Francis Bacon

Francis Bacon Kimdir?

Francis Bacon Kimdir? Hayatı, Felsefesi, Eserleri

Francis Bacon (d. 22 Ocak 1561, York House, Londra, İngiltere – ö. 9 Nisan 1626, Londra, İngiltere) İngiliz filozof, bilim insanı, hukukçu, devlet adamı ve yazar.

Francis Bacon

St. Albans Vikontu, Sir Francis Bacon (1603 – 1618) ya da Verulam Baronu (1618-1621) olarak da bilinir.

Doğanın ve toplumun kavranmasında deneyci bilgi öğretisini ve tümevarım yöntemini savunmuştur. Aynı zamanda İngiliz dilinin ustalarından biri olarak kabul edilir.

Bacon’ın Yaşamı

Babası krallık mühürdarı olan Francis Bacon, anne tarafından I. Elizabeth’in başbakanı William Cecil’in akrabasıydı. 1573’te Cambridge’de Trinity College’a girdi. “Kısır” olarak nitelendirdiği Aristotelesçi felsefeye karşı duyduğu hoşnutsuzluk bu dönemde başladı. 1576’da hukuk öğrenimi görmek üzere Gray’s Inn’e girdi, ama ardından İngiliz büyükelçisinin maiyetinde Paris’e gitti. Babasının ölümü üzerine 1579’da geri döndü ve hukuk öğrenimini sürdürerek 1582’de avukat oldu. Aynı kurumdaki öğretim görevlisi ve baro yönetim kurulu üyeliğinden sonra saray hukuk danışmanlığı yaptı. 1584’te parlamentoya girdi. Kraliçeye ve etkili kişilere çeşitli ülke sorunları ile ilgili mektuplar yazarak göze girmeye çalıştı, ama bu çabaları sonuç vermedi. 1593’te Ispanya’ya açılan savaşın giderlerini karşılamak için krallık ödeneklerinin artırılmasına karşı çıkması gözden düşmesine yol açtı. Danışmanlığını da yaptığı dostu genç Essex kontunun girişimlerine karşın, boşalan başsavcılık makamını, yaşamı boyunca rakibi olan Sir Edward Coke’a kaptırdı. Essex kontunun başka makamlar için yaptığı başvurular da hep sonuçsuz kaldı.

Bacon gene de saraya danışman olarak girmeyi başardı. İspanyol hazine gemilerinin yolunu kesmede başarısızlığa uğrayan koruyucusu Essex kontunu İrlanda’daki Katolik ayaklanmasını bastırma işini üzerine alması için özendirdi. İşlerin ters gitmesi üzerine serinkanlılığını yitirip başına buyruk davranan Essex kontu ile ilgili gayri resmi yargılamada “iyi yurttaş” olmanın “iyi insan” olmaktan önce geldiğini belirterek koruyucusunu suçlamaktan kaçınmadı. 1601’de başarısız bir ayaklanma girişiminde bulunan Essex kontunu vatan hainliği ile suçlayan resmi raporu hazırladı.

Bacon, Elizabeth’in 1603’te ölmesinden sonra, kuzeni Robert Cecil’in de yardımıyla, çeşitli alanlardaki bilgi birikimini I. James’in hizmetine sunma olanağını buldu. İskoçya ile birleşme görüşmelerinde etkin bir görev aldı. 1605’te krala adadığı Advancement of Leaming (Bilginin Gelişimi) adlı kitabını yayımladı. Ertesi yıl bir Londra Belediye Meclisi üyesinin kızıyla evlendi.

Haziran 1607’de başsavcı yardımcılığı görevine getirildiyse de, siyasal alanda pek etkili olmadı. Sonraki yıllarda özellikle taht ile parlamento arasındaki ilişkileri ele alan mektuplarıyla James’i etkileyerek 1613’te Coke’un yerine başsavcılığa geçmeyi başardı. Krallığın üstünlüğüne ilişkin görüşlerinden dolayı, geleneksel hukuku ve yargıçların bağımsızlığını savunan Coke ile giderek artan bir çatışmaya girdi. Baskıya karşı ayaklanmanın haklılığı üzerine bir broşür yazan bir din adamı ile ilgili davada, yargıçlara baskı yapılmasına aracılık etti. Coke görevden alındıktan sonra Mart 1617’de mühürdar oldu. Ertesi yıl lord chancellor (adalet bakanı) ve Verulam baronu, 1621’de de St. Albans vikontu yapıldı.

