Dante Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri
Dante Kimdir?
Dante Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri
Dante Alighieri (D.15 Mayıs/15 Haziran 1265, Floransa, İtalya – Ö. 13/14 Eylül 1321, Ravenna, İtalya) İtalyan Şair, yazar.
Batı edebiyatının en büyük ustaları arasında sayılan yazar, edebiyat kuramcısı, ahlak felsefecisi ve siyasal düşünür.
La divina commedia (y, 1310-21; İlahi Komedya. 1955-56 3 cilt; 1984,2 cilt) adlı manzum destanı Hıristiyanlık öğretisinin ve dünya edebiyatının başyapıtlarındandır.
Dante’nin yaşamıyla ilgili bilgilerin büyük bölümü yapıtlarından çıkarılmakladır. Floransalı bir burjuva ailesinin oğlu olarak doğdu; ömrü boyunca da bu kente bağlılık duydu. İlahi Komedya’nın “Paradiso” (Cennet) bölümündeki bazı kantolarda ailesinin kökenini anlatırken atası Cacciaguida’dan söz eder; Alighieri soyadı da bu büyükdedesinin karısının adından gelir. Dante, ustası Brunetto Latini ve yetenekli dostu Guido Cavalcanti’yi de anlatır, ama ana babasıyla ilgili hiç bilgi vermez. Annesi Bella’yı küçükken kaybettiği, babasının da ikinci kez evlendiği bilinmektedir. Dante, ablası ve biri kız, öbürü erkek iki üvey kardeşiyle büyüdü. Babası öldüğünde 18.1277’de nişanlandığı Gemma Donati’yle evlendiğinde de 20 yaşındaydı. Floransa’da siyasal ve ekonomik üstünlük sağlamak isteyen imparatorluk yanlısı Ghilbellinolar ile papalık yanlısı Guetfolar arasındaki uzun mücadelede Dante’nin ailesi. Guelfoların yanında yer aldı; Guelfolar 1266 Benevento Savaşı’yla kentte yönetimi ele geçirdi. Bu tarihten sonra da şiddetli çekişmelere sahne olan Floransa’da yetişen Dante. İlahi Komedya’da ayrılıkların asıl sorumlusu olarak feodal soyluları gösterir.
Çocuk yaştaki dil bilgisi ve retorik çalışmalarıyla Latin yazarları tanıma fırsatını bulan Dante, değişik edebi akımların boy attığı Floransa kültür çevresinin etkisiyle ilk gençlik döneminde şiir yazmaya başladı. Bu yıllarda en çok Brunetto Latini ve Guido Cavalcanti’nin etkisinde kaldı. Kent yönetiminde etkin, süslü Latince düzyazıda usta olan ve felsefi metinlerle İtalyanca şiirler yazan Latini. Dante’nin önünde büyük bir örnekti. Edebiyatın yazarı ölümsüzleştirdiğini de ondan öğrendi. Bununla birlikle Dante, Sicilya Okulu’nun ve Guittane d’Arezzo’nun izinden giden Floransalı şairlerden de etkilendi. Sanatını gerçekte yönlendiren ise Guido Cavalcanti’nin şiirleri ve onunla kurduğu dostluk oldu. Cavalcanti’nin etkisiyle Dante balad türüne yeni ve dramatik bir boyut kazandırdı. Esin kaynağı Beatrice için yazdığı şiirlerde ise geleneksel aşk şiiri modellerini bırakarak, ustalarının ustası Guido Guinizelli’nin izinde kendi üslubunu yarattı. Beatrice’nin güzelliğini Tarınsal bir belirti, metafizik bilginin aracı olarak gördüğü bu şiirlerde mistik bir kıyaslamaya yöneldi. “Donne ch’avete intelletto d’amore” (Aşktan Anlayan Kadınlar) adlı kanzonası still luovo (yeni üslup) olarak bilinen edebi eğilimin bir çeşit şiirsel bildirgesiydi. Bu gelişmeler aynı zamanda. Cavalcanti ile arasında doğacak ayrılığın da habercisiydi.
