Kadı Burhanettin
Kadı Burhanettin Kimdir?
Kadı Burhanettin Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri
Kadı Burhanettin (D. 1344, Kayseri – Ö. Temmuz 1398, Sivas) Devlet adamı ve Divan edebiyatı şairi.
Kadı Burhanettin, 1344 yılında Kayseri’de doğmuştur. Kadı Burhanettin’in asıl adı Ahmet olup, babası Kayseri kadısı Şemsettin Mehmet’tir. 1365 yılında kadı olan Burhanettin Ahmet, sülalenin Kayseri’de kadılık yapan en son ferdidir.
Babasının ölümü üzerine yirmi yaşlarında Haleb’e gelen ve burada bir yıl ilmi çalışmalar yapan Kadı Burhanettin, 1364 yılında Kayseri’ye dönmüş, bir yıl sonra, yirmi bir yaşında iken Eratnaoğlu Mehmed tarafından Kayseri kadılığına getirilmiştir. Kadılığı sırasında adalete önem vermesinden dolayı halk arasında sevilmiş ve kısa zamanda memleketin her tarafına adını duyurmuştur. 1381 yılı sonunda hükümdarlığını ilan eden Kadı Burhanettin, 18 yıl hüküm sürmüş ve 1398 yılında Akkoyunlu Türkmenlerinden Karayülük Osman Bey tarafından ani bir baskında öldürülmüştür.
Kadı Burhanettin’in Edebi Kişiliği
Kadı Burhanettin, Oğuz Türkçesinin yanında Doğu Türkçesine de hakimdir. Şiirlerinde, eski Anadolu Türkçesiyle birlikte Azeri ve Doğu Türkçesinin özellikleri de görülür. Ancak, o dönemde Osmanlı Türkçesi ve Azeri Türkçesi henüz kesin çizgilerle birbirlerinden ayrılmamıştır. Farsça tamlamalara çok az da olsa şiirlerinde yer vermiştir.
Kadı Burhanettin, İran şiirine ait mazmunları geniş ölçüde Türk şiirine getirmiş ve sık sık cinas ve tevriye sanatları yaprak Türkçenin dil ve ifade imkânlarından yararlanmıştır.
Kelime hazinesi çok geniş olan ve dili ustaca kullanan şair, şiirlerinde taklidi seslerden ve tekrarlardan yararlanarak vermek istediği mesajı daha kuvvetli hissettirmeye çalışmıştır.
Kadı Burhanettin’in pek çok gazelinin matlası cinaslıdır. Özgün benzetmeler yapan şair, daha çok beş ve yedi beyitten oluşan gazeller yazmıştır. Mazmunları kullanma açısından Kadı Burhanettin çok usta bir şair olduğu gibi, yeni buluşlar da yapmıştır.
Kadı Burhanettin, şiirlerinde daha çok aşktan, şaraptan, eğlenceden hoşlanan realist ve ihtiraslı bir insanın dünya zevklerini, sevgilinin güzellik unsurlarını işlemekle birlikte, tasavvufun düşünce ve mecazlarına da yer vererek bunları en ince şekilde ele almıştır.
Kadı Burhanettin’in şiirlerinde, mücadelelerle geçen hayatından izler görmek mümkündür. Onun yaşadığı olayların etkisiyle kaleme aldığı şiirlerinde, realist olduğu kadar savaşçı, cesur ve haşin yapısı kendini gösterir.
Şairin Türk halk şiirinde olduğu gibi cinaslı kafiyelere fazlaca yer verdiği tuyuğları da bulunmaktadır. Çoğu tasavvufi olan ve sade bir Türkçe ile yazılan bu tuyuğların bazıları ise cinassızdır. Kadı Burhanettin’in yazdığı tuyuğlar ve yaptığı cinaslı kafiyeler, onun milli zevke bağlı olduğunu gösterir.
Özellikle satranç ve ok üzerinde çok duran, iktibaslara çok az yer vermiştir. Şiirlerinde mahlas kullanmayan iki şairden biridir, diğeri Kemal Paşazade’dir.
Kaside nazım biçimini hiç kullanmamıştır. Mürettep divan kasidelerle başlar ama Kadı Burhanettin Divan’ı bu anlamda istisnadır.
Kadı Burhanettin’in Eserleri
1. Divan: Bu divanın çok büyük bir bölümü gazellerden oluşmaktadır. 14. ve 15. yüzyılda yazılmış en büyük ve en hacimli divandır. Klasik divan tertibine göre düzenlenmemiş olan Divan’da, önce gazeller sonra rubailer ve tuyuğlar sıralanmıştır. Türk şiirinde bu şekilde hacimli bir divan ancak 16. yüzyılda Zati ile görülecektir.
2. İksirü’s-Sa’adat fi-Esrari’I-İbadat: Dini bir içeriğe sahiptir, Arapçadır ve mensurdur.
3. Tercihu’t-Tavzih: Dini bir içeriğe sahiptir Arapçadır ve mensurdur.
Eserlerinden örnekler
Beyit
Er odur Hak yoluna baş oynaya
Döşekte ölen insan senin babandır
Tuyuğ
Hakka şükür koçlarun devrânıdur.
Cümle âlem bu demün hayrânıdur.
Gün batardan gün toğan yire değün.
Işk erinün bir nefes seyrânidur.
Gazel
Gönülüme ben didüm ki kandesin
Gamzesinün oklarıyla kandesin
Gisusiyle bende düşdüm dir gönül
Didüm ana nola çünki bendesin
N’ola öpdüm gözüme sürdüm seni
Sen dahi âlemde bir turvendesin
Bendesin sen bendeyim ben tapuna
Bendeyim ben nice ki sen bendesin
Gözlerüm giryan ü biryândur gönül
Leblerüm şekker özün pür-handesin
Bir Mısra: Bunca ki yandım yanarım, billah ki usanmamışım.