Konuşma Dili ve İlim Dili

Konuşma Dili ve İlim Dili

Konuşma Dili ve İlim Dili

Günlük konuşma dili, canlı ve sıcak olmakla beraber, lügat bakımından sınırlı, cümle yapısı bakımından basittir.

Günlük dilin sınırlarını, telaffuz şeklini ve muhtevasını yaşanılan çevre ve sosyal tabaka teşkil eder. Bundan dolayı günlük konuşma dili, onu konuşan çevrelere ve sosyal tabakalara göre değişir. Deniz, balık, fındık, çay ve tütün ile uğraşan bir Karadenizlinin kullandığı kelime kadrosu ile hayvancılıkla meşgul olan Doğu Anadolu’nun kelime kadrosu arasında fark vardır. Birinde bulunan kelime ve tabirler ötekisinde bulunmaz. Konuşma dilinde ortak kelimelerin söyleniş tarzı bile farklıdır. Ortak dil kavramı mahalli şive ve ağızlardan daha geniş bir kelime ve ifade kadrosuna tekabül eder. Ortak dil çeşitli ağız ve şivelerden gelme kelime ve ifadelerle beraber okul, gazete ve kitaplardan gelen unsurları da içine alır. Büyük şehirler ortak dili oluşturan potalardır.

İlim dili ortak dilden bazı kelimeleri alsa da kelime kadrosu ve kelimelere verilen mana bakımından çok farklıdır. Tek bir ilim dili yoktur. Her ilmin kendine mahsus terim ve işaretlerinden ibaret bir dili vardır. Tıp âlimi, hukukçunun, kimya âlimi, coğrafyacının kullandığı pek çok terimi bilmez. Bu bir ayıp da değildir. Burada söz konusu olan ihtisastır. Bir bilim adamı kendi ihtisas sahası ile ilgili kelimeleri bilir. Bu onun için hayati bir konudur. İlim sahasında kullanılan kelimelerin açık, seçik ve kesin tek bir manası vardır ve böyle olması gerekir.

Günlük dil veya ortak dilde kullanılan kelimeler çok manalı olduğu için, ilim adamları, fizik ve kimya formüllerinde olduğu gibi bir takım işaretlere başvururlar. Bunlar beynelmileldir. İlim ve teknik her yerde aynı olduğu için bunlarla ilgili kelimeler kolayca bir dilden ötekine girebilirler. Türkçeye Batı dillerinden ilim ve teknikle ilgili binlerce kelime girmiştir. (…) Türkiye’nin bugün en çok muhtaç olduğu şeylerden biri, herkesin aynı manada kullanacağı, üzerinde anlaşmaya varılmış bir ilmî terimler lügatine sahip olmaktır. Bu mesele çok kolay olan yeni kelimeler uydurma yolu ile halledilemez. Aynı sahada çalışan ilim adamlarının bir araya gelerek kelime kelime tartışma ve anlaşmaları ile belki bir çözüme ulaşılabilir.

Mehmet Kaplan

Benzer İçerikler:

İlginizi Çekebilir:
Kapalı
Başa dön tuşu