Hürriyet Kasidesi – Namık Kemal
Hürriyet Kasidesi Şiiri ve Çözümlemesi – Namık Kemal
Hürriyet Kasidesi – Namık Kemal
(Besâlet-i Osmaniyye ve Hamiyyet-i İnsaniyye)
1. Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Çekildik izzet ü ikbâl ile bâb-ı Hükûmet’ten2. Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazlûma el çekmez iânetten3. Hakir olduysa millet, şanına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sâkıt olmaz kadr ü kıymetten4. Vücûdun kim hamîr-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam râh-ı vatanda hâk olursa cevr ü mihnetten5. Mûini zâlimin dünyâda erbâb-ı denâ’ettir
Köpekdir zevk alan sayyâd-ı bî-insâfa hizmetten6. Hemân bir feyz-i bâkî terkeder bir zevk-i fâniye
Hayâtın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten7. Nedendir halkta tûl-i hayâta bunca rağbetler
Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emânetten8. Cihânda kendini her ferdden alçak görür ol kim
Utanmaz kendi nefsinden de âr eyler melâmetten9. Felekden intikâm almak demektir ehl-i idrake
Edip tezyîd-i gayret müstefîd olmak nedâmetten10. Durur ahkâm-ı nusret ittihâd-ı kalb-i millettde
Çıkar âsâr-ı rahmet ihtilâf-ı re’y-i ümmetten11. Eder tedvîr-i âlem bir mekînin kuvve-i azmi
Cihân titrer sebât-ı pây-ı erbâb-ı metânetten12. Kazâ her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
Fütûr etme sakın milletdeki zâ’f u betâetten13. Değildir şîr-i der-zencîre töhmet acz-i akdâmı
Felekte baht utansın bî-nâsib erbâb-ı himmetten14. Ziya dûr ise evc-i rif’âtinden ıztırârîdir
Hicâb etsün tabiat yerde kalmış kabiliyetten15. Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmâniyânız kim
Muhammerdir ser-â-pâ mâyemiz hûn-ı şehâdetten16. Biz ol âlî-himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
Cihân-girâne bir devlet çıkardık bir aşiretden17. Biz ol ulvî nihâdânız ki meydân-ı hamiyetde
Bize hâk-i mezâr ehven gelir hâk-i mezelletten18. Ne gam pür-âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir cân için meydân-ı gayretten19. Kemend-i can-güdâzı ejder-i kahr olsa cellâdın
Müreccahdır yine bin kerre zencîr-i esâretten20. Felek her türlü esbâb-ı cefâsın toplasın gelsin
Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten21. Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
Ki ednâ zevki a’lâdır vezâretten sadâretden22. Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâze dönmüş kim
Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten23. Müberrâyım recâ vü havfden, indimde âlîdir
Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükûmetden24. Civân-merdân-ı milletle hazer gavgadan ey bidâd
Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten25. Ne mümkün zulm ile bî-dâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idraki kaldır muktedirsen âdemiyetten26. Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
Ezilmez şiddet-i tazyikten te’sîr-i sikletden27. Ne efsûnkâr imişsin âh ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten28. Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
Cemâlin tâ ebed dür olmasın enzâr-ı ümmetden29. Ne yâr-ı cân imişsin âh ey ümmîd-i istikbâl
Cihânı sensin âzâd eyleyen bin ye’s ü mihnetden30. Senindir devr-i devlet hükmünü dünyâya infâz et
Hüdâ ikbâlini hıfz eylesin her türlü âfetten31. Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletden
Günümüz Türkçesine Çeviri
1. Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Çekildik izzet ü ikbâl ile bâb-ı Hükûmet’ten
(Çağın değer yargılarının doğru yoldan ve samimiyetten sapmış görerek biz de kendi arzumuz ve saygınlığımızla Hükümet kapısından ayrıldık)
2. Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazlûma el çekmez iânetten
(Kendini insan bilenler halka hizmet etmekten usanmazlar; mürüvvet sahibi olanlar zavallılara yardım etmekten kaçınmaz)
3. Hakir olduysa millet, şânına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sâkıt olmaz kadr ü kıymetten
(Eğer millet şimdilerde hor görülmüşse onun şanına bir noksanlık geleceğini sanma; cevher yere düşmekle değerinden, özünden bir şey kaybetmez)
4. Vücûdun kim hamîr-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam râh-ı vatanda hâk olursa cevr ü mihnetten
(Vücudun mayası vatan toprağıdır, bu bakımdan vatan yolunda acı ve sıkıntı çekerse bundan üzüntü duyulmaz)
5. Mûini zâlimin dünyâda erbâb-ı denâ’ettir
Köpekdir zevk alan sayyâd-ı bî-insâfa hizmetten
(Dünyada zalimin yardımcısı aşağılık kişilerdir. İnsafsız avcıya hizmet etmekten zevk alanlar ancak köpeklerdir)
6. Hemân bir feyz-i bâkî terkeder bir zevk-i fâniye
Hayâtın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten
(Hayatın değerini şöhretin güzelliğinden ve cazibesinden üstün tutanlar hemen geçici zevklere ebedî feyizleri tercih ederler)
7. Nedendir halkta tûl-i hayâta bunca rağbetler
Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emânetten
(İnsanlarda hayatın uzamasına bunca düşkünlük nedendir? İnsan Allah’ın kendisine verdiği emaneti koruyacağına niçin ondan menfaat beklemektedir?
8. Cihânda kendini her ferdden alçak görür ol kim
Utanmaz kendi nefsinden de âr eyler melâmetten
(Kendi nefsinden utanmadan başkalarının ayıplanmasından korkan kişi kendini herkesten daha alçak görür.)
9. Felekden intikâm almak demektir ehl-i idrake
Edip tezyîd-i gayret müstefîd olmak nedâmetten
(Akıllı insanlar için yaptıklarından (hatalar) pişman olup çalışmalarını arttırmaları felekten intikam almak demektir.)
10. Durur ahkâm-ı nusret ittihâd-ı kalb-i millette
Çıkar âsâr-ı rahmet ihtilâf-ı re’y-i ümmetten
(Başarının hükümleri milletin kalbinin birliğinde durur; rahmet eserleri ümmetin farklı görüşlerinin ortaya konmasından ve tartışılmasından çıkar)
11. Eder tedvîr-i âlem bir mekînin kuvve-i azmi
Cihân titrer sebât-ı pây-ı erbâb-ı metânetten
(İktidar sahibi kişinin azim gücü düzenin bir düzene girmesini sağlar; metânet sahibi kişilerin ayaklarını sağlam basmasıyla dünya titrer)
12. Kazâ her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
Fütûr etme sakın milletdeki zâ’f u betâetten
(Kader her iyiliğini her feyzini bir zaman için saklar; milletteki gevşeklik ve zayıflıktan sakın korkma!)
13. Değildir şîr-i der-zencîre töhmet acz-i akdâmı
Felekte baht utansın bî-nâsib erbâb-ı himmetten
(Zincire vurulmuş aslana ayaklarının güçsüzlüğü töhmet değildir; bu dünyada nasipsiz himmet sahiplerinden talih utansın)
14. Ziya dür ise evc-i rif’âtinden ıztırârîdir
Hicâb etsün tabiat yerde kalmış kâbiliyetten
(Işık yüksekliğin doruğundan uzaksa bu zorunluluktandır; tabiat yerde sürünen kabiliyetten utansın)
15. Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmâniyânız kim
Muhammerdir ser-â-pâ mâyemiz hûn-ı şehâdetten
(Biz o Osmanlı boyunun ulu soyundanız; mayamız bütünüyle şehadet kanıyla karılmıştır.)
