Konuşma (Sözlü Anlatım) Çeşitleri ve Özellikleri
Konuşma (Sözlü Anlatım) Çeşitleri/Türleri ve Özellikleri
1. Giriş
Konuşmanın yaşamda önemli bir yeri vardır. Yaşamda birçok nedenle birçok yerde konuşulmaktadır. Yapılan araştırmalarda insanların zamanının büyük bir bölümünü konuşarak geçirdikleri ortaya konulmuştur. Sıradan bir günün sonunda en çok yapılan eylemin ne olduğu düşünülürse, konuşma eyleminin ilk sırayı aldığı görülecektir. Bu durum, genellikle bütün insanlar için kabul edilebilir bir gerçektir. Yaşamda bu kadar yer tutan konuşma acaba hangi durumlarda karşımıza çıkmaktadır? Konuşmanın yapıldığı yer, kişi, zaman, konuşmanın içeriği konuşmanın biçimini oluşturacaktır. Konuşma türlerininin neler olduğunu bilmek nasıl konuşulması gerektiği konusuna da açıklık getirecektir. Burada konuşma türleri ve özellikleri üzerinde durulacaktır.
2. Konuşma Türleri
Burada belirtilen konuşma türleri artırılabilir ve değişik biçimlerde bölümlenebilir. Konuşmayı oluşturan durumlar çok olduğu için konuşma türleri de çoktur. Burada belli başlı konuşma türlerine değinilecektir. Konuşmaları türlere ayırmak konunun anlaşılmasını kolaylaştıracaktır. Belirtilen türlerin bazıları birbirleriyle kesişebilir, bunları kesin çizgilerle birbirinden ayırmak olası değildir.
Belli başlı konuşma türleri şunlardır:
A.Hazırlıksız Konuşmalar
- Günlük Konuşmalar
- Söyleşi
- Tanışma – Tanıştırma
- Soru Sorma ve Soruya Karşılık Verme
- Özür Dileme
- Telefonda Konuşma
- Görüşme
B.Hazırlıklı Konuşmalar
1. Tek Kişilik Konuşmalar
- Konferans
- Bildiri-Tebliğ
- Söylev (Nutuk)
- Demeç
- Duyuru
- Açış Konuşması
- Bir Kişiyi Tanıtma
- Kitap Tanıtma
2. Küme Konuşmaları (Toplantılar)
- Açık Oturum
- Panel
- Forum (Kitle Tartışması)
- Münazara (Eytişme)
- Sempozyum
- Kurultay (Kongre)
2.1. Hazırlıksız Konuşmalar
2.1.1. Günlük Konuşmalar
Bir günün çeşitli zaman dilimlerinde gereksinimlerin karşılanması, isteklerin, duygu ve düşüncelerin belirlenmesi konuşmayı zorunlu kılar. Bu tür konuşmalar önceden bir hazırlık gerektirmeyen konuşmalardır. Bu türdeki konuşmalara günlük konuşmalar veya gelişigüzel konuşmalar denir. İçinde bulunulan durum, seslenilen kişi(ler), amaç(lar) vb. değişkenler günlük konuşmanın türlerini belirler. Karşılaşılan durumların çokluğu günlük konuşma türlerinin de çoğalmasına yol açar. Bir gün içinde aynı anda veya değişik zaman dilimlerinde bu türlerden birkaçı veya hepsi kullanılabilir.
Günlük konuşmalarda dikkat edilmesi gereken bazı kurallar vardır. Bu kurallarda türlerin özelliklerine göre bazı değişiklikler olsa da günlük konuşmalarda dikkat edilmesi gereken kurallar temelde aynıdır. Günlük konuşma türlerininin özelliklerine değinilerken konuşurken dikkat edilmesi gereken noktalar da belirtilecektir.
Günlük konuşmalar başlıca şu türlere ayrılabilir:
2.1.2. Söyleşi
İki veya daha çok kişinin karşılıklı konuşmasıdır. Bu konuşma bir karara varmak amacı ile yapılmaz. Arkadaşça, dostça konuşarak hoşça vakit geçirmek amacı vardır.
