Mihr ü Mah Nedir?
Mihr ü Mah
Mihr ü Mah, Türk edebiyatında klasik mesnevi konusu olan eski İran aşk destanı.
Mihr ü Mah Mesnevisinin Konusu
Mihr ü Mah mesnevisinin tek nüshası Oxford Bodleian Kütüphanesindeki Mecmua-i Resail’in içinde bulunan bu anonim düzyazı aşk öyküsünün konusu kısaca şöyledir: Maşrık ülkesinin adaletiyle ünlü padişahı Haver Şah’ın uzun yıllar sonra Mihr adlı bir oğlu olur. Mihr bir av partisinde Müşteri’yle tanışır ve onun resmini gösterdiği Mah’a âşık olur. Birçok serüvenden sonra onu arayıp bulur ve evlenip mutlu olurlar.
Türk edebiyatında konuları farklı üç ayrı Mihr ü Mah mesnevisi vardır. Mustafa Ali’nin 1560/61’de yazdığı alegorik özellikler taşıyan Mihr ü Mah’ın konusu şöyledir:
Güzellik ülkesinin padişahı Mihr, kadısı Bercis silahdarı Mirrih, kâtibi Utarid, kapıcısı Zühal ve çengisi Zühre’yle birlikte yaşamaktadır. Tek başına gezmeye çıktığı bir gün Mah kendisini görür ve âşık olur. Husuf (Ay Tutulması) adlı bekçi sarayın çevresinde dolaşan Mah’ı hırsız sanarak yakalatır, Bercis’e getirir ve Mah kentten kovulur. Mihr, Mah’ı bağışlarsa da Zerre onu gene kentten kovdurur. Bu sırada Şah-ı Şita (Kış Padişahı) her yeri fetheder; bu arada Zerre, Mihr’i yitirir ve yalnız kalan Mihr ile Mah birbirlerine kavuşurlar.
Zarifî’nin (16. yy) klasik mesnevi tarzındaki Mihr ü Mah’ının tek nüshası Agâh Sırrı Levend’in özel kitaplığındadır. Bu yapıtta da Mah, Hilal adlı bir Çin hükümdarının oğludur. Bir av sırasında yolunu şaşırarak yabancı bir ülkeye gider. Bu ülkenin hükümdarı Pervin onu yakalatır ve kendi dinine döndürmek ister. Bunun için de kızı Mihr’den yararlanmayı dener, ama Mihr ve Mah birbirlerini severler. Mah dininden dönmediği gibi Mihr’i de Müslüman yapar, birlikte Çin’e dönüp evlenirler.
Türk edebiyatında aynı adlı başka bir yapıt da Kıyasi’ninkidir. (16. yy). II. Selim’e sunulan ve tek nüshası bulunan bu yapıtın konusu Zarifî’ninkine çok benzer; bu destanda bir padişahın oğlu olan Mah ile Çin hükümdarının kızı Mihr’in aşkı anlatılmıştır. Osmanlı Müellifleri’nde Necati’nin de Mihr ü Mah adlı bir mesnevisi olduğu belirtilirse de, henüz ele geçmemiştir.
‘Mihr’ sözcüğünün anlamı:
Mihr sözcüğünün TDK Sözlüğündeki anlamı; (isim, hukuk eskimiş Arapça mehr) Müslüman bir erkeğin nikâh esnasında eşine vermeyi kabullendiği mal veya para” şeklinde verilmiş.
Benzer Diğer Konular
Mihr ü Müşteri
Mihr ü Müşteri, İran şairlerinden Şemseddin Muhammed Assar’ın (ö. 1382) mesnevisi. 1377’de tamamlanan ve Celayirli hükümdarı Sultan Şeyh Üveys’e sunulan 5.120 beyitlik yapıt, eski Iran aşk destanlarından Mihr ü Mah’tan esinlenerek kaleme alınmıştır. Çeşitli kütüphanelerde elyazmaları vardır.
Yapıt Türkçeye ilk kez II. Murad’ın emriyle 1431’de Hassan tarafından çevrildi. Muhabbetname ya da Aşkname adlarıyla da bilinen 5 bin beyitlik bu kitabın tek nüshası Paris’teki Ulusal Kitaplık’tadır. Müniri’nin (ö. 1520) 1487’de tamamladığı Mihr ü Müşteri çevirisi 6 bin beyitten oluşur ve bilinen iki nüshası vardır. Nüshası elde olan üçüncü çeviri Kiçi Mirzade Seyyid Yahya Hüseyin’in (ö. 1599) kaleminden çıkmıştır. Ümmi Veledzade Ali bin Abdülaziz (ö. 1572), Azmi Pir Mehmed, Molla Maşizade Fikri Derviş (ö. 1584) ve Lokman bin Seyyid Hüseyin’in (ö. 1601) yaptığı bilinen çeviriler ise henüz ele geçmemiştir.
Mihr ü Vefa
Mihr ü Vefa, Fars ve Türk edebiyatlarında klasik mesnevi konusu olan öykü. Fars edebiyatında bu konuyu işleyen şairlerin en ünlüleri Arşi-i Ekberâbadi (ö. 1091) ve Reşid-i Semerkandi’dir (16. yy). Türk edebiyatında ise ilk Mihr ü Vefa mesnevisini Ümmi İsa (15. yy) adlı bir şair yazmıştır. 806 beyitlik bu kısa mesnevinin birkaç nüshası bilinmektedir. Priştineli Mustafa Emini’nin (ö. 1569), Bursalı Haşimi’nin (16. yy), Gelibolulu Mustafa Ali’nin yazdığı bilinen Mihr ü Vefa mesnevileri henüz bulunamamıştır.