Cümlede Anlam Konu Anlatımı, Örnekler, Açıklamalar

Cümlede Anlam

Cümlede Anlam

Cümle: Sözcüklerin yan yana gelerek bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir işi, kısacası bir yargıyı tam olarak anlatabilir duruma gelmiş biçimine cümle denir.

Burada, cümlenin anlam yönü aşağıda belirtilen başlıklar altında ele alınıp açıklamalarla ve örnek sorularla üzerinde durulacaktır.

  • Öznel Anlatım
  • Nesnel Anlatım
  • Koşula (Şarta) Bağlılık
  • Sebep-Sonuç (Neden-Sonuç) İlişkisi
  • Amaç-Sonuç İlişkisi
  • Doğrudan Anlatımlı Cümleler
  • Dolaylı Anlatımlı Cümleler
  • Üslup ve İçerik (Konu) Cümlesi
  • Aşamalı Durum Bildiren Cümleler
  • Kinayeli Anlatımlı Cümle
  • Tanımlama
  • Ön Yargı (Peşin Hüküm)
  • Öneri (Tavsiye)
  • Varsayım
  • Karşılaştırma
  • Birliktelik (Beraberlik) İlgisi İçeren Yargılar
  • Diğer Anlam İlgileri İçeren Yargılar (İstek, Karşılıklı Yapma, Beğenme vb.)
  • Yorum
  • Üslûp
  • Değerlendirme
  • Aynı ya da Yakın Anlamlı Cümleler
  • Cümle Oluşturma
  • Cümlede Anlam Konu Testleri

ÖZNEL ANLATIM

Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişen, doğruluğu tartışılan düşüncelerin anlatıldığı yargılara öznel yargı denir. Bu yargıların kullanıldığı anlatıma da öznel (subjektif) anlatım denir. Bu cümlelerde (yargılarda) bence ifadesi vardır.

* İzmir, tarihi ve doğal güzellikleriyle eşsiz bir şehrimizdir.
* Şair söyleyiş güzelliğiyle türkü tadında bir şiir sunuyor bize.
* Konferansa katılanların saçma sapan fikirleri beni iyice sıkmıştı.
* Yazar, sürükleyici anlatımı ve ilginç betimlemeleriyle okuyucuyu olayın içinde yaşatıyor.
* Çatık kaşları, yaralı yüzüyle insanı ürküten bir havası vardı.

Örnek Soru-1

(I) Cevdet Kudret, denemelerini topladığı kitabına “Kalemin Ucu” adını vermiştir. (II) Kapak resmini çizen Ferruh Doğan, Cevdet Hoca’nın elindeki kalemi “ok” olarak yorumlamış. (III) Gerçekten Cevdet Kudret, kalemini, hedefi tam on ikiden vuran bir ok olarak kullanmıştır. (IV) O, bu eserinde sözü edilen okları, son otuz yılın edebiyat ve eğitim sorunlarına yöneltmiştir. (V) Bu oklar, yara açan oklar değil, aydınlanmayı sağlayan düşünce oklarıdır.

Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde “öznelik” söz konusudur?

A) I. ve III. B) II. ve IV. C) III. ve IV. D) III. ve V. E) II. ve V.

Örnek Soru-2

 Aşağıdaki cümlelerden hangisi, sözü söyleyenin kişisel düşüncesini içermemektedir?

A) Yazarın son romanı herkesçe ilgiyle okunacak bir nitelik taşıyor.
B) Dergi son sayısında Türk edebiyatının sorunlarına yer vermiş.
C) Sanat, insanın içindeki güzelliklerin dışa yansıtılmasıdır.
D) Özgün bir eserde hem bireysel hem de toplumsal konular anlatılır.
E) Bir şeyin şiir değeri kazanabilmesi için gerçeklerden uzaklaşması şart değildir.

NESNEL ANLATIM

Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye değişmeyen, deney ve gözleme dayanan tarafsız yargılara nesnel yargı denir. Bu yargıların kullanıldığı anlatıma da nesnel (objektif) anlatım denir. Nesnel yargılarda duygu ve izlenimlere yer verilmez.

  • Filmde olaylar küçük bir kasabada geçiyor.
  • Eser dört bölüm halinde sinemaya uyarlanmış.
  • Turizm gelirleri geçen yıla oranla yüzde 5’lik bir artış göstermiştir.
  • Aruz ölçüsüyle yazılan şiirde nazım birimi dörtlüktür.
  • Dört perdede oluşan bu oyunda yazar, aile bireyleri arasındaki sorunları anlatır.

Örnek Soru-1

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “nesnel bir anlatım” söz konusudur?

A) Yazın, kamp için ormanlık yerler, sahiller tercih edilir.
B) Türkiye’nin başkenti İstanbul’dur.
C) Boğaziçi zamanla güzelliğinden çok şey kaybetti.
D) Yunus’un şiirinde insanın içini ısıtan bir sıcaklık vardır.
E) Halkın en büyük eğlence kaynağı, televizyondaki yarışmalardır.
Not: B şıkkında verilen bilgi yanlıştır; fakat cümlede nesnel anlatım vardır.
Örnek Soru-2
(I) Anadolu’nun değişik yerlerini gezen Faruk Nafiz, gözlemlerini çok başarılı bir biçimde dile getirir. (II) Şiirlerini okurken sanki kendinizi bir filmi izliyormuş gibi hissedersiniz. (III) Zaman zaman kağnıların tekerlek seslerini, kimi zaman da rüzgarın uğultusunu dinletir size. (IV) Halk onu belki de şiirde çok başarılı olduğu için sadece şiirleriyle tanır. (V) Ancak onun şiirlerinin yanı sıra tiyatro dalında yapıtları da vardır.

Numaralanmış cümlelerin hangisinde “nesnel” bir yargı söz konusudur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

KOŞULA (ŞARTA) BAĞLILIK

Bir olayın, durumun gerçekleşmesi için daha önceden olması gereken başka bir durumun varlığına “koşulluk” denir. Bu tip cümle anlamlarında “hangi şartla?” sorusunu temel cümleye sorduğumuzda gerçekleşmesi gereken koşulu bulabiliriz.

  • Sanatçı yapıtında toplumu anlatırsa ölümsüzleşir.
  • Akşam baban gelsin, alışverişe çıkarız.
  • Müzik dinleyebilirsin ama sesini fazla açmayacaksın.
  • Akşama geri vermek üzere bu kitabı alabilirsin.
  • Bizim buralara yağmur yağdıkça her yer toprak kokardı.
  • Her güneş doğduğunda beni hatırla.

Örnek Soru-1

Aşağıdaki cümlelerden hangisinde “şart” anlamı yoktur?
A) Şöyle güzel bir çay demlesen de içsek
B) Oraya gidebilirim ama sizinle.
C) Babasını çağırırsa olacakları düşün.
D) Onları evde bulabilirsiniz, dışarı çıkmadılarsa.
E) Çalışmalarını artırmadıkça başarılı olması mümkün değil.

Örnek Soru-2

(I) “Biçim” ile “öz” sorunu burada da karşımıza çıkıyor. (II) Bir konuyu, sözgelimi şiir tekniğini anlatırken ilkin biçim öğeleri üzerinde durmak yerinde olur. (III) Ama bu kadarı yeterli değil elbet de, boş bir kalıp olan bu biçimin içi herhangi bir öz ile doldurulmalıdır. (IV) Bir eser, biçim ile öz kaynaşmadıkça sanat değeri taşımaz. (V) İçinde öz bulunmayan bir biçim nasıl boş bir kalıp olmaktan ileriye geçemezse biçime bağlanmayan herhangi bir öz de sanat dışı bir kavramdır.