Bacon’ın bu yükselişinde, parlamentodaki çalışkanlığının yanı sıra, etkili çevrelerle kurduğu ilişkiler de rol oynadı. Bu dönemde, bir defter içinde topladığı Commentarius Solutus (Serbest Yazılar) rakiplerinin zayıf noktalarından devlet işlerine, sağlık bilgilerinden felsefe tasarılarına kadar çok değişik konularla ilgilendiğini gösterir.

En ünlü yapıtı Novum Organum’u (1620; Yeni Organon, 1948) yayımlamadan önce en az 12 taslak üzerinde çalıştığı anlaşılan Bacon, bu dönemde bazı küçük felsefe kitaplarının dışında, efsanelerin yorumlanmasına dayanan De Sapientia Veterum (1609; Eskilerin Bilgeliği) adlı ilginç bir kitap yazdı. Bilimlerin yeniden düzenlenmesini öngören Instauratio Magna (1620; Büyük Yenileme) ile yurtdışındaki bilginlerin ilgisini çekti.

Bilim ve felsefeye düşkünlüğüne karşın, bu yıllarda asıl çabasını devlet işleri üzerinde yoğunlaştırdı. Ülkenin bir iç kargaşaya doğru sürüklendiğini görmekle birlikte, yeniliklerden ürktüğü için, kralın egemenliğinin korunması gereğini savundu. Büyük bir bağlılıkla hizmet ettiği kralın güvenini kazandı, ama onun üzerinde her zaman etkili olamadı.

Bacon 1621’de rüşvetçilikle suçlanıp yargılandı. Hastalığından dolayı savunma için süre istediği bir sırada, Lordlar Kamarası da hakkındaki şikâyetleri ele aldı. Bir pişmanlık dilekçesi vererek görevinden çekildiyse de, 40 bin sterlin para cezasına çarptırıldı ve Londra Kulesi’ne hapsedildi. Kısa bir süre sonra serbest bırakıldı; bundan sonra büyük sıkıntılar içinde yaşadı.

Bu dönemde kendisini bütünüyle bilim ve felsefeye adayarak değerli yapıtlar verdi. Hukuk derlemeleri, İngiltere tarihi, tefecilik, İspanya ile savaşın getireceği sonuçlar ve eğitim reformları gibi değişik konular üzerinde durdu. Tasarladığı altı ayrı doğa tarihi kitabından yalnızca ikisini yazabildi.

1610’da yazmaya başladığı ve ideal topluma ilişkin bir ütopya denemesi olan Nova Atlantis’in (1627; Yeni Atlantis, 1957. 1966) bir bölümünü yayımladı. İtalyan düşünürler ile yazışarak onlara yapıtlarını gönderdi. İlk kez 1597’de yayımlanan Essayes (1625; Denemeler, 1943, 1982) adlı yapıtının üçüncü ve genişletilmiş baskısını hazırladı. 1622/23’te kralın elini öpmesine izin verildiyse de, hiçbir zaman tam anlamıyla bağışlanmadı.

Bacon’ın Felsefesi

Bacon’ın, yaratılıştan doğaya yönelik, deneye eğilimli, sürekli araştımayı seven, kesin bilgiye ulaşana kadar sorunları irdeleyen bir kişiliği vardı. Yapıtlarında eylem adamı ve düşünce adamı yönleri arasındaki karşıtlık belirgin olarak görülür. Bir yandan dürüst bilgeler aracılığıyla “insanın doğa üzerindeki egemenliğini son çizgisine ulaştıracak” bir toplumun düşünü kurarken, bir yandan da İ. James’in çıkmazlarına düzeni koruyarak çözüm arıyordu. Siyasal düzlemde yükselme hevesinin yol açtığı bu çarpıklığa karşın, bir filozof olarak Bacon doğayı ve toplumu kavrama konusunda kuşkuya yer veren, önyargılardan uzak ve araştırmacı bir yaklaşımı benimsemiştir. Bu arada ortaçağ Aristotelesçiliğine karşı deneyci yöntemi savunan düşünürlerin yazdıklarından da yararlanmıştır.

