Halide Nusret Zorlutuna Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri
Halide Nusret Zorlutuna Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri
Halide Nusret Zorlutuna (d. 1901, İstanbul – ö.10 Haziran 1984, İstanbul) Şair, yazar, öğretmen.
Halide Nusret Zorlutuna, 1901 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Erzurumlu Zorluoğullarından gazeteci Mehmet Selim, daha sonraki adı ile Avnullah Kâzımî Beydir. Ünlü gazeteci Süleyman Tevfik Özzorluoğlu ise amcasıdır. Erenköy Kız Lisesi’ni bitirdi. Bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim gördü. 1924’te başladığı öğretmenlik görevini İstanbul, Edirne, Urfa, Kars ve Ankara gibi yurdun çeşitli yerlerindeki liselerde yıllarca sürdürdü. 1957’de Ankara Kız Teknik Öğretmen Okulu’nda görevliyken emekliye ayrıldı. 10 Haziran 1984’te İstanbul’da vefat etti.
Şiir yazmaya mütareke yıllarında başladı. Kurtuluş Savaşı’nın etkisi ve heyacanıyla millî edebiyat akımına katıldı. Kadın duyarlılığıyla işlediği şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, roman türlerinde de eserler verdi.
Millî edebiyat akımı içinde değerlendirilen şiirlerinde hececi anlayışa bağlı kaldı. Şiir hikâye ve düzyazıları Millî Mecmua, Aydabir, Çınaraltı, Hisar, Türk Kadını, Türk Edebiyatı, Ayşe ve Töre gibi dergilerde yayımlandı.
General Aziz Vecihi Zorlutuna ile evli olan Hâlide Nusret hanım, Ünlü romancılardan Emine Işınsu‘nun annesi, Pınar Kür’ün de teyzesidir.
Halide Nusret Zorlutuna’nın Eserleri
Şiir:
- Geceden Taşan Dertler (1930)
- Yayla Türküsü (1943)
- Yurdumun Dört Bucağı (1950)
- Ellerim Bomboş (1967)
- Git Bahar
- Sevmek
Roman:
- Küller (1921)
- Sisli Geceler (1922)
- Gül’ün Babası Kim (1933)
- Aşk ve Zafer (1978)
Hikâye:
- Büyük Anne (1971)
- Aydınlık Kapı (1974)
- Benim Küçük Dostlarım (1948)
Hatıra:
- Bir Devrin Romanı, Kültür Bakanlığı Yayınları Ankara, (1978)
Şiirlerinden Örnekler
Git Bahar
Çekil bu gölgeli yolda gezinme…
Bahar, bakışların yine pek sarhoş.
Yanılıp gönlüme misafir inme:
Kapısı kilitli, mihrabı bomboş
Mabettir orası, meyhane değil!
Altınlı başında papatya niçin?
Sarı saçlarına pembe gül takın!
Git bahar, gönlümde ibadet için,
Diz çöken kızları ürkütme sakın,
Kalbime girme, o kâşâne değil!
Ziyalar, kokular, renkler, çiçekler…
Ömrünün her günü bir başka düğün,
Bülbüller koynunda aşkı çiçekler
Güller dökülürler göğsüne bütün!..
Gerçekten güzelsin, efsane değil!
Git bahar, git bahar, uzaklarda gül!
Denize renginden bırak hediye
Ufuklarda gezin, semaya süzül
Sokulma kalbime peymane diye
Gördüklerin kandil, peymane değil!
Gel Bahar
Gel bahar, erit bu yolun karını,
Geçen seneleri anmayalım hiç
Dinle bülbüllerin şarkılarını
Güllerin kıpkızıl şarabını iç.
Bu dünya bir büyük meyhanedir, gel!
Gel bahar, gel bahar, yakınlarda gül!
Denize renginden armağan bırak
Ufuklarda gezin, semaya süzül
Sonra yavaş yavaş in, içime ak!
Gönlüm hasretinle divanedir, gel!
Arz-ı Hâl
Gecenin bir saatinde
Eşiğine varan bendim
Kuşlar yuvada, kurt inde
Karanlığı yaran bendim
Sabahları erken erken
Yürek hasretle yanarken
Firkatin bahçelerinden
Vuslat gülü deren bendim
Bendim semada dolanan
Bendim oraya ney çalan
Parmakların uçlarından
Nuru alıp veren bendim
Hayır! Hiçbiri değildim
Hepsi benim hayallerim…
Dolaşarak iklim iklim
Doğru yolu soran bendim
Seni buldum şahım seni
Tut elinden üftâdeni
Koma karanlıkta beni
Mevlana! Aman efendim!
Edebiyat
- İslamiyet Öncesi Edebiyat
- İslamiyet Sonrası Edebiyat
- Halk Edebiyatı
- Divan Edebiyatı
- Tanzimat Edebiyatı
- Servet-i Fünun Edebiyatı
- Fecr-i Ati Edebiyatı
- Milli Edebiyat
- Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı
- Türkiye Dışı Edebiyat
- Dünya Edebiyatı
- Batı Edebiyatı