Niçin sanata ihtiyacımız vardır?
Niçin sanata ihtiyacımız vardır?
Uygarlığın temsilcileri üç kesimdir: İşçiler, bilginler ve sanatçılar. İşçiler demire ve çeliğe hayat verirler ve gelişme ile ilerlemenin maddî önkoşullarını sağlarlar. Bilginler tabiatı araştırırlar ve ikinci bir dış tabiat oluştururlar. Sanatçılar ise insanın iç dünyasını, incelerler ve insanların içindeki iyiyi ve kötüyü gösterirler. Böylece bilim gibi sanat da ikinci bir tabiat yaratır ve insanın iç tabiatını güzelleştirir.
İnsanın psikolojik temelinde var olan beğenme – beğenilme duygusu sanat etkinlikleriyle somutlaştırılır. Dolayısıyla sanat, insanın psikolojik yapısındaki ihtiyaçların dışa vurumudur.
Sanat eseri bir kişiye ait estetik bir ürün gibi görünse de aslında ortaya konulmuş bir sanat eserinde, tarihin derinliklerinden bugüne kadar milyonlarca insanın içinde yer aldığı bir işbirliği sistemi vardır. Bu yüzden her toplumda benzer duygular, benzer eserler ortaya konabilir.
Sanat, uygarlığın bir göstergesidir. Bir şehirdeki sanatsal faaliyetler, tiyatro salonları, kütüphaneler vb. o şehrin gelişmişlik düzeyi açısından bir işaret olarak kabul edilir.
Uluslar, yetiştirdikleri sanatçılarla özdeşleşir. Sanatçılar uluslarının gelişmesinde olduğu kadar dünyada tanınmasında da rol oynar. Dostoyevski, Tolstoy dendiğinde Rusya, Shakespeare dendiğinde İngiltere, Sadi dendiğinde de İran akla gelir.