Bacon’ın felsefesinin odağı bilimdir. Ona göre bilim bir ilerleme, gelişme sürecidir. Tarih boyunca dinsel, siyasal ve düşünsel nedenlerle önem verilmeyen bilimin, insan lan aydınlatma ve yönlendirme işlevini öne çıkarmak gerekir. Bilim, sözcüklerle oynama yerine, doğanın özünü kavramaya yö nelmelidir. Doğaya egemen olmanın birinci koşulu, onu kendi bütünlüğü içinde bilmek. onu düzenleyen genel yasaları kavramaktır. Bunun yolu da deneyden geçer. Kesin bilgi. kuşkunun bittiği yerde başlar.

Düzene düşkün bir kişi olan Bacon, bir bütün olarak gördüğü bilim ve yaratı ürünlerini us, düş gücü ve bellek yetilerine göre bölümlere ayırır. Felsefenin kapsamına gi ren bilimlerin kaynağı us, düş gücünün ürünü şiir ve öteki yaratı örnekleri. belleğin ürünü ise tarihtir. Bütün bilimlerin görevi. olayların nedenlerini sonuçlarıyla bağlantılı olarak öğretmektir. Bacon. kendi döneminde eksik ve yetersiz olarak gördüğü felsefe ve bilim üzerinde durur. Bu bağlamda insan zihni ile nesnelerin doğası arasındaki ilişkiyi köklü bir biçimde yeniden düzenlemeyi amaçlar. Doğanın incelikli gizlerini araştırmada daha yetkin yöntemler geliştirerek insanoğlunun yaratıcı gücünü özgürleştirme peşinde koşar. Bacon’a göre, bunu sağla mak için tasımlara dayanan usavurmanın yerini, deneylere dayanan eleştirel bir tümevarım yöntemi almalıdır.

Bu öğreti Novum Organum’da, yapıtın mayasını oluşturan üç düşüncenin işlendiği özdeyişler biçimini alır. Bu düşünceler yeni bir mantığın gerekliliği, doğadaki niteliklerin “alfabe”sini oluşturacak “kalıp”lar (form) bulma çabası ve kapsamlı bir doğa tarihi derlemesine ilişkindir. Bunların kendi başlarına kavranabilir olduğunu, ama aralarındaki ilişkilerin karmaşıklık yarattığını savunan Bacon. bilimi, temelini doğa tarihinin. gövdesini fiziğin ve uç noktasını metafiziğin oluşturduğu bir piramit biçiminde görür. Başlangıçta zaman zaman uğraştığı doğa tarihi, yaşamının sonuna doğru çalışmalarının asıl odağı durumuna gelmiştir.

Bilim anlayışı. Bacon bilime büyük önem vermesine karşın, çağdaş anlamda iyi bir bilim adamı değildi. Astronomiye yaklaşımı tutucuydu. Matematiğin ve yeni bulunan logaritmanın önemini tam olarak kavrayamamıştı. Kaldıraç sistemi, cisimlerin ivmesi ve kan dolaşımı ile ilgili yeterli bilgisi yoktu. Bacon’ın, zamanındaki bu gelişmelerden habersiz oluşu, benzerlikleri kolayca kavrayabilen zekâsının, farklılıkları kavramaya aynı ölçüde yatkın olmayışıyla açıklanabilir. Çünkü onun için bilimin başlıca temeli tümevarım yöntemiydi.

