olarak hazırladığı bu yapıtın birinci cildinde Osman Gazi’den başlayarak Kaynarca antlaşmasına dek geçen olayları özetlemiş, İkincide 1773’de I. Abdülhamit’ten başlayarak 1825 yılına dek geçen olayları yazmıştır. Yapıtta ‘vefat” başlığı altında biyografiler vardır. Yapıtta olayların muhakemesi yapılmış, ayrıca olaylarla ilgili belgeler her cildin sonuna eklenmiştir. Cevdet Tarihi’nin ciltleri türlü tarihlerde ve çeşitli basım evlerinde basılmıştır.
Ahmed Lütfi. Yazar Cevdet Paşa’nın bıraktığı 1826’dan 1844 yılma dek geçen olayları yazarak yedi cilt halinde bastırmıştır (1873-1888). Sonradan 1845 ile 1848 yıllan arasındaki olayları da yazıp padişaha vermiş, Meşrutiyetten sonra vakanüvis olan Abdurrahman Şeref, Lütfi’nin yazıp bıraktığı dört ciltlik müsveddeleri Yıldız’da bulmuş, hepsini birden bir ön söz yazıp sekiz cilt olarak bastırmıştır (1910).
Hekimbaşı Abdülhak Molla’nın oğlu Hayrullah. Yapıt, Osmanlıların atalarından başlayarak 1622 yılına dek geçen olayları kapsar. On altı küçük cilt halindedir. Sonradan Ali Şevki bu tarihten 1648 yılma dek geçen olayları da iki cilt olarak yazıp eklemiştir (bas. 1856-1875).
Mehmet Fevzi. Yapıt Osman Gazi’den başlayarak II. Selim zamanına dek gelir (bas., 5 cilt, 1873-1876).
Mustafa Nuri Paşa. II. Abdülhamit devrinde Maarif ve Evkaf nazırlıklarında bulunan Mustafa Nuri Paşa’nn kitabı dört cilttir. Birinci ciltte, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan III. Murat’ın ölümüne dek gelinmiştir. Daha sonra “Tekmile” başlığı altında, yeniçeri, cebeci, süvari, tersane, bostancı ve taşradaki yerli kulu ocakları, akıncı taifesi ve mali ve harici durumla ilim ve fennin gelişimi özetlenmektedir.
İkinci ciltte, III. Mehmet’ten, IV. Mehmet’in tahttan indirildiği 1600 yılına dek gelinmiştir. Sonundaki “Tekmile”de, sivil ve askeri erkanın, ilmin, eğitimin durumu gibi bölümler yer almaktadır.
Üçüncü ciltte, 1687’de tahta geçen II. Süleyman’dan 1188/1774’te Kaynarca barışına dek gelinmiştir. Sonunda yine “Tekmile” başlıklı bölüm bulunmaktadır.
Dördüncü ciltte, 1774’ten 1841 tarihine dek gelinmiştir. Sonunda yine “Tekmile” başlıklı bölüm yer almaktadır (bas. 3 cilt, 1877; bütünü, 1909).
Manzum Tarihler ise şunlardır:
Ahmedî. Osman Gazi, Orhan Gazi, I. Murat, Yıldırım Bayezid ve Emir Süleyman dönemleri kapsayan bu yapıt 334 beyittir.
Hadidî (ölm. 1533/34). Yapıt, Osman Gazi’den Kanuni Sultan Süleyman’a dek sürer.
Ganizade Nadiri. Yapıt, I. Ahmet’in son zamanıyla II. Osman zamanındaki olayları kapsar.
Erzurumlu İbrahim Mülhimî (ölm. 1650). Yapıt, IV. Murat’ın doğduğu tarihten Bağdat seferinden dönüşüne dek geçen olayları kapsar.
Solakzade Mehmet Hemdemî. Yapıt, Osman Gazi’den IV. Mehmet zamanına dek gelen padişahların tahta çıkış ve ölüm yıllarıyla zamanlarındaki başlıca olayları anlatır.
Talibî-i Kefevî (XVII. yüzyıl). Yapıt, Osman Gazi’den I. Ahmet zamanına dek gelen padişahlardan her birinin tahta geçiş tarihlerini ebced hesabıyla ve birer mısra, ayrıca saltanat süreleriyle seferlerini mesnevi tarzında birkaç beyitle anlatır. Sonda Gazi Giray ile Selamet Giray’ınhanlığa geçişleriyle, sadrazam Kuyucu Murat Paşa’nın yararlıklarından söz eder.
Müminzade Hasib (XVIII. yüzyıl). Yapıt, Türklerin Anadolu’ya geçerek hükümet kuruşlarından başlayıp Fatih Sultan Mehmet’e dek sürer. On sekiz beyti aşkındır.
Mustafa Nedim (II. Mustafa’nın sır kâtibi). Yapıtta, II. Mustafa’nın tahta geçtikten iki ay sonra sefere çıkıp Edirne’ye oradan Belgrad’a gidişi, yolda uğradığı yerler, Tamışvar kalesini aldıktan ve Davutpaşa’da askere ulûfe verilmesi için üç gün kaldıktan sonra İstanbul’a dönüşü anlatılmaktadır.
KAYNAKÇA
Atilla Özkırımlı, Türk Edebiyatı Tarihi: Agah Sırrı Levend, Türk Edebiyatı Tarihi, I; Franz Babinger, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, 1982.