Söyleşirken dikkat edilmesi gereken kurallar vardır. Bu kuralların diğer günlük konuşma türleri için de geçerli olduğu unutulmamalıdır.
Bu kurallar şunlardır:
- Söylenilenler doğru olmalıdır.
- Dedikodu yapılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki, siz bir başkasının dedikodu sunu yaparsanız, sizin olmadığınız ortamlarda da sizin dedikodunuz yapılacaktır.
- İçten davranılmalı, insanlarla pazarlıksız bir iletişim kurulmalıdır.
- Konuşmanın uygun zamanlarında karşıdaki kişinin adı söylenmelidir.
- Sadece bir kişi konuşmamalıdır. Söyleşinin karşılıklı konuşma olduğu unutulmamalıdır.
- Dinleyen kişiye zorla bir görüşü benimsetmeye çalışılmamalı, o kişinin de görüşlerine saygı gösterilmelidir.
- Konuşurken konuşmanın olanaklarından yararlanılmalı; ama bağıra bağıra konuşulmamalıdır.
- Konuşurken el – kol eylemleri abartılmamalıdır. Yoksa söylenilenden çok eylemlere dikkat edilir.
- onuşanın sözü kesilmemeli, düşüncesini söylemesine olanak sağlanmalıdır.
- Sonradan konuşma ortamına gelenleri konuşmaya katmak için konuşulan konu kısaca o kişiye de anlatılmalıdır. Konu gelen kişiye açıklanmak istenmiyorsa ortak bir konu üzerinde konuşulmaya başlanmalıdır.
2.1.3. Tanışma – Tanıştırma
Günlük yaşamda kişilerle tanışmak ve tanıştırılmak durumunda kalınabilir. Bu, yeni dostlukların, arkadaşlıkların başlangıcı olabilir. İletişimde bu ilk dakikaların önemi büyüktür. Tanışma ve tanıştırmada bazı kalıplaşmış sözler söylenir. Yalnız, bu sözler zorunluluk olduğu için değil, içtenlikle söylenmelidir.
Tanışmada, tanışacak kişilerden, sonra gelen adınını ve soyadını söyler. Diğeri ise “memnun oldum ” diyerek kendi adını söyler. Hal hatır sorularak konuşma devam et-tirilir. Konuşma sonunda ayrılırken tanışıldığı için memnun olunduğu belirtilir ve yeniden görüşülmek istendiği bildirilir.
Tanıştırmada ise tanışmadan değişik olarak kişilerin adları ve gerekirse mesleklerini tanıştıran kişinin söylemesidir. Tanışma birebir yapılan bir eylemken, tanıştırma üçüncü bir kişinin aracılığıyla gerçekleşen bir eylemdir. Tanıştırma görevini üstlenen kişi küçükleri büyüklere, erkekleri kadınlara, sonra gelen kişi/leri önce gelmiş kişi/lere tanıtmaya özen göstermelidir.
Tanıştırmada da kişiler tanıştırıldıklarından dolayı memnun olduklarını belirtir-ken el sıkışırlar. Uzatılan elin sıkılmaması bir görgü ve saygı kuralıdır. Elin sıkılmaması, havada bırakılması karşı taraf a saygısızlıktır. Öncelikle büyüklerin ya da kadınların el uzatması gerekir.
2.1.4. Soru Sorma ve Soruya Karşılık Verme
Soru sorulmadan önce izin istenir. İzin verilince soru anlaşılır ve kısa biçimde sorulmalıdır.
Soruya karşılık verecek kişi de soruyu anlaşılır ve kısaca yanıtlamalıdır. Sorunun yanıtı bilinmiyorsa açık yüreklilikle yanıtın bilinmediği belirtilmelidir. Yanlış yanıtlar vererek karşı tarafı aldatmak doğru değildir.
Soru soran kişi sorusunun karşılığını alınca -bilinsin ya da bilinmesin- teşekkür etmelidir. Soruya karşılık veren kişi ise yaptığı yardımın önemli olmadığını belirtecek sözler söylemelidir. “Bir şey değil” gibi..