Bacon’a göre doğayı tanıma yöntemi olan tümevanm, olaylan oluşturan ve biçimlendiren özün kavranmasını sağlar. Tümevarımın başlıca kaynağı olan deney, kesin genellemelere varmak amacıyla belirli kurallar çerçevesinde yapılmalıdır. Tikel bir olaydan yola çıkarak genel sonuçlara ulaşmayı yanlış bulan Bacon. deney sonuçlarının toplanarak düzenlenmesiyle tümevanlabileceğini belirtir.

Tümevarıma giden yolu tabula praesentiae (varlık çizelgesi), tabula graduum (derece çizelgesi) ve tabula absentiae (yokluk çizelgesi) biçiminde üç basamağa ayırır. Birinci çizelgede incelenen özelliğin bulunduğu bütün olgular saptanarak sıralanır. İkinci çizelgede incelenen özelliğin değişik derecelerde bulunduğu durumlar sıralanır. Üçüncü çizelgede ise incelenen özelliğin bulunduğu durumlara olabildiğince çok benzeyen, ama bu özelliği taşımayan durumlar belirlenir.

Bacon’ın tümevanm yöntemiyle uygunluk yöntemi, birleşmiş uygunluk-ayrım yöntemi ve eş değişmeler yöntemini temelde kavradığı söylenebilir. Bununla birlikte yöntemi iki önemli noktada eleştiriye uğramıştır.

Birincisi, son derece uğraştırıcı olan bu yöntem kesin bir sonuca ulaşmak için bazı varsayımlardan yararlanmayı gerektirir; oysa Bacon bu tür varsayımlara ilişkin herhangi bir belirleme yapmaz. İkincisi, Bacon tümevarım yoluyla bulunması öngörülen “kalıpların yeterli ve tam bir tanımını vermekle güçlük çeker. Bu yöndeki açıklamaları bayii genel bazı fiziksel özellikleri sıralamaktan öteye gidemez. Bu açmaza girmesinin başlıca nedeni, görüşlerini ortaya koyarken. ortaçağ skolastik düşüncesinden aldığı hareket, yasa, nitelik ve kalıp gibi kavramlara yeni anlamlar yükleme yoluna gitmesidir. Örneğin Bacon’ın kullandığı “yasa” terimi irdelenince, onun bu terimle (modem fizikte olduğu gibi) niteliksel ilişkilerden çok, yapılara ve hareketlere yüklenen özleri, yani olgulara ilişkin açıklayıcı varsavımlan ifade ettiği anlaşılır. Bacon’ın bu varsayımları gerçek amacına ulaşmış sayılmazsa da. felsefi sezgiler olarak büyük değer taşır. Tümevarım yöntemini ilk kez kullanan Bacon olmadığı gibi, doğa bilimlerinin günümüzde kullandığı tümevarım yöntemi de onun biçimlendirmesine göre geliştirilmemiştir. Bununla birlikte özellikle 19. yüzyılda biyolojinin Bacon’ın öngördüğü yolu izlediğj söylenebilir. Charles Darwin’in evrim kuramını geliştirirken Bacon’ın yönteminden yararlandığı kuşkusuzdur. Royal Society’nin kurucuları Robert Hooke ve Robert Boyle, Bacon’ı yüceltmişler, 18. yüzyılda Jean d’Alembert ünlü Encyclopedie’yi hazırlarken Bacon’a gönül borcunu ödemiştir. İmmanuel Kant Kritik der reinen Vernunft’u (1781; Saf Aklın Eleştirisi) Bacon’a adamıştır. Bacon’ı yücelten 19. yüzyıl düşünürlerinden biri de olguculuğun kurucusu Auguste Comte’tur.

İdoller

Bacon’ın belki de en önemli katkısı idola adım verdiği yanıltıcı düşüncelere ilişkin uyarısıdır. Ona göre idola, kişiyi doğra ve kesin bilgiye ulaşmaktan alıkoyan, deneyle bağlantısı olmayan önyargılardır. Bacon, Novum Organum da bu yanıltıcı düşünceleri şöyle sıralar:

1) İdola tribus (soy idolleri), insanın doğasında bulunan ve çoğunluk tarafından paylaşılan önyargılardır. Bunun en açık örneği doğada gerçekte olduğundan daha büyük bir düzenlilik görme, kolayca genelleme yoluna giderek doğadaki olayları soyutlaştırma eğilimidir. Kuşaktan kuşağa geçen inanç ve söylencelerle karışmış bu yanılgılar, duyuların yetersizliğinden doğa varlıklarına keyfi benzetmeler yüklemekten ve kesin ilkelere ulaşma tutkusundan kaynaklanır.