16. Biz ol âlî-himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
Cihân-girâne bir devlet çıkardık bir aşiretden
(Biz o yüce hamiyetli çalışkan ve güçlü kişileriz ki bir küçük aşiretten dünyaya hükmeden bir devlet çıkardık)
17. Biz ol ulvî nihâdânız ki meydân-ı hamiyetde
Bize hâk-i mezâr ehven gelir hâk-i mezelletten
(Biz o yüce yaratılışlı bir milletiz ki hamiyet meydanında ayaklar altında toprak olmaktansa ölmek daha ehven gelir)
18. Ne gam pür-âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir cân için meydân-ı gayretten
(Hürriyet mücadelesi korkulu bir ateş olsa da dert değil; insan olan bir can için mücadele meydanından kaçmaz)
19. Kemend-i can-güdâzı ejder-i kahr olsa cellâdın
Müreccahdır yine bin kerre zencîr-i esâretten
(Cellâdın can yakan kemendi acımasız bir ejder olsa yine de bin defa daha esaret zincirinden iyidir)
20. Felek her türlü esbâb-ı cefâsın toplasın gelsin
Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azîmetten
(Felek her türlü eziyet araçlarını toplasın gelsin; millet yolunda bir hizmetten dönersem kahpeyim)
21. Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
Ki ednâ zevki a’lâdır vezâretten sadâretden
(Bu yolda çektiğim sıkıntılar, acılar anılsın, bunun en basit zevki bile vezirlikten sadrazamlıktan daha iyidir)
22. Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâze dönmüş kim
Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten
(Vatan bir vefasız ve alaycı sevgiliye dönmüş; öyle ki aşkına bağlı olanları gurbet acılarından ayırmıyor)
23. Müberrâyım recâ vü havfden, indimde âlîdir
Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükûmetden
(Ben korkudan, yalvarma ve yakarmadan uzağım; benim indimde görevim menfaatimden hakkım da hükümetin kötü niyetlerinden daha üstündür)
24. Civân-merdân-ı milletle hazer gavgadan ey bî-dâd
Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten
(Ey adaletsiz, milletin yiğitleriyle kavga etmekten sakın! Senin zulmünün kılıcı hamiyet ateşinin karşısında erir.)
25. Ne mümkün zulm ile bî-dâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idraki kaldır muktedirsen âdemiyetten
(Zulm ile işkence ile hürriyeti ortadan kaldırmak mümkün değildir; eğer gücün varsa insanoğlundan idraki kaldırmaya çalış)
26. Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
Ezilmez şiddet-i tazyikten te’sîr-i sikletden
(Gönülde çalışma cevheri elmas cevherine benzer; ağırlığın şiddetinden baskının tazyikinden ezilmez)
27. Ne efsûnkâr imişsin âh ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
(Ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyülü imişsin! Gerçi esaretten kurtulduk ama bu kez de senin aşkının esiri olduk)
28. Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
Cemâlin tâ ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetden
(Şimdi kalbi fethedecek güç sendedir; güzelliğini gizleme. Güzelliğin milletin bakışlarından sonsuza dek uzak kalmasın)
29. Ne yâr-ı cân imişsin âh ey ümmîd-i istikbâl
Cihânı sensin âzâd eyleyen bin ye’s ü mihnetden
(Ey geleceğin umudu! Sen ne can dostuymuşsun; dünyayı bütün üzüntü ve sıkıntılardan kurtaran sensin)
30. Senindir devr-i devlet hükmünü dünyâya infâz et
Hüdâ ikbâlini hıfz eylesin her türlü âfetten
(Hükmetme çağı şimdi şenindir, hükmünü dünyaya duyur; Allah ikbalini her türlü belâdan korusun)
31. Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletden
(Ey yaralı kükreyen aslan! Senin gezdiğin güzel sahralar zulmün köpeklerine kaldı, artık gaflet uykusundan uyan!).