2.1.5. Özür Dileme
Yaşamda bazı nedenlerden dolayı yanlışlar yapılabilir veya yapılanlar, söylenilenler karşınızdaki tarafından yanlış anlaşılabilir. Bu durumu düzeltmek, karşınızdakinin gönlünü almak, dostluk ve arkadaşlık ilişkilerinin devamını sağlamak için özür dilenmelidir. Ancak özür dilemek bir çözüm değildir, özür dilenecek durumların yaratılmaması daha doğrudur. Özür dilenerek her şeyin düzeleceği, eskisi gibi olacağı umulmamalıdır. Fakat bazı durumlar vardır ki; yapılmak istenmeyen davranışlarda bulunulur, söylenilmek istenmeyen amacını aşan sözler çıkıverir ağızdan. Bu gibi durumlarda özür dilemek bir gerekliliktir. Özür dilemekten çekinmemek gerekir.
Özür içten dilenmeli, özür dilemek için özür dilenmemelidir. Kusurlu olunduğu kabul edilip bağışlanmak için özür dilenmelidir. “Özür dilerim olur biter ” diye düşünülmemeli insanların duyguları incitilmemelidir. Özür dilendikten sonra bir daha özüre neden olan davranışta bulunmamaya, sözü söylememeye özen gösterilmelidir.
Özür dilenirken niçin özür dilendiği belirtilip bunu oluşturan neden/ ler açıklanır. Kısa, açık konuşmak, sözleri yinelememek; karşıdaki kişinin sinirli olabileceği varsayılarak yeni bir özüre ortam oluşturmamak için sakin olmak gerekir.
Özür dilenen kişi de sakin olmalı; karşı tarafın sözünü kesmemeli; özürün içten di-lendiğini, aslında yapılmak istenmeyen davranışlarda bulunulduğunu, söylenmek istenmey en sözler söylendiğini, özür dileyen kişinin o anda kendini kontrol edemediğini kabul etmelidir.
2.1.6. Telefonla Konuşma
Çağımız iletişim çağı. İletişimin sağlanması için teknoloji, insanlara çeşitli olanaklar sunmaktadır. Telefon da bu olanaklardan biridir. Bu iletişim aracı günümüzde oldukça yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle cep telefonlarının yaygılaşmasıyla telefon konuşmaları daha da çoğalmıştır. Telefonda konuşurken şunlara dikkat edilmelidir:
- Telefon konuşmaları olabildiğince kısa yapılmalıdır. Telefon faturası konuşan kişi tarafından ödense bile telefon hatları boşu boşuna meşgul edilmemeli, konuşulan kişinin işi olabileceği de düşünülmelidir.
- Araç sürerken telefonla konuşulmamalıdır. Bu, trafik kurallarınca da yasaklanmıştır. Telefonla konuşmanın dikkat dağıtarak, kazaya neden olabileceği unutulmamamlıdır.
- Konser, tiyatro, sinema vb. sanatsal etkinliklerin topluca izlendiği / dinlendiği yerlerde, herhangi bir uyarı yapılmasa bile, cep telef onları kapatılmalıdır.
- Toplu taşıtlarda telefonla konuşmak, hele hele sohbet etmek uygun düşmez. Ya telefon daha önceden devre dışı bırakılmalı ya da o anda konuşulamayacağı belirtilerek kapatılmalıdır.
- Yolda, sokakta yürürken telefonla konuşulmaması daha doğrudur. Bu durumlarda dikkat dağılması bazı kazalara yol açabilir. Uygun bir yerde durulup konuştuktan sonra yürümeye devam etmek gerekir.
- Telefonda bağırarak konuşulmamalıdır.
- Telefonla kişileri rahatsız etmeye, onlara uygunsuz sözler söylemeye, onların sinirlerini bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu tür durumlar “telefon sapıklığı” olarak nitelendirilip bu kişilerin tedavi edilmesi gerekli görülmektedir.
- Bir yer aranmak istendiği zaman telefon görüşmesinden önce kağıt ve kalemin ulaşılabilir bir yerde hatta telefonunu yanında olması gerekir.
