Gora – Rabindranath Tagore
Gora (roman özeti) – Rabindranath Tagore
Gora, Hintli yazar Rabindranath Tagore‘un 1910 yılında yayımlanan romanı.
Gora, birçok yazara göre Tagor’un en büyük eseridir. Onun hayat felsefesini yansıtması bakımından da çok büyük önem taşır. Gora, Tagor’un Hindistan’ın kurtuluşu hakkındaki fikir ve inançlarını yansıtmaktadır. Hindu dininde yapılması gereken yenilikleri içinde toplayan Brahmo Samaş mezhebi romanda önemli bir yer tutar. Akıcı bir dille Hint gerçeği eserde ele alınmıştır.
Gora Özeti
Yağmurlu bir günde Binoy, birinci kattaki apartmanından dışarıyı seyretmektedir. Tam o esnada bir kaza olur. Bir faytonla bir kira arabası çarpışmıştır. Binoy, yardım etmek için hemen yanlarına koşar. Kaza yerinde yaşlıca bir adamla 17 yaşlarında bir genç kız vardır. Onları hemen evine alır ve doktor getirir. Doktor, adamı tedavi ettikten sonra ücreti Binoy öder. Yaşlı adam, ücreti ödeyeceğini söyelerek teşekkür edip oradan ayrılır. Binoy, genç kızdan çok hoşlanmıştır. Bir süre sonra, Satiş adında 7 yaşlarında bir erkek çocuğu, doktora ödediği ücretini getirip verir. Binoy, çocuktan ailesinin adını öğrenme fırsatı bulur. Yaşlı adamın ismi Pareş Babu’dur.
Binoy, arkadaşı Gora’nın evindedir. Gora, Hint Vatanseverler Birliği’nin başkanlığı yapmaktadır. İkisinin arasında ufak tefek görüş farklılıkları olmakla birlikte birbirlerini çok sevmekte ve iyi anlaşmaktadırlar. Gora, arkadaşının Hindu inançlarına yeteri kadar bağlı olmadığını düşünmektedir. Anandamoyi, Gora ile Binoy’un aralarının açılmasına çok üzülmektedir. O, Hindu İnançlarının pek çoğuna inanmamakta ve bu gibi sebeplerle iki çok iyi arkadaşın tartışmalarına anlam verememektedir.
Binoy, vicdanı rahatsız bir şekilde evine döner. Gora ile tartışınca annesi gibi sevdiği Anandamoyi’nin üzüldüğünü düşünür. Çocukken ailesini kaybetmiş olan Binoy, Anandamoyi’i annesi gibi sevmektedir. Akşam olunca Gora’nın evine gider. İkisinin arasında Hindistan’ın kurtuluşu adına bir konuşma geçer.
Gora’nın babası Krişnadayal, kendisini tamamen Hindu dinine vermiş, sofu bir adamdır. Oğlunun Hindu dinine bu kadar girmesini istememekte ve ona bu dini anlayamacağını söylemektedir. Gora, bir türlü buna anlam vermemektedir. Anandamoyi ikisinin aralarını bulmak için çırpınıp durmaktadır. Anandamoyi gerçeği Gora’ya anlatmak istemekte; fakat kocası kasttaki yerinin sarsılacağından ve cezalandırılacağından korktuğu için ona engel olmaktadır. Gora, aslında yanlarına sığınmış bir İrlandalının oğludur. Anne ve babası ölünce Anandamoyi onu büyütmüştür. Fakat bu, Hindu dininde ve geleneğinde büyük bir suçtur. Bu arada Binoy, perhizini bozarak Anandomoyi’nin odasında Hristiyan bir hizmetçinin hazırladığı yemekleri yiyerek Hindu dinine ilk başkaldırısını gerçekleştirir. Ondan sonra Pareş Babu’nun evine gider. İlk defa, erkeklerden kaçmayan genç kızlarla karşılaşır burada. Özellikle Lolita’dan çok etkilenir. Orada bütün inançlarına aykırı olarak bu genç kızlarla bir erkek arkadaş gibi samimi olur, hazırladıkları yemeklerden yer. Hiçbiri kast sistemine, putlara inanmamaktadır. Hristiyanhğa daha yakındırlar. Binoy’a bu konuyla ilgili sorular sorarlar. Pareş Babu ve ailesinin bu huzurlu yaşamı onu derinden sarsar. Aynı gün, babasının arkadaşı olan Pareş Babu’yıı ziyarete Gora da gelir. Fikri ayrılıklardan dolayı özellikle Gora ve Suşarita’nın nişanlısı arasında bir tartışma olur.
Yolda, Binoy ile Gora arasında da bir tartışma olur. Gora, o ailenin yanına gittiği için Binoy’u suçlar. Binoy arkadaşını çok sevmektedir. Onunla ilişkisinin bozulmasını istemez. Fakat Pareş Babu ailesinden, inançlarından ve kızlarından çok etkilenmiştir. Bu yüzden, Gora’nın ağabeyi Mohim’in kızıyla evlenmesi teklifini kabul eder. Böylelikle Gora’nın ailesine dahil olacak, Pareş Babu ailesinden uzaklaşacaktır. Bu teklifi duyan Gora önce karşı çıkar, ona göre Binoy sürekli Hindu inançlarında olacak biri değildir. Sonra kabullenir, arkadaşı ile arası düzelir. Bu arada, Suşarita dar kafalılığı yüzünden nişanlanmak üzere olduğu Haran’dan gittikçe soğumaktadır. Haran Babu, ise nişan gününe biran önce karar verilmesini istemektedir. Binoy ise gitgide Pareş Babu’nun kızları ile olan samimiyetini artırmaktadır. Onları sirke dahi götürür. Bunun duyan Gora ile aralan iyice açılır. Binoy, yavaş yavaş Mohim’in kızı ile evlenme fikrinden caymaktadır.