2) İdola specus (mağara idolleri), bireyin düşünsel ve bedensel yapısından doğan yanılgılardır. Birey dıştan gelen etkileri kendi zihnine yansıdığı gibi görür. Bu nedenle de doğanın bütünü yerine kendine yansıyan bölümünü temel alır: nesneler arasında aşırı ayrım ve benzetmeler yapma yoluna gider. Burada “mağara” benzetmesi Platon’un Devlet diyalogundaki “mağara” simgesinden etkilenerek kullanılmıştır.

3) İdola fori (çarşı idolleri), soyul sözcüklerin zihin üzerindeki etkisinden kaynaklanır. Bunlar en tehlikeli yanılgılardır. İnsanlar karşılıklı konuşmalarla düşünce alışverişinde bulunur. Gerçeğe dayanmayan soyut düşünceleri araştırmadan ve eleştirmeden benimsemek insanları yanılmalara sürükler.

4) İdola theatri (tiyatro idolleri), gelenekleşmiş felsefe sistemlerinin ve yanlış kanıtların yol açtığı temelsiz düşünce kalıplandır. Bütün donmuş düşünce akımlan bu bölüme giren önyargılann yoğunlaşmasıyla ortaya çıkar.

Denemeler

İnsanoğluna yalnızca “doğanın gizleri”ni değil, “yaşamın güçlükleri”ni de açıklamayı amaçlayan Bacon, ortaya koyduğu yeni mantığı, insan ilişkilerini de kapsayacak biçimde tasarlar. Bu yüzden Essayes’de tutku, ikiyüzlülük, kin ve sevgi gibi “yalın yaradılışlar’ı irdelemeye çalışır. Tarihten ve kendi gözlemlerinden çıkardığı deneyimlere dayanarak davranış ve güdüleri inceler ve genellemelere varır. Bu yoldan insanoğlunun yaptıklarını ve yapması gerekenleri ortaya koyar. Gerçekçiliğin ve ahlaksal ideallerin bir karışımı olan bu denemeler, dünyevi bir bilgelik taşır.

Yazılarına yansıyan kişiliği son derece berrak ve canlı olan Baconin anlatımı insanı sıkmayan zengin imgelerle doludur. Okuyucusunu kolayca avucuna alarak zihnindeki akışa katar ve böylece düşüncelerini harekete geçiren duygu dünyasına taşır. Gerçek bir iletişim ustası olarak titizlikle işlenmiş dengeli cümleler kurar; düşüncelerini sunuş biçimi sağlam bir yapı gösterir.

Bacon yapıtlarıyla bilimin ve felsefenin gelişme yolunu göstermiş, doğa ile us arasında bir bütünlük kurulabileceği inananı yerleştirmiştir.

Bacon’ın Diğer Eserleri

  • De Interprelatione naturae proeminum (1603; Doğanın Yorumlanmasına Giriş),
  • Redarguito philosophiarum (1609; Filozofların Eleştirisi),
  • Historia Ventorum (1622), Historia Vitaeet Morris (1623; Yaşam ve Ölümün Tarihi),
  • The Historie of the Raigne of King Henry hhe Seventh (1622; VII. Henry Döneminin tarihi).
  • Apophtagmes new and old (1625; Yeni ve Eski Özdeyişler).
  • Sylva Sylvarum (ös 1627; Ormanların Ormanı).
  • Cases of Treason (ös 1641; İhanet Davaları).
  • Promus of Formularies and Elegancies (ös 1883), The Poems of Francis Bacon (ös 1870; der. ve bas. haz. Rahip A. B. Grosart; Francis Bacon’ın Şiirleri).

Ayrıca bkz. ⇒

Dünya Edebiyatı

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu