Münacat Nedir? Özellikleri, Örnekleri
Münacat Nedir? Münacat Özellikleri, Örnekleri
Allah’a yalvarma, dua, af dileme ve manevi isteklerin ifade edildiği manzum (şiir) veya mensur (düzyazı) eserlere “münâcât” adı verilir.
Münacat kelimesinin sözlük anlamı “fısıldamak”tır. Arapça “necv” kökünden türeyen münâcât, “fısıldaşmak ve bir sırrı paylaşmak” anlamındadır. Münacat genellikle “yalvarmak, yakarmak, dua ve tazarruda bulunmak” mânasında kullanılır.
Münacatlar genellikle mesnevi ve kaside nazım biçimleriyle kaleme alınmıştır.
Münacatın divan edebiyatında yaygın bir tür olmasında divan ve mesnevi tertibinde tevhitlerden sonra münacatlara yer verilmesinin bir gelenek hâline gelmesi etkili olmuştur.
Münâcât türünün ilk örnekleri, İslamiyet’in yayılmasıyla beraber Arap edebiyatında ortaya çıkmıştır. Halifelerden Hz. Ebubekir (ö. 13/635), Hz. Ömer (ö. 24/646) ve Hz. Ali (ö. 40/662)’ye isnad edilen münâcât türünde birer şiir tespit edilmiştir. Bu şiirler içerisinde Hz. Ebubekir’e isnad edilen “Kaside-i Ebubekr-i Sıddîk” ile Hz. Ali’ye atfedilen “el-Mecmu’atü’l Kübra” isimli münâcâtlar bu türün ilk örnekleri arasındadır.
Fars edebiyatında münâcât türünün ilk örnekleri X. ve XI. yüzyıllarda görülür. Bu edebiyatta edebî bir tür olarak uzun bir geçmişe sahip olan münâcât, “niyâziş” adıyla da bilinmektedir. Manzum ve mensur münâcâtlar içerisinde Hâce Abdullah Herevî (ö. 1089)’nin eseri, tasavvufî Fars geleneğinde bu türün ilk örneği kabul edilir.
Türk edebiyatında münâcât, İslamî Türk edebiyatının en eski nevilerinin başında gelir. İslamî Türk edebiyatımızın ilk eserlerinden biri olan Kutadgu Bilig’de müstakil bir münâcât olmamakla beraber eserin girişinde bulunan tevhidde münâcât hüviyeti taşıyan beyitler yer almaktadır. Yine ilk İslamî mahsullerden Hoca Ahmed Yesevi (ö. 1166)’nin Divan-ı Hikmet’inin altıncı hikmeti de aynı zamanda bir münâcât örneğidir.
Orta Asya’da başlayan münâcât geleneğimiz Anadolu’da yüzyıllar boyu devam etmiştir. Anadolu’da, Sultan Veled (ö. 1312) ve Ahmed Fakih (ö. XV ?) gibi şairler tarafından bu türün ilk örnekleri samimi ve süsten uzak bir üslupla
verilmiştir.
Divan şairlerinin neredeyse tamamının divanlarında münâcât türünde şiirlere rastlamak mümkündür. Bu gelenek içerisinde en güzel örnekleri
- Alî Şîr Nevâî (ö. 1501),
- Ahmed-i Dâî (ö. 1421’den sonra),
- Şeyhî (ö. 1429’dan sonra),
- Muhibbî (ö. 1566),
- Fuzûlî (ö. 1556),
- Adlî (ö. 1512),
- Bahtî (ö. 1617),
- İsmetî (ö. 1665),
- Azmizâde Hâletî (ö. 1631),
- Nefî (ö. 1635),
- Naîlî (ö. 1666),
- Nevres (ö. 1876),
- Esrar Dede (ö. 1797)
gibi şairler ortaya koymuştur.
Münâcât yazma geleneği Divan şairlerine nispetle mutasavvıf şairlerde daha yaygındır.
- Yûnus Emre (1320-1321?),
- Dede Ömer Ruşenî (ö. 1487),
- Kemâl Eşrefoğlu Rumî (ö. 1469),
- Ümmî Kemâl (ö. 1475),
- Niyâzî Mısrî (ö. 1694),
- Seyyid Nizâmoğlu (ö. 1601),
- Sezâi-yi Gülşenî (ö. 1738),
- Kuddûsî (ö. 1849)
en önemli münâcât sahibi mutasavvıf şairlerdir.
Münacat Örnekleri
Münâcât
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
Yüzümi dergāha tutdum yā Ġanı̇̄ Perverdigār
Derdime dermān irişdür yā Ġanı̇̄ PerverdigārŞaşmışam yā Rab ʿadūden eyleyeseñ bizi ḫalāṣ
ʿİzz u ẕātıñ ḥürmeti-çün yā Ġanı̇̄ PerverdigārĠam çerisi her ṭarafdan yaḳalamış göñlümi
Ġamdan āzād eyle bizi yā Ġanı̇̄ PerverdigārHer ne derde mübtelā olsa ḳamu ḫalḳ-ı cihān
Senden ister derde dermān yā Ġanı̇̄ PerverdigārʿArş-ı kürsiñ ḥaḳḳı-çün yā Rab naẓar ḳıl ḥālime
Ḳullarıñı sen sevindir Yā Ġanı̇̄ PerverdigārBaña zehri içirürler Cāy-ı şeker bu felek
Kim elinde zehri ṭutar Yā Ġanı̇̄ PerverdigārCümle müşkil işleri ḥal eyleyen sensin Kerı̇̄m
Ḥāl-i müşkilden ḫalāṣ it yā Ġanı̇̄ PerverdigārEnbiyānuñ evliyānuñ ḥürmeti-çün yā Raḥı̇̄m
Merḥamet ḳıl ben ġarı̇̄be yā Ġanı̇̄ Perverdigār***
Mustafa bin Muhammed Ankaravî
SULTAN
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harfleri acz tutuyor
Bağışlamanı dilerimSana zorsa bırak yanayım
Kolaysa esirgemeHayat bir boş rüyaymış
Geçen ibadetler özürlü
Eski günahlar dipdiri
Seçkin bir kimse değilim
İsmimin baş harflerinde kimliğim
Bağışlanmamı dilerimSana zorsa yanmaya razıyım
Kolaysa affı esirgemeHayat boş geçti
Geri kalan korkulu
Her adımım dolu olsa
İşe yaramaz katında
Biliyorum
Bağışlanmamı diliyorum
DUA
Kaynakça:
- Arş. Gör. Dr. Faruk Sönmez, Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, Mustafa bin Muhammed Ankaravî’nin İki Münâcâtı
- TDV İslam Ansiklopedisi