Numaralanmış cümlelerden hangisi, koşul anlamı içermektedir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Örnek Soru-3

(I) Bir öğrenci grubu, yapmak istedikleri araştırmayla ilgili düşüncelerini açıkladıklarında farklı tepkilerle karşılaştılar. (II) Öğrencilerin düşüncelerini beğenenler olduğu kadar düşüncelerine birçok kusur bulanlar da oldu. (III) Öğrenciler, çalışmalarını yeniden düzenlediler ve ilgililere sundular. (IV) Çalışma konusuna yönelik eleştiri yine bitmemiş hatta çalışmayı destekleyenlerin bile sesini bastırmıştı. (V) Öğrenciler, sonunda “Bize güvenin. Düşüncelerimiz işe yaramazsa başka bir şey deneriz.” demek zorunda kaldılar.

Parçadaki numaralı cümlelerin hangisinde bir koşul bildirilmiştir?

A) I B) II C) III D) IV E) V

SEBEP-SONUÇ (NEDEN-SONUÇ) İLİŞKİSİ

Bu tür cümlelerde, yargılardan biri, diğerinin gerçekleşmesine neden olmaktadır. Bir de eylemin hangi gerekçeyle yapıldığını bildiren cümleler de neden sonuç ilişkisi vardır. Bu tür cümlelerde neden-sonuç bildiren eylemlerin her ikisi de yapılmış, tamamlanmış, bitmiştir. Bu tip yargıları bulmak için yükleme “niçin?” sorusu sorulabilir.

“Salıncağın ipi kopunca çocuk yere düştü.” cümlesinde “çocuğun yere düşmesini”nin nedeni “Salıncağın ipinin kopması”na bağlanmıştır.

  • Sınavda heyecanlandığı için bazı soruları yapamadı.
  • Bakımsızlıktan ev harabeye dönmüştü.
  • Matbaanın bulunmasıyla okuma yazma oranı arttı.
  • Aşırı sıcaklar can kaybına yol açtı.
  • Yoğun kar yağışı nedeniyle yollar trafiğe kapatıldı.
  • Hediye almadım diye bana darılmış.

Örnek Soru:

(I) Osmanlı dönemindeki Batılılaşma hareketi kent kültürünün de değişmesine neden olmuştur. (II) Saraydan başlayarak toplumun bütününe yansıyan yenilik düşüncesi, eski hayat tarzının değişmesinde etkili olur. (III) Özellikle İstanbul ve İstanbul halkı değişimden çok etkilenmiştir. (IV) Yerli ve yabancı sermayenin gösterdiği ilgi, değişik kültürlerin yaşandığı bir kent ortaya çıkarır. (IV) İstanbul’daki sosyal hayatının farklılaşması yazarların da dikkatini çeker.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde neden-sonuç ilgisi yoktur?
A) I B) II C) III D) IV E) V

AMAÇ-SONUÇ İLİŞKİSİ

Öznenin işi, hareketi gerçekleştirme amacı ve sonucu cümle içinde verilir. Bu tür cümlelerde “için, diye, üzere, dolayı, ötürü, maksadıyla…” ifadeleri sıkça geçer. Bu ifadelerden bazıları “sebep-sonuç” bildiren cümlelerde de geçebilir. Amaç-sonuç cümlelerinde “hangi amaçla? hangi maksatla?” soruları sorulabilir.

  • Borçlarından kurtulmak için evini satmış.
  • Ailesini görmeye Almanya’ ya gitmiş.
  • Başbakan, ticari anlaşmalar yapmak üzere yurtdışına çıkıyor.
  • Bu, bizi birbirimize düşürmek maksadıyla söylenmiş bir sözdür.
  • Şair, şiirinde herkes anlayabilsin diye yalın bir dil kullanmış.
  • Yazar, eleştirmene şirin görünmek maksadıyla iki yüzlü davranıyor.

DOĞRUDAN (DÜZ) ANLATIMLI CÜMLELER

Doğrudan anlatımlı cümlelerde herhangi bir konuda bir kişinin görüş ve düşünceleri hiçbir değişikliğe uğratılmadan verilir. Bu cümle genellikle tırnak içinde gösterilir.

  • Çiçero’nun “Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardır.” sözü çok hoşuma gider.
  • Kadın, arkadaşının kulağına eğilerek: “Birazdan kalkalım mı?” diye fısıldadı.
  • Bu konuda atalarımız: “Cesurun bakışı, korkağın kılıcından keskindir.” der.
  • Descartes’in: “Düşünüyorum öyleyse varım.” sözü çok ünlüdür.

DOLAYLI ANLATIMLI CÜMLELER

Bir kişinin sözünün söylendiği biçimde değil de, bazı değişiklikler yapılarak aktarıldığı cümlelerdir.

  • Onunla bir daha konuşmayacağını söyledi.
  • Bernard Shaw, düşünmenin ruhun kendisiyle konuşması olduğunu söylerdi.
  • Doktor, babama ilaçları mutlaka içmesi gerektiğini tembih etti.
  • Yazar, sanatçı olabilmek için çok çalışılması gerektiğini vurguladı.

ÜSLUP VE İÇERİK (KONU) CÜMLESİ

Yazarın yapıtında neyi anlattığı konuya (içerik) girer; bu konuyu işlerken kullandığı sözcükler ve cümleler, dili kullanma biçimi/tarzı üsluba girer.

  • Yazar yapıtında 1.Dünya Savaşı yıllarındaki insanların çektiği acıları gözler önüne serer. (Konu)
  • Betimlemelerde sıfatlara sıkça yer veren sanatçı cümleleri uzun tutmuştur. (Üslup)
  • Romanda, Batı’nın yaşam tarzına özenen bir ailenin yavaş yavaş çöküşü anlatılır. (Konu)
  • Şairin, şiirlerinde oldukça az kullanılan sözcüklere ve deyimlere yer vermesi dikkati çeker. (Üslup)

Ayrıca bkz. ⇒ Konu Nedir? Tema Nedir?

Üslup ile ilgili örnek sorular:

Örnek Soru-1

Aşağıdakilerden hangisinde yazarın üslubundan söz edilmektedir?

A) Ozansoy’un en takdir ettiğim yanı, sanata olan saygısı ve sevgisiydi.
B) Geçmiş değerlere bağlı olmakla birlikte yeniliğe de daima açık, usta bir şairdi o.
C) Şiirde de nesirde de kelimeleri israf etmekten kaçınır, sözü gereksiz yere uzatmazdı.
D) “Düşündüğüm Gibi” adlı düz yazıları; “Yakarış”, “Zaman Saati” ve öteki şiir kitaplarıyla bugün bile okunabilecek bir yazarımızdır.
E) Ozansoy ileride anılacak, ama sanatseverler tarafından ve yalnız sanatı için.

Örnek Soru-2

(I) Öykü, boyutu ne olursa olsun, doğaya ve insana özgün bir bakış, bir eleştiridir. (II) Yaşamımıza yeni anlamlar, yöntemler, yorumlar getiren bir yazın sanatıdır. (III) Bir insanın birkaç dakikası, koskoca bir olayın küçücük bir parçası, bir olaylar panoraması anlatılır öyküde. (IV) Bu arada yazar, öyküsünde kendi dünya görüşüne de yer verir. (V) Hepsinden önemlisi konuyu aktarırken kısa, çarpıcı ve inandırıcı bir söyleyişi yeğler.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “üslup” la ilgili bir yargı vardır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

AŞAMALI DURUM BİLDİREN CÜMLELER

Bir olayın, durumun olumlu ya da olumsuz yönde giderek değiştiğini anlatan cümlelerdir.

  • Kadın, her geçen gün biraz daha kötüleