Halk, Millet, Cumhur, Ümmet Kavramları
Halk, Millet, Cumhur, Ümmet, Devlet Kavramları
Türk Halk Edebiyatıyla İlgili Kavramlar
1. Halk
2. Millet
3. Cumhur
4. Ümmet
5. Ümmet-Devlet-Millet
Avrupa’da Fransız ihtilaliyle (1789) birlikte ortaya çıkan millet, halk, halkçılık kavramları içinden çıktığı toplumun hayat tecrübesine göre tanımlanmıştır. Onlara göre okuma yazma bilmeyen, gelir seviyesi düşük, yönetilen, köyde yaşayan, tarımla uğraşan insan grupları halk olarak tanımlanmıştır. Bu açıdan baktığımızda Türk toplumunun yaşadığı tecrübe ve sosyolojik yapı itibariyle bu yaklaşıma birebir uyan bir halk göremiyoruz. Bu nedenle Avrupa’da halk kavramıyla karşılaşan Türk aydını bunun birebir karşılığını Türk toplumunda bulmakta zorlanmıştır. Bu nedenle “halk” kavramı kimi zaman siyasî, kimi zaman ekonomik, kimi zaman pedagojik, kimi zaman da sosyolojik anlamda tanımlanmaya çalışılmış neticede farklı halk anlayışları ve tanımları ortaya çıkmıştır.
Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlükte “halk” kavramı:
isim Arapça ḫalḳ
1. Aynı ülkede yaşayan, aynı kültür özelliklerine sahip olan, aynı uyruktaki insan topluluğu, folk
“Türk halkı.”
2. Aynı soydan gelen, ayrı ülkelerin uyruğu olarak yaşayan insan topluluğu.
“Yahudi halkı.”
3. Bir ülke içerisinde yaşayan değişik soylardan insan topluluklarının her biri.
“Bağımsız Devletler Topluluğunun halkları.”
4. Belli bir bölgede veya çevrede yaşayanların bütünü, ahali.
“Bütün köy halkı orada idi.” – Ö. Seyfettin
5. Bir ülkedeki yurttaşların bütünü, kamu.
“Bilmiyorlar ki halk, halkın diliyle konuşan sanatkârla birliktir.” – O. V. Kanık
Ayrıca terminoloji olarak da Türkçe’de bazen “kavim” bazen “devletin tebaası” bazen de “ümmet” anlamlarında kullanılmış olan halk kelimesi ve mefhumu, dini, siyasi hadiselerde iş bölümünün meydana getirdiği birtakım zümrelerin doğması ile ortaya çıkmıştır.
Halk adı verilen topluluk; aile, köy, aşiret, meslek grupları, siyasi partiler, dini ve insani cemaatler gibi birtakım ocaklardan müteşekkildir.
Halk daha ziyade kültür muhtevasını bünyesinde koruyan ve kültürel unsurları muhafaza eden bir zümredir. Halk seviyesinde kültür unsurları bir harç vazifesi görür ve kardeş soyları bir arada yaşatır. Halk zümresi, kültürün muhafaza edildiği ve kültür muhtevasının canlı olarak korunduğu bir seviyedir. Kültürü kuşaktan kuşağa nakleden ailelerdir. Fakat kültürü soylar ve aileler arasında bir kalıp halinde muhafaza eden ve yaşatan da halk dediğimiz sosyal zümredir.
Bugün geldiğimiz nokta itibariyle Alan Dundes’in yaklaşımıyla halk, ortak bir faktörü paylaşan, en az iki kişiden oluşan sosyal bir topluluk olarak görülmektedir. Bu ortak faktör dil, inanç, meslek vb. olabilir.
“Ortak bir geçmişi olan ve birlikte yaşama arzusu gösteren insan topluluğudur.” Millet, manevi bir ilkeye, bir ruha dayanır. Ortak geçmişten anlaşılan aynı tarihe sahip olmaktır. Bir milleti millet yapan öge, kişilerde ortak bir bilincin varlığı ve belli bir ülkeye bağlılık ve ortak yaşama arzusunun bulunmasıdır.
Millet kavramı, devamlılık ve ebedilik fikri ifade eder. Bu bakımdan da millet, manevi bir varlığın karşılığıdır ve hükmi bir şahsiyettir. Millet halinde yaşayan bir topluluğun amacı diğer milletlere karşı ortak menfaatlerini korumak olmakla beraber, ortak inanışları, hayat tarzını, adet, fikir, bilinç ve iradeyi de devam ettirmektir. Halk ise, belli zaman ve yerde birlikte yaşayan insan topluluğudur.
Halk kavramında devamlılık yoktur. Halk, kişilerden oluşan kolektif ve fiziksel bir topluluktur. Halbuki millet, politik bir örgütlenme sonucunda iradesini gösterebilecek duruma gelmekle devlet şekline girer.
Ziya Gökalp’in millet tanımı ise şöyledir: “Millet; lisanca, dince, ahlakça ve bediiyatça (estetik anlayış) müşterek olan, yani aynı terbiyeyi almış fertlerden mürekkep bulunan bir zümredir.”
Cumhur kavram olarak, ‘topluluk, halk, kalabalık’ Cumhur-ı Nas (Halk kalabalığı) ve Cumhurbaşkanı olarak tanımlanabilir. (Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları)
“İnsanları belirli zamanlarda bir araya toplayan, onlara belirli yerlerde ibadetler yaptırtan ve o insanları belirli ulvi ve manevi değerler içinde barındıran, yalnız milliyet ülküsünde birleşmeyen, sadece dini ülküde birleşen çok geniş bir camiadır, yahut zümredir. Yani aynı dinden olan insanların tamamına ümmet denir.
Ümmet zümresi, siyasi faktörün dışında tamamıyla dini muhtevaya sahip ve dini prensiplerin insanlarına, yani aynı dinden olanlara tatbik edildiği dini bir zümredir. Bu zümre çok geniş ve büyük manevi güçleri bünyesinde muhafaza eden bir topluluktur.
Bu zümrelerin aralarındaki farklar dini, siyasi ve kültürel niteliklere sahip olmalarından ileri gelmektedir. Bu farklılıkları dikkate alan Ziya Gökalp ümmet, devlet ve millet kavramlarını şu şekilde tanımlamıştır:
- Dini bir efkâr-ı amme rabıtasıyla birleştirerek dini bir velayete tabi olan heyete ümmet denilir.
- Siyasi bir efkâr-ı amme rabıtasıyla birleştirerek siyasi velayete tabi olan heyete devlet denilir.
- Harsi efkâr-ı ammelerin rabıtasıyla birleştirerek harsi velayete tabi olan heyete millet namı verilir.
Kaynak: Prof. Dr. Abdurrahman Güzel – Prof. Dr. Ali Torun, Türk Halk Edebiyatı