Bir gün, Gora ile Binoy beraber Pareş Babu’nun evine giderler. Aralarında yine bir din çatışması olur. Kızlar, Gora’dan ve fikirlerinden çok etkilenir. Gora gittikten sonra Baroda, yargıcın evinde oynanacak piyeste Binoy’un oynaması için ısrarcı olur. Lolita’nın da etkisiyle Binoy kabul eder. Bu arada Gora, Suşarita’dan çok etkilenmiştir. Hayatında ilk kez bir genç kızın varlığını hissetmiştir. Bunun için kendisine çok kızar ve kendini tamamen dine vermeye zorlar. Yaya bir gezintiye çıkıp, yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmeye karar verir. Böylelikle Pareş Babu’nun evine bir daha gitmeyecektir. Annesinden izin alır ve kısa bir yolculuğa çıkar.
Piyes için çok iyi hazırlanan Binoy, Lolita’yı kendisine hayran bırakmak için kendi bölümüne çok iyi hazırlanır ve gerçekten İngilizcesine herkes hayran olur. Suşarita’yı da bir düşüncedir almıştır. Gora’nın düşüncelerinden çok etkilenmiştir. Sürekli odasında kitap okumaktadır.
Gora şehirden ayrılınca Binoy daha rahat bir şekilde Pareş Babu ailesiyle daha yakın ilişki kurar ve Lolita ile aralarında platonik bir aşk başlar. Halkın yoksulluğunu ve adaletsizliği yakından gören Gora’nın başı yargıçla belaya girer ve hapse atılır. Bunun üzerine haksızlığa hiç dayanamayan Lolita, tam yola çıkacakları zaman Binoy’u yanına çağırarak yargıcın evindeki piyeste rol almamaya karar verir. Ne büyük bir düşman kazandığını umursamamaktadır. Binoy’la beraber evine geri döner. Babası bu olaya hiç karışmaz. Yalnız evde bir misafir vardır: Suşarita’nın teyzesi. Koyu bir Hinduist olan bu kadın, ailesi onu terk edince buraya sığınmıştır. Ertesi gün Bayan Baroda eve dönünce Lolita’yı çok azarlar. Bu arada durumlardan iyice yıpranan Binoy da Anandamoyi’nin yanında kalmaya ve arkadaşının yokluğunu hissettirmemeye çalışır. Anandamoyi Binoy’un Lolita’ya olan hislerini anlar. Lolita da Binoy’u sevmekte fakat bir Hindu genciyle evlenmesinin olanaksızlığını bilmektedir. Suşarita eve gelen teyzesi ile gittikçe yakınlaşır ve babasının da iznini alarak teyzesiyle onlara yakın bir yerde olan evine taşınır. Haran’in nişan teklifini de kesin olarak reddeder. Çünkü içten içe Gora’yı sevmektedir. Bu arada Lolita ve Binoy bütün engellere rağmen evlenmeye karar verirler. İkisi de dinini değiştirmeyecek, birbirlerine hoşgörülü davranacaktır. Bu, o dönem Hindistan’ında kabul edilemez bir durumdur. Anadamoyi onların en büyük yardımcısıdır. Onlar için elinden geleni yapmaktadır.
Gora, hapisten eve döner. Olan bitenleri duyunca Binoy’la kavga eder, onu dinine sadık olmamakla suçlar. Fakat Suşarita ile engel olamadığı bir samimi ilişki kurar. Zamanla ona karşı farklı hisler beslediğini anlar. Suşarita’nın teyzesinin onu bir başkasıyla evlendirmek istediğini öğrenince duygularından emin olur ve kendini ondan uzaklaştırarak Tanrı’ya adamaya karar verir. Suşarita da Gora’nın düşüncelerinden etkilenerek Hindu olmaya karar verir. Bütün yakınların karşı çıkmasına ve Brahmo Samaj ile Hindu dinince kabul edilmemesine rağmen Binoy ile Lolita evlenirler. Bu süre içinde tek destekçileri Pareş Babu’dur.
Gora, tüm olup bitenlerden sonra kendini tanrıya adamaya karar verir ve arınma töreni için Ganj nehri kıyısındaki yer hazırlanmaya başlar. Babası buna karşı çıkar. Gora, zaten kafası karışık olduğu için hiçbir anlam veremez. Gora, tam arınma işlemine geçeceği sırada törene biri gelir ve babasının ölmekte olduğunu, onu yanına çağırdığını haber verir. Kendini ölüm döşeğinde sanan Krişnadayal, Gora’ya gerçeği anlatır ve onun bir ingiliz soyundan geldiğini söyler. Bütün geçmisi, değerleri, inançları, ailesi sarsılır. Gora âdeta yıkılır. Artık kastı da olmadığından dinini yitirmiştir. Hemen Suşarita’nın yanına giderek onları ayıran bir kastın ve dinin olmadığını, evlenebileceklerini söyler. Sevincini paylaşmak için daima annesi olarak göreceği Anadamoyi’nin yanına koşar.