- Telefon açılıp “alo” denince aranan istenen yer olup olmadığı sorulur. Bunun için ya aranılan telefon numarası söylenir “iyi günler, 335 05 80 mi?” ya da kurum, kuruluş, kişi adı söylenir ” iyi günler Anadolu Üniversitesi mi?” gibi..
- Aranan yer doğru ise arayan kişi kendini tanıtıp görüşmek istediği kişinin ya da birimin adını söyler.
- Görüşülmek istenen kişiye ulaşınca görüşme konusu kısaca belirtilmeli varsa sorular açık, anlaşılır biçimde sorulmalıdır. Karşılık verecek olan da sorulara açık, anlaşılır ve kısa biçimde yanıt vermelidir.
- Günün saatine göre karşılıklı iyi gün dilekleri söylenerek görüşme bitirilir. Telefonla arayan telefonu önce kapatmalıdır. Arananın telefonu kapatması doğru değildir.
2.1.7. Görüşme
Herhangi bir konuda bilgi toplamak amacı ile o daldaki bir uzmanla yapılan konuşmalara denir. Günlük konuşmalarda bir amaca yönelik olması bakımından bu tür, diğerlerinden değişik özellikler gösterir.
Görüşmeye gidilmeden önce bazı hazırlıkların yapılması gerekir. Görüşmenin hangi konuda, kiminle, ne zaman, nerede olacağının saptanması gerekir. Görüşülecek kişiden randevu alınması ve sorulacak soruların da görüşmeden önce hazırlanması gerekir.
Görüşmeye giderken temiz ve özenli giyinilmelidir. Ağız temizliğine de ayrıca önem verilmelidir. Görüşülecek kişi ile karşılaşılanca görüşme isteyen kendini tanıtarak niçin geldiğini belirtmelidir. Görüşülecek kişi yer gösterip “oturunuz” demeden oturulmamalıdır.
Eğer görüşme bir büroda gerçekleşecekse çanta, paket vb. eşyalar görüşülecek kişinin masasının üzerine bırakılmamalı; ayakta dururken ellerle veya vücutla masaya dayanılmamalı; masadan bazı eşyalar alıp oynanmamalı; masadaki belgeler karıştırılmamalı, okunmamalıdır (Bu belirtilen durumlar izin istemek, belge imzalatmak vb. durumlar için girilen bir yetkilinin odasında da yapılmamalıdır).
Görüşme isteğinde bulunan böyle bir görüşmeye neden gereksinim duyulduğunu, elde edilecek bilgilerin nerede kullanılacağını belirterek söze başlar ve görüşülen kişiye daha önce saptanan soruları sırasıyla sorarak öğrenilmek istenen konunun çerçevesini belirler. Görüşme sırasında gerekirse alınan yanıtlar doğrultusunda yeni sorular sorulmalı; ama konudan uzaklaşılmamalıdır. Açıklanmak istenmeyen yönleri açıklığı kavuşturmak için direnilmemeli, sorularla karşı taraf zor durumda bırakılmamalıdır. Konuşanın sözü kesilmemeli, söylenilenler not edilmelidir. Görüşme bitince kesinlikle teşekkür edilir ve iyi günler dilenir.
Günlük konuşmalarda bunlar dışında yol sorma, kutlama, baş sağlığı gibi konuşma türleri de yapılır. Bu tür konuşmalarda da diğerlerinde olduğu gibi duygu, düşünce ve istekler açık ve kısa olarak belirtilmelidir.
2.2. Hazırlıklı Konuşmalar
2.2.1. Tek Kişilik Konuşmalar
2.2.1.1. Konferans
Bilgilendirmek amacıyla uzman bir kişinin topluluk karşısında yaptığı konuşmaya denir. Bunun dışında uluslararası bir sorunun çözümlenmesi için yapılan toplantılara da konferans denmektedir. Burada konferansın birinci anlamı üzerinde durulacaktır.
Konferansı veren kişiye konuşmacı veya konferansçı denir. Konuşmacı alanında uzman bir kişidir.
