İlhan Berk

İlhan Berk Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

İlhan Berk (d. Manisa, 18 Kasım 1918 – ö. 28 Ağustos 2008, Bodrum) Şair, yazar.

İlhan Berk

İlhan Berk, 1918’de Manisa’da doğdu. İlk ve ortaokulu Manisa’da tamamladı. Balıkesir Necatibey İlköğretmen Okulu’nu ve Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümü’nü bitirdi. Zonguldak, Samsun ve Kırşehir’deki liselerde Fransızca öğretmenliği yaptı. Ankara’da Ziraat Bankası Yayın Bürosu’nda çevirmen olarak çalıştı. 1969’da emekliye ayrıldı.

Kendini şiir ve yazılarına verdi. Manisa Halkevi Dergisi’nde yayınlanan ilk şiirleriyle bu şiirlerden oluşan “Güneşi Yakanların Selamı”nda (1935) görülen Nâzım Hikmet etkisi sonraki şiirlerinde kayboldu.

“İstanbul”, “Günaydın Yeryüzü”, “Türkiye Şarkısı”

İstanbul Kitabı“, “Günaydın Yeryüzü“, “Türkiye Şarkısı” kitaplarındaki şiirlerinde geleceğe dönük toplumsal özlemleri dile getirdi.

1950’lerin ortalarında beliren genç şairleri etkiledi, onların bazı özelliklerinde de etkilendi.

İkinci Yeni akımına katıldı. “Köroğlu“, “Galile Denizi“, “Çivi Yazısı“, “Mısırkalyoniğne” kitaplarında bu dönemin şiirleri yer alır.

Bu dönemde şiirde anlam yaratmak için anlamsızlıklara yöneldi. Yalnızca anlamsızlığı savunduğu gerekçesiyle eleştirildi. Ardından şiirde konuyu tümüyle yok etme deneyine girişti.

Âşıkane – Şenlikname (İlhan Berk)

Âşıkane“de nesneleri aşırı biçimde vurguladı. Ama bu vurgu giderek kendi benliğine yöneldi. “Şenlikname“de şiiri iyice düzyazıya yöneldi.

Doğu şiirinin klasik kalıplarını denedi, beyit ve türkü biçimlerinden yararlandı.

Araştırmacı kişiliği, özgün duyarlılıkları ve buluşlarıyla 20. Yüzyıl Türk şiirinin en önemli isimleri arasında.

İlhan Berk
İlhan Berk

İlhan Berk’in Eserleri

ŞİİR:

  • Güneşi Yakanların Selamı (1935)
  • İstanbul (1947)
  • Günaydın Yeryüzü (1952)
  • Türkiye Şarkısı (1953)
  • Köroğlu (1955)
  • Galile Denizi (1958)
  • Çivi Yazısı (1960)
  • Otağ (1961)
  • Mısırkalyoniğne (1962)
  • Âşıkane (1968)
  • Taşbaskısı (1975)
  • Şenlikname (1976)
  • Atlas (1976)
  • Kül (1978)
  • İstanbul Kitabı (1980)
  • Kitaplar Kitabı (1981)
  • Deniz Eskisi-Şiirin Gizli Tarihi (1982)
  • Delta ve Çocuk (1984)
  • Galata (1985)
  • Güzel Irmak (1988)
  • Pera (1990)
  • Dün Dağlarda Dolaştım Evde Yoktum (1993)
  • Avluya Düşen Gölge (1996)
  • Şeyler Kitabı Ev (1997)
  • Çok Yaşasın Sayılar (1998)

DÜZYAZI:

  • Şifalı Otlar Kitabı (1982)
  • Bir Uzun Adam (1982)
  • El Yazılarına Vuruyor Güneş (1983)
  • İnferno (1994)
  • Kanatlı At (1994)
  • Logos (1996)
  • Poetika (1997)

ÖDÜLLERİ:

  • 1979 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü Kül ile
  • 1980 Behçet Necatigil Şiir Ödülü İstanbul Kitabı ile
  • 1983 Yeditepe Şiir Armağanı Deniz Eskisi ile
  • 1988 Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü Güzel Irmak’la (Ferid Edgü ile paylaştı)

İlhan Berk Şiirlerinden Örnekler:

TROYA’DA SİZ SÖZÜ GÜZELDİ ESKİDEN

Troya’da siz sözü güzeldi eskiden
Baktım öpüşündü duran baktım bungun.
Benim şimdi Hitit çağı benim yorgun
Benim ey gök çılgın uzaklığın hep ben.

Büyük sularıma sen o hep geç gelen
Beni çıktığınız gecelere tutun.
Beyaz, kağıtlarca gittiniz ya uzun
Güzelliğimde bir yarı geceler sen.

Ellerin bir daha sarı ovalarım.
Sesini dönmeyim bütün yalnızlığım
Bütün gök gök gök, o akşamlara kadar.

Güzel yalnızlığım işte dünya kadar.
Ne denizler gördüm hiç anmamışımdır
Bir sesim ben git git o binlerce yıldır.

GÜNEŞİ YAKANLARIN SELÂMI

Bir zevk duyulmaz oldu, buranın rüzgârlarından
Hayat soldu bir günün enginlerinde yine.
Selâm! Sonsuzların yorgun gönüllerine
Selâm: Güneşi içeren çocukların diyarından!…

Bir ateş yakalım ki geçmesin hatta bir an
Ve sussun kurtlar, kuşlar bir gök gürültüsüyle;
Bir ateş yakalım ki, tutuşsun gökler bile
Ve Güneş içilsin o gün, kızıl çanaklardan!…

Varsın eskisin sesim kaybetsin ahengini
Geceler kıskanmasın aydınlığa süsünü.
Donatsın sonsuzluklar gibi gurubun rengini
Söylesin ve uzaklar baharın türküsünü…

Neler, neler beklenmez nihayetsiz bir yerden
Güneşi içelim mor şafaklar gecesinden.
Selâm! Sonsuzluklara, hasretli gönüllerden,
Selâm, güneşi, göğü yakanlar bahçesinde!…

ÜÇ KEZ SENİ SEVİYORUM DİYE UYANDIM

Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum.

Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün.

Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
-Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum.

Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün.

Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum.

Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun.

NE BÖYLE SEVDALAR GÖRDÜM

“NE BÖYLE SEVDALAR GÖRDÜM
NE BÖYLE AYRILIKLAR”

Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm.

Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni.

Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları.

AŞK

Sen varken kötü diye bir şey bilmiyorduk
Mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu
Sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
Nicedir bir pencereden deniz güzel değil
Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden.

Sen gel bizi yeni vakitlere çıkar.

Diğer Konular

Cumhuriyet Dönemi Akımlar

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu