Divanı Kebir – Mevlana
Divanı Kebir – Mevlana
Mevlânâ, hemen hemen tamamı gazel, tercî’ ve rubailerden oluşan Divan-ı Kebir, diğer adıyla Külliyât-ı Şems’te özellikle İlahî aşkını, gönül derdini, tasavvufî konuların yanında sabır, hoşgörü, insanlara iyilik etmek ve yardımda bulunmayı, mazmun ve remizlerle şiirin imkânlarını kullanarak anlatmıştır.
Divan-ı Kebir, duygu yüklü ve oldukça hacimli bir eser olup içinde yer alan şiirlerin büyük bir kısmı Şems-i Tebrizî’ye duyulan sevginin ve hasretin yansımasıdır. Bu şiirler içinde rübailer dikkat çekmektedir. Yer yer Mesnevî’de olduğu gibi öğretici ve eğitici beyitler de içeren gazellerini, elliyi aşkın farklı vezinde söylemiştir.
Üstün bir ahenge ve musikiye sahip olan gazelleri, bugün bütün dünyada anlam zenginliği ve derinliğiyle ilgi odağı olmaktadır.
Mahlas yerinde Tebrizli Şems’in adının birkaç şekilde Şems, Şems-i Tebriz (Şems-i Tebrizî, Şemsü’l-Hakk-ı Tebrizî) vb. bulunması nedeniyle bu eser için daha çok Divan-ı Şems-i Tebrîzî adı kullanılmaktadır.
Divan-ı Kebir’den bir gazel örneği
Gel, birbirimizin kıymetini bilelim
Sonra ansızın birbirimizden ayrı kalmayalım
Mademki inançlı kişi inançlı kişinin aynasıdır
Niçin aynamızdan yüz çeviriyoruz
Asil cömert kişiler dostlara canlarını feda ettiler.
Çekiştirmeyi bırak. Biz de insanız.
Öldüğümde beni hoşça anacaksın
Niçin ölüyü severiz de diriye düşmanız
Mademki ölümden sonra barış yapacaksın
Niçin ömür boyu senin üzüntünle sıkıntı içindeyiz
Şimdi öldüğümü kabul et, barış yap, anlaş.
Çünkü biz barışta ölüler gibiyiz.
Divan-ı Kebir’den bir rubai örneği
Dostuyla hoş geçinen dostsuz kalmaz
Müşteriyle iyi anlaşan iflas etmez
Ay geceden ürkmediği için böyle parlak kaldı
Gül de dikenle uyuştuğu için bu kokuyu elde etti