Konferans sanat, edebiyat, eğitim, tarım, çevre, toplumsal yaşam, ekonomi, bilim, teknik vb. alanlarda verilebilir. Her konf erans uzun araştırma ve inceleme sonunda hazırlanır. Bu araştırma ve incelemeler raporlaştırılır. Konuşmacı dinleyici kümesinin özelliklerini göz önünde bulundurarak konuşmasını hazırlamalıdır. Terimlerden özellikle sakınılmalı, dinleyicinin anlayacağı bir dil kullanılmalıdır.
Konuşmacı bir sunucu tarafından izleyicilere tanıtıldıktan sonra konuşmacı konuyu tanıtıp amacını açıklar. Konf erans çok uzun olmamalıdır. Konuşma sonunda konuşmacı izleyicilerin sorularını yanıtlar.
2.2.1.2. Söylev
Tek kişinin izleyici önünde olanları bilgilendirmek daha çok da coşturmak amacıyla yaptığı uzun konuşmalara denir. Söylev verene söylevci denir.
Burada asıl amaç konf eranstaki gibi bilgi vermek, izleyenleri duygulandırıp coşturmaktır. Konferansla söylevi bir birinden ayıran en önemli özellik sesin olanaklarıdır. Sesin olanaklarının kötü kullanılması iyi bir söylevi konf erans havasına sokabilir. Bunun için sesin olanaklarının iyi kullanılması gerekmektedir. Bunun dışında iyi bir söylevci yapacağı konuşmanın yer ve zamanını iyi ayarlamalı, iç-ten ve doğal olmalı, abartılı el – kol eylemlerinde bulunmamalı, yazılı metne sık sık bakmamalıdır. Mustaf a Kemal Atatürk çok iyi bir söylevcidir. Bunu da Nutuk adlı ölümsüz eseriyle kanıtlamıştır. Burada, Cumhuriyeti emanet ettiği gençliğe şöyle seslenmektedir:
“Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
“Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedbahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkan ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve Cumhuriyetine kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilir. Cebren ve hile ile aziz vatının bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten dahi elim ve daha vahim olamak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve delalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet fakr ü zaruret içnde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte; bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
2.2.1.3.Demeç
Önemli bir kimsenin herhangi bir sorun üstünde söyledikleri ya da bir yetkilinin ilgili olduğu konuda yayın örgenlerine yaptığı açıklamadır. Demeç verilirken demeç veren kişi konuşmasına bir seslenişle başlar. Sesin olanaklarından yararlanılmalı, fakat yapmacık, abartılı davranışlardan özellikle kaçınılmalıdır. Konuşmacı vereceği bilgiyi sözü dolandırmadan doğrudan söyler. Verilecek bilgi kısa cümlelerle açık ve anlaşılır biçimde söylenmelidir.
2.2.1.4. Duyuru
Herhangi bir olguyu, bir işi, bir durumu duyurmak için yayımlanan yazılı ya da sözlü haberdir.
Duyuruda amaç dinleyicinin dikkatini bir noktada toplamaktır. Bir gezinin, oyunun, serginin, filmin yeri, zamanı duyuru yoluyla insanlara iletilir. Hemen hemen her durum duyuru konusu olabilir. Sanat ve spor etkinlikleri, seçim sonuçları, eleman alımı gibi….
Duyuru sözle olabildiği gibi yazıyla de yapılabilir. Duyurular kısa olmalı, hemen amaç belirtilmelidir. Bu, duyurunun önemli bir niteliğidir.
2.2.1.5. Açış Konuşması
Bir etkinliği, toplantıyı başlatmak, bir yeri hizmete açmak, yıldönümü, yaşgünü, karşılama gibi özel günlerde yapılan konuşmalara denir. Açış konuşmasını yapan kişi devlet büyüklerinden biri olabileceği gibi o konuyla ilgili bir yetkili de olabilir. Konuşmayı yapacak kişi konu üzerinde bilgili olmalı, konuşmasını abartılı sözlere, tekrarlarla uzatmamalıdır. Açış konuşması kısa ve konunun bütününü açıklayıcı olmalıdır. Açış konuşması iyi dileklerle bitirilmelidir.
2.2.1.6. Bir Kişiyi Topluluğa Tanıtma
Bir topluluğa bir kişinin tanıtılması gerektiğinde yapılan konuşmalardır. Tanıtma konuşmaları kısa olmalıdır. Tanıtılacak kişinin adı, soyadı -gerekiyorsa unvanı- mesleği, mesleği ile ilgili başarıları, varsa yapıtları belirtilerek orada bulun-ma nedeni açıklanır.
2.2.1.7. Kitap Tanıtma
Bir kitabı tanıtırken yapılan konuşmalardır. Kitap tanıtmak bir anlamda kitabın eleştirisidir.
Kitap tanıtımının yapılmasının amacı kitabı tanıtacak kişiyle birlikte dinleyicilerin de bilgilenmesini sağlamak, dinleyicilerde okuma isteği uyandırmaktır.
Özellikle öğrenciler için hazırlanmış yardımcı kitaplar öğrenciyi kitap okumaktan uzaklaştırmaktadır. Bu yollardan yararlanılarak y apılacak bir tanıtımın hiçbir yararı olmaz. Kitap tanıtımının amacına ulaşabilmesi için kitabı tanıtacak kişinin kesinlikle kitabı, ulaşabilirse kitap için yazılmış diğer yazıları okuması gerekir. Kitap başkalarının görüşleriyle değil, bu işle görevli kişinin görüşleriyle tanıtılmalıdır.
Kitap tanıtırken şu bilgilerin verilmesine dikkat edilmelidir:
Kitap Tanıtım Planı
A. Dış Yapı: Kitabın adı, yazarın adı-soyadı (varsa Türkçeye çevirenin adı-soyadı), kitabın türü, basıldığıyer, yayınevi, basılış tarihi, kaçıncı baskı olduğu, sayfa sayısı.
B. İç Yapı: Yazar üzerine bilgi, kitabın türü üzerine bilgi, özet, ana düşünce, biçem
(üslup), kitabı tanıtacak kişinin kişisel yorumu.
2.3. Küme Konuşmaları (Toplantılar)
2.3.1. Açıkoturum (Panel)
Bir konu üzerinde, değişik görüşlerdeki kişilerin bir başkan yönetiminde izleyici önünde tartışmasına açıkoturum veya panel denir.
Açıkoturumda konuşmacı sayısının 4-8 kişi olması uygun olur. Açıkoturumu yöneten başkan konuşulacak konuyu ve açıkoturumda nasıl bir yol izleneceğini açıklayarak konuşmacıları tanıtır. Açıkoturumun başarılı olabilmesi başkanın oturumu iyi yönetmesiyle olabilir. Başkan konuşmacılara konuyla ilgili görüşlerini açıklamaya olanak sağlayacak sorular yöneltir. Bütün konuşmacılara aynı soru sorulabileceği gibi değişik sorular da sorulabilir. Konuşmacıların hangi sırayla, ne kadar süre konuşacakları başkan tarafından belirlenir. Bunun için başkan her konuşmacıya eşit süreyle söz vermeli, gerekmedikçe konuşmacının sözünü kesmemelidir. Konuşmanın akışına göre konuşmacılardan bazı noktaların açıklanması, daha ayrıntılı bilgi verilmesi istenebilir. Her konuşmacı birer kere konuştuktan sonra zaman uygunsa ikinci kere her konuşmacıya söz verilebilir. Bu turda yapılacak konuşma süreleri daha kısa olur. Oturum sonunda başkan her konuşmacının konuya bakış açısını belirtip görüş ayrılıklarını, birleşme noktalarını özetleyerek bir sonuca varır. İzleyenler-den soru sormak isteyenlere sırasıyla söz verir.
Günümüzde radyo ve televizyon kanallarında da açıkoturumlar düzenlenmektedir. Bu durumlarda ya izleyicilerin / dinleyicilerin soruları telefonla öğrenilir ya da izleyici sorularına yer verilmeden oturum kapatılır.
2.3.2. Forum
Herkesi ilgilendiren bir sorun üzerinde insanların görüşlerini bildirip tartışarak sorunun çözülmesi amacı güdülen toplantılardır.