La Vila Nuova
Dante dokuz yaşından beri âşık olduğu Beatrice Portinari’nin 1290’da ölümünden sonra yoğun bir çalışma dönemine girdi. 1283-93 arasında yazılmış 31 şiirin düzyazı bir çerçeve içine yerleştirildiği La vila nuova (y. 1293; Yeni Yaşam) bu dönemin ilk önemli ürünüdür ve Beatrice’ye duyduğu ilk gençlik aşkını anlattığı bir tür “anı kitabı” niteliğini taşır. Yapıtın düzyazı çatısı içinde yer alan şiirlerin üslupları değişiktir; örneğin ilk bölümde 10 yıl kadar önce Cavalcanti’ye yazdığı bir sone yer alır.
Lirik şiirlerin edebi ve manevi anlamlarını açıklayan düzyazı bölümler ise bir tür otobiyografik roman niteliğindedir. Bu bölümde Dante dokuz yaşında Beatrice’ye rastlamasından sonraki 18 yılı anlatır. La vita nuova’daki övgü şiirlerinde, Dante’nin sonraları ”Paradiso”da geliştirdiği, Beatrice ile Tanrı arasındaki paralel ilişki teması ilk kez ele alınır. Beatrice de modem esin perisinin ilk büyük örneği olarak belirir.
Beatrice’nin ölümü Dante’nin yaşamında olduğu kadar şiirinde de yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Klasik yazarların yapıtlarım okuduğu, dinsel ve felsefi tartışmalara katıldığı bu dönemde Dante’nin olgunluk dönemi başyapıtlarının temaları, üslup ve ölçü özellikleri belirmeye başladı. Aşk dışında felsefe ve öğreti temalarının işlendiği şiirler yazdı. 1296’da aşkına karşılık vermeyen Pietra adlı bir kadın için yazdığı dört rime petrose (duygulu şiir) ise hem ölçü, hem de üslup bakımından şairin olgunluk dönemini çağrıştır. Provans trubaduru Amaut Daniel örnek alınarak yazılan bu şiirler İlahi Komedya’daki üslubun da habercisidir. Dante’nin günün düşünce akımları ve yaşam biçimlerini değerlendirdiği felsefi kanzonaları ise Floransa’daki siyasal olayların izini taşır.
Siyasal Yaşamı ve 1302 Sürgünü
Guelfo komününün demokratik ülkülerine bağlı kalan Dante, 1289’da süvari olarak Ghibellinolara karşı Campaldino Çarpışması’na ve Piza’nın Caprona Kalesi’ne düzenlenen sefere katılmıştı. 1295’te Giano dela Bella’nın devrilmesini izleyen günlerde Doktorlar ve Eczacılar Loncası’na girdi ve etkin olarak politikaya atıldı. 1296’da Yüzler Konseyi’ne (yurttaş parlamentosu) katılarak soylulara karşı çıkarılan yasaları destekledi. Dante’nin bu dönemdeki ahlaki ve demokratik eğilimleri ahlaki soyluluğu ve güzelliği öven kanzonalarına yansımıştır.
1297’de Papa VIII. Bonifatius kendisine karşı olan Romalı Colonna ailesine karşı bir sefer düzenledi. Kardinal Matteo d’Acqu-asparta’yı da yardım toplaması için Floransa’ya gönderdi. Olayla ilgili kesin tutumu bilinmemekle birlikte Dante ‘Infemo”da (Cehennem) papanın iktidar hırsından açıkça söz eder. Guelfoların Siyah Guelfo1ar ve Beyaz Guelfolar olarak ikiye ayrılmasının bir nedeni de Bonifatius’un bu hırsıdır. Papanın görünürde iki tarafı uzlaştırmak, ama gerçekte Siyahlan desteklemek için Matteo d’Acquasparta’yı 1300’de ikinci kez Floransa’ya göndermesinden sonra Dante Guelfo Birliği’ni güçlendirmesi için 7 Mayıs’ta San Gimignano’ya gönderildi. 15 Haziran – 14 Ağustos 1300 arasında altı lonca başkanından biri sıfatıyla kent yönetimine seçildi. Dante ve öbür yöneticiler taraf tutmayarak hem Siyah, hem Beyaz Guelfoların ileri gelenlerini sürgüne gönderdiler. Sürgün edilenler arasında Dante’nin eski dostu Guido Cavalcanti de vardı. Dante lonca yönetiminden ayrıldıktan sonra Beyaz Guelfolar sürgündeki yandaşlarını geri çağırdılar. Siyahlar ise yönetimi ele geçirmek amacıyla 1301’de Sta. Trinitâ Kilisesi’nde toplandılar. Günümüze kalan belgelerden Dante’nin Beyaz Guelfolardan oluşan büyük bir grubun önderliğini yaptığı, Floransa’daki 1300-1301 olaylarında da önemli rol oynadığı anlaşılmaktadır.
Kenti tehdit eden tehlikeler karşısında Dante 1301’de üç kez bütün iktidarın lonca yönetimine verilmesi çağrısında bulundu. Bu arada papayla anlaşan Fransa kralının kardeşi Charles de Valois ise. Floransa sınırındaki Siyah Guelfo karargâhına varmıştı. Bir uzlaşma girişiminde daha bulunan Beyazlar, aralarında Dante’nin de bulunduğu üç kişilik bir kurulu papaya elçi gönderdiler. Böylece Dante bir daha dönmemek üzere Floransa’dan ayrıldı. 1301’de kente giren Charles kısa sürede aşın Siyah yandaşlarının desteğini kazandı. Sürgündeki Siyahlar Floransa’ya dönünce Beyazlar yargılanmaya başladı. Kamu fonlarını kötüye kullanmakla suçlanan Dante üç gün içinde 5 bin florin gibi çok yüksek bir parayı ödemeye ve iki yıl Toscana bölgesi dışında sürgün yaşamaya mahkûm edildi. 1302’de Floransa dışında bulunduğundan para cezasını ödeyemeyen Dante’nin 14 arkadaşıyla birlikte yakılarak idamına karar verildi. Dante karara şiddetle karşı çıktı ve Ghilbellino yanlısı ailelerin askeri yardımıyla Floransa’ya zorla girmek için sürgündeki öteki Beyazlar ve Ghibellinolarla birleşti. 1303’te XI. Benedictus’un papa olmasıyla sürgündekilerin barış umutlan arttıysa da Siyahlar görüşmeleri çıkmaza soktular. Dante Arezzo’da bulunan sürgünleri savunan 1. Mektup’u bu görüşmeler öncesinde yazdı. 1304’te Benedictus’un ölümünden sonra Beyazlarla Ghibellinolar yeniden silaha sarıldılar, ama La Lastra’da uğradıkları yenilgiden sonra bütün umutlan söndü. Floransa’ya karşı silahlanmayı reddeden Dante bu çatışmayı onaylamamış ve uzlaşma politikası önermişti. Bu tutumunun kanıtı o dönemde yazdığı De vulgari eloguentia (y. 1304-07; Halk Dilindeki Belagat Üzerine) ve II convivio (y. 1304-07; Ziyafet) adlı yapıtlarında görülebilir.
De Vulgari Eloquentia, II Convivio ve De Monarchia
Parasız, korumasız, dostsuz olarak İtalya’da dolaşan Dante huzuru okumakta ve şiir yazmakta buldu. 1303’te Forü ve Verona’ya gitti. 1304-06 arasında felsefe, hukuk, retorik çalışmaları için uygun bir ortam olan Bologna’da kaldı. De vulgari eloguentia ile II convivio’ya da burada başladı. Hem avunmak, hem doğduğu kentin sınırlarını artık çok aşmış bir düşünür ve sanatçı olduğunu göstermek için ortaya koyduğu bu yapıtlar Floransa’ya duyduğu özlemi yansıtır. İkisi de olgun bir coşku ve özlü, zorlamasız bir ritimle yazılmış, ikisi de tamamlanmamıştır.
Dört kitap olarak tasarladığı, ama II. Kitap, XIV. bölümde yarım bıraktığı De vulgari eloquentia Dante’nin dilbilime, felsefeye ve retoriğe duyduğu ilgiyi yansıtır. Latince yazılmış olmakla birlikte yapıt, halkın anlayabileceği ölçütler bulmaları için şairleri yönlendirmeyi amaçlayan bir tür bildirgedir. Dante I. Kitap’ta locutio vulgaris (zaman ve mekân içinde değişken, iletişim aracı olan dil) ile gramnıatica (kurallarla durağan biçime sokulmuş edebi dil) arasında bir karşıtlık kurar. Yapıtın asıl amacı İtalyan yerel diline belirli kurallar koymaktır. Provans, Fransız ve İtalyan yerel dillerini inceleyen Dante, edebi bir dil için İtalyancanın pek çok lehçesinden birini seçer.
1306’da Bologna komünü Floransalı sürgünleri sınır dışı etti. Dante 1307 sonu ya da 1308 başına değin İtalya’da dolaştı. Bu arada II convivio’yu yazmayı sürdürdü. 15 kitap olarak tasarladığı yapıtın ancak dört kitabını yazabildi. II convivio’nun ansiklopedik ve didaktik içeriği, ustası Brunetto Latini’yi anımsatır. Tresor adlı ansiklopedik yapıtını Fransızca yazan Latini bilimsel kitapların Latince yazılması geleneğini kırmıştı. Bu yapıtta kendi ana dilini kullanan Dante ise Italyan edebi düzyazısının temellerini attı. Yapıtın amacı, günün siyasal ve ahlaki sorunlarını hukuksal ve metafizik bir çerçeve içinde ele almaktı.
Bologna’dan sürülen Dante 1306’da Sarzana’da Luni piskoposu ile Marki Franceshino Malaspina arasında barışı sağladı. Dante’ye göre süregiden huzursuzlukların nedeni bir Kutsal Roma-Germen imparatoru olmamasıydı. Bu yüzden 1309’da papanın imparatorluk tacını giydirmek için Roma’ya çağırdığı Heinrich’i bir kurtarıcı olarak gördü. Prenslere ve İtalyan halkına “Universis et singulis” (Birlikte Tek Olarak) başlıklı V. Mektup’u yazarak (1310) imparatorun gelişini selamlamalarını istedi. 131l’de Heinrich’e yazdığı VII. Mektup’ta ise, kendisine karşı çıkan Floransa üzerine yürümesini önerdi. Bu yüzden Floransa’nın sürgünler için çıkardığı affın dışında bırakıldı, ama imparatorun kenti kuşatan birliklerine de katılmadı.
Dante’nin Latince yazdığı De monarchia (y. 1313; Monarşi Üzerine) üç kitaptan oluşur. İlk iki kitapta Convivio’daki görüşler yinelenerek imparatorluğun gerekli olduğu savunulur. Üçüncü kitapta imparatorun gücünün doğrudan Tanrı’ya mı, yoksa onun vekili papaya mı bağlı olduğu tartışılır. Dante’ye göre papanın olduğu gibi imparatorun yetkesi de doğrudan doğruya Tanrı’dan gelir. Bu yüzden de kilisenin dünya işleriyle doğrudan ilgilenmesi öngörülmemiştir. De monarchia’dn Tanrı’nın insanlığa yüklediği iki amaç gösterilir, bunlardan birine zaman içinde, öbürüne sonsuzluk içinde ulaşılır. Dünyadaki mutluluğa imparatorun yol göstericiliğinde, ilahi mutluluğa ise yalnızca papanın yol göstericiliğinde varılabilir. Tanrı’nın sadık kulu olan imparator ise papaya saygı göstermelidir.
Heinrich ile papa V. Clemens’in arasının açılması ve imparatorun ansızın ölmesi Dante’yi düş kırıklığına uğrattı. Bir süre Toscana’da kaldıktan sonra, 1316’da Verona’ya, 1318’de de şair Guido da Polenta’nın konuğu olarak Ravenna’ya gitti. Burada karısı Gemma Donati’den olan çocukları Pietro, Lacopo ve Antonia ile buluştu. Tarihsel temalı Latince bir şiir yazmasını isteyen Bolognalı dilbilimci Giovanni di Virgilio’ya yanıt olarak Latince iki eglog yazdı. Guido da Polenta tarafından elçi olarak gönderildiği Venedik’ten Ravenna’ya dönerken sıtmaya yakalandı. 1321’de öldüğünde İlahi Komedya’nın “Paradiso” adlı bölümünü yeni bitirmişti.
İlahi Komedya
II convivio ve De vıdgari eloquentia’yı yarım bırakarak 1308 sıralarında yazmaya başladığı İlahi Komedya’da Dante acılarını, umutlarını, nefretlerini ve her şeyden üstün tuttuğu inancını uçsuz bucaksız bir freskte yansıttı; ahlaki ve siyasal dünya görüşünü, insanın ödev ve amaçları konusundaki düşüncelerini manzum biçimde anlattı.
Dante her şeyden önce bir şairdi. Bu nedenle de insanlığın ruhani olarak ve uygarca yenilenmesine ilişkin düşlerini ancak şiir diliyle anlatabilirdi. Ortaçağın alegorik şiir geleneğine yakından bağlı olan ilahi Komedya’yı yazarken Vergilius’un Aeneis’ini örnek aldı; Kitabı Mukaddes’in şiirsel dilinden ve kutsal metinlerden etkilendi.
İlahi Komedya “Infemo” (Cehennem), “Purgatorio” (Araf) ve “Paradiso” (Cennet) başlıklı üç bölümden ya da cantica’dan (ilahi) oluşur. İtalyan halk diliyle yazılan yapıtın uyak düzeni terza rima’dır (aba, bcb, cdc…). Yapıtta 100 kanto yer alır, her cantica’da 33 kanto vardır; bir kanto ise öndeyiş olarak yazılmıştır. Böylece Üçleme’yi simgeleyen 3 sayısı yapıtın bütün bölümlerini belirler. İlahi Komedya’nın konusu Dante’nin Vergilius’un ve Beatrice’nin yol göstericiliğinde Cehennem, Araf ve Cennet’te yaptığı yolculuktur.
Yapıta göre yeryüzünde mutluluğa ahlaki ve düşünsel erdemler yoluyla ulaşılabilir. İlahi mutluluğa ise inanç, umut, hayırseverlik gibi Hıristiyan erdemlerine göre yaşayarak varılabilir. İlahi Komedya’daki yolculuk sırasında şair uygar olmayan, aklın ve erdemin bulunmadığı dünyayı simgeleyen “karanlık orman”dan, sonsuz iyiliği simgeleyen Tanrı’nın ülkesine doğru sürekli yükselir. Şairin geçirdiği deneyim alegorik anlamda Dante’nin kendi ruhsal yaşamının tarihidir. Okur, dinsel bir alegori içinde, yaşanan dönemin trajik durumu üstüne düşünmeye ve çözüm yollan aramaya çağırır. Dante’ye göre insanlığın tükenmek bilmeyen hırsına ancak imparatorluk engel olabilir; kilise de başlangıçtaki saf ve yoksul durumuna dönmelidir. Koruyucusu Cangrande’ye yazılan XIII. Mektup’la birlikte düşünüldüğünde ilahi Komedya’nın amacının “bu dünyada yaşayanları acılardan kurtarıp mutluluğa götürmek” olduğu söylenebilir.
Değerlendirme
İtalya’nın yetiştirdiği en büyük şair olan Dante, Shakespeare ve Goethe‘yle birlikte Batı Avrupa edebiyatının üç büyük dehasından biri olarak kabul edilir.
İlahi Komedya’yı Latince yerine İtalyanca yazarak Avrupa edebiyatının Latincenin dışında yeni bir evrime yönelmesini etkilemiş, ayrıca Italyancanın gelişmesinde kesin bir dönüm noktası olmuştur. Dante’nin İtalyan edebiyatı tarihinde önemli yer tutan.öteki yapıtları bir yandan yeni edebi biçimler getirirken bir yandan da 14. yüzyılın Petrarca ve Boccaccio gibi ünlü şair ve yazarlarını etkilemiştir.
Şairin yaşamöyküsünü yazan Boccaccio, 1373-1374’te İlahi Komedya üzerine bir dizi konferans vermiş, Dante’nin yapıtları daha o dönemde üniversite programına alınmıştır. Dante’nin divino poeta (İlahi şair) adıyla anılması ise 1555’te Venedik’te yapılan baskısında yapıtının yalnızca Komedya olan adına bu sıfatın eklenmesine yol açmıştır.
Dünya Edebiyatı
- Yunan – Latin Edebiyatı
- İtalyan Edebiyatı
- İngiliz Edebiyatı
- Alman Edebiyatı
- İspanyol Edebiyatı
- Amerikan Edebiyatı
- Fransız Edebiyatı
- Rus Edebiyatı
- Dünya Edebiyatı Genel
- Batı Edebiyatı Genel
- Edebiyat Akımları