İlahi-Tanrısal-Hâkim Bakış Açısı ve Özellikleri
Hâkim (İlahi/Tanrısal) Bakış Açılı Üçüncü Tekil (O) Anlatıcı
Yaşanmış, yaşanan ve yaşanacak olan her şeyi bilir, görür ve duyar. Kahramanların gönlünden veya zihninden/kafasından geçenleri okumaya kadar uzanır. Anlatıcı, anlattığı olayların dışında durur, gören durumundadır. Anlatıcı, olaylara ve kahramanlara hâkimdir. Olayların nasıl gelişeceğini bilir ve görür. Olayları anlatırken kahramanların aklından geçenleri ve psikolojilerini yansıtır. Üçüncü tekil şahıs ağzıyla konuşur. Yazarın dilini kullanır ve bu sebeple ona “yazar-anlatıcı” da denilir.
Zaman zaman okuyucu ile diyaloga girmekten, onlarla sohbet etmekten ve onlara yol göstermekten geri durmazlar.
- Anlatıcı olayların içerisinde yer almaz.
- Anlatıcı olaylara dışarıdan, müdahale etmeden, geniş bir perspektiften bakar.
- Her şeyi bilen bir anlatıcının bakış açısıdır.
- Anlatıcı kişilerin zihinlerinden geçenleri, geçmişte yaşadıklarını, en gizli mahrem bilgilerini bile bütün ayrıntısı ile bilir.
- Anlatıcı, olayları anlatır, istediği yerleri özetler.
- Bu durumda anlatıcı, kahramanlardan daha fazlasını bilir.
- Anlatıcı olaylara tam olarak hakim olduğu için olayları yorumlama gücü diğerlerine göre daha güçlüdür.
- Üçüncü ağızdan anlatım vardır.
Örnek Metin-1
Erdem arkasına bakmadan yürüyordu. Sinirliydi. Belli ki onu çok kızdırmışlardı. Öfkesi her halinden belli oluyordu. Eliyle garip işaretle yaparak hızlı hızlı yürüyor, bir yandan da eve gidince neler yapacaklarının bir bir planını yapıyordu. İntikamını mutlaka almalıydı. Bu yapılanlar asla onların yanına kalmamalıydı. İlk olarak Ahmet’e nasıl bir ceza verebileceğini düşündü. Mutlaka işe Ahmet’ten başlamalı diyordu içinden. Çünkü onu en çok onun kalleşliği yıkmıştı. Hâlbuki Ahmet onun yıllardır can ciğer dostuydu. Yediği içtiği ayrı gitmezdi. Ne oldu da böyle iki kanlı bıçaklı düşman olmuşlardı.
Örnek Metin-2
Onun fikirlerinde ve duygularında hiçbir şey değişmemiştir. Bu gidişten o da memnun değil, ne bu yaşayış tarzını, ne evlerine girip çıkan insanları, o da beğenmiyor; fakat ne çare ki iş çığrından çıkmış, karısına olan zaafı yüzünden yahut daha başka sebeplerden kendini bir kere bu korkunç akıntıya kaptırmıştır; bu müdafaalar bu zaafa bir mazeret göstermekten başka bir şey için değildir. (Reşat Nuri Güntekin, Yaprak Dökümü)
Ayrıca bakınız->> Edebî Metinlerde Bakış Açıları ve Anlatıcı Türleri