Forum, eski Roma kentlerinde yurttaşların kamu işlerini konuşmak için toplandıkları alana verilen addan gelir.
Forumda konuşmacı kadar dinleyici de sorunu çözmek için görüş belirtir, tartışmaya katılır. Amaç sorunun tartışılarak bir karara varabilmektir. Forum da bir başkan tarafından yönetilir. Forumda başkanlık yapmak biraz daha zordur. Görüş bildir enlerin ve görüşlerin çok olması bu tür toplantıların y önetimini güçleştirmektedir.
2.3.3. Münazara (Eytişme)
İki yönden de savunulacak bir nitelik taşıyan konunun bir başkanın yönetiminde ve toplumun önünde savunulmasına münazara veya eytişme denir. Eytişme bir konuşma oyunu, yarışıdır. Tartışmadan ayrılan yanı da budur. Önemli olan tartışarak doğruyu bulmak değil, üstlenilen tezi iyi savunmaktır.
Eytişmede iki küme oluşturulur, konunun bir yönü bir küme taraf ından savunulurken, diğer y önü öbür küme taraf ından savunulur .Bu konuşma y arışı sonunda hangi kümenin birinci olduğu daha önce saptanan jüri üyelerince belirlenir.
Eytişme, okullarda öğrencilerin konuşma yeteneğini geliştirmek amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Günümüzde, bazı uzmanlar bu yöntemin kullanılmasını doğru bulmamaktadırlar. Eytişmede bilimsellikten söz edilemediği için yanlış bilgiler de edinilebilir. Bu da konuşma ilkelerinde olan gerçeklik ilkesinin çiğnenmesidir. Bazen kendilerinin bile doğru bulmadığı bir düşünceyi sadece birinci olmak için savunmak öğrencilerin gelişimini olumsuz etkileyebilir. Eytişme yeni düşüncelere açık bireyler yetiştirmek için uygun bir tartışma yöntemi değildir.
2.3.4. Şölen (Sempozyum)
Sempozyum, bilimsel, sanatsal ya da düşünsel bir konunun alanlarında uzman en az üç kişi tarfından izleyici önünde sunulmasıdır.
Sempozyum Yunancada, yemek ve içkinin olduğu bilim ve f elsef e konularının konuşulduğu toplantı anlamına gelir. Bir bilgi alışverişi niteliğini taşıdığı için sempozyum daha çok alandaki diğer insanları ilgilendirir. Dinleyici kümesi alandakiler veya alana ilgi duyanlardır.
Sempozyumda açıkoturumdaki gibi bir başkan konuyu açıklar ve konuşmacıları tanıtır, söz söyleme sırasını belirler, sonunda da konuyu özetleyip soru sormak isteyen izleyicilere söz verir. Konuşmacılar konuyu ele alış biçimlerine göre sunarlar. Burada amaç tartışmak değil durumu saptamak veya çözüm getirmektir. Sempozyum bir kaç gün sürebilir. Bu konuşmalar ve varılan sonuçlar bilimsel bir değer taşıdığı için yazıya geçirilerek sonradan yayımlanır.
2.3.5. Kurultay (Kongre)
Bir konuyu görüşmek üzere çeşitli ülkelerden gelen delegelerin katılmıyla gerçekleştirilen uluslararası toplantılara veya bir kurumun belli zamanlarda ya da gerektikçe yaptığı toplantılara “kurultay ” denir. Dil kurultayı, eğitim kurultayı gibi çeşitli başlıklar altında düzenlenen kurultaylarda, yapılan çalışmalar üzerine dinleyiciye bilgi verilir. Kurultaylar kamuoyuna açık olabileceği gibi (toplumu ilgilendiren kurultaylar böyledir), kapalı da olabilir (toplumun genelini ilgilendirmeyen kooperatif kurultayları böyledir). Kurultaylar konunun önemine, konuşmacı sayısına, konuşma sürelerine göre bir kaç oturum sürebilir.
Kaynak: Sözlü ve Yazılı Anlatım/ Öğr. Gör. Zakine ÖZTÜRK ÇELİK