Mahlas Nedir? Mahlas Alma Geleneği
Mahlas Nedir? Mahlas Alma Geleneği
Bir kimsenin ikinci adı. Edebiyat terimi olarak, eskiden sanatçıların yapıtlarında kullanmak için aldıkları ikinci isme mahlas denir.
Mahlas kullanmaya tahallüs, mahlasın geçtiği beyite de mahlas beyti denirdi. Mahlas beytinde mahlası yalnız ad olarak değil anlamından da yararlanarak kullanma ise bir sanat (hüsn-i tahallüs) sayılmıştır.
Baki’nin şu beytinde olduğu gibi:
“Minnet hudâya devlet-i dünya fenâ bulur
Baki kalır sahife-i âlemde adımız”
Mahlas, günümüzdeki kullanımıyla takma ad’ın karşılığı sayılamaz; çünkü takma ad gibi belirli amaçlarla, zaman zaman kullanılan bir ad değildir. Tersine, sanatçının asıl adı yerine geçmiş çoğu sanatçının ilk adı unutulmuş, sanatçılar mahlaslarıyla anılmışlardır. Bunun nedeni şairlerin şiire başladıklarında mahlas edinmelerinin gelenekleşmiş olmasıdır. Aynı gelenek halk şiirinde de görülür.
Eski Türk edebiyatının şairleri açısından önemli bir özelliği de, bu edebiyata mensup şairlerin kendi adlarını kullanmamaları onların yerine, şiirlerinde takma ad/mahlas kullanmalarıdır. Bazı şairler, karakterine uyan veya karakterine ters düşen mahlasları almışlar veya üstadları/hocaları tarafından verilen mahlasları almışlardır. Mahlası veren şairin kaleminden çıkmış şiirler de mahlas-nâme adıyla anılmışlardır.
Divan şairlerinin mahlaslarını şöyle katagorize edebiliriz:
• Bir hal ve vasfı ifade edenler: Hayalî, Basîri, Hâleti…
• Psikoloji bir tutum ve vasfı ifade edenler: Fevrî, Hurrem, Gamî, Huzûrî, Neşâtî, Sürûrî…
• Cennete layık olma, İlâhî makama yakın olmayı ifade eden mahlaslar: Firdevsî, Adnî, Behiştî…
• Kendini hor görme, bir düşkünlük hâli ifade edenler: Türâbî, Hâkî, Za’îfî, Fakîrî, Firâkî…
• Tabiattan alınma şairâne mahlaslar: Bahrî, Fezâyî, Âfitâbî, Şemsî, Mihrî…
• Mesleklerini ve hünerini gösterenler: Kâtibî, Nişânî, Kandî, Nakşî, Tâbibî…
Bunların yanı sıra Kadı Burhanedin, Kemalpaşazade gibi bazı şairler mahlas kullanmamışlar, Şeyh Gâlip gibi bazı şairler de iki mahlas kullanmıştır.
Nadir olmakla beraber bazı şairler Türkçe ve Farsça şiirlerinde ayrı mahlas kullanmışlardır. Ali Şîr Nevâî Farsça şiirlerinde Fânî mahlasını kullanmıştır.
Mahlaslar Arapça ve Farsçadan gelmektedir. Doğrudan doğruya Türkçe olan mahlas birkaç tanedir. Tutmacı, Dökmeci gibi.
Gazelden küçük nazım şekillerinde (rubâî, nazm, kıta) mahlas kullanılmamaktadır.
Detaylı bilgi için ayrıca bakınız ->
- Divan Şiirinde – Şairlerinde Mahlas Alma Geleneği
- Halk Şiirinde – Şairlerinde Mahlas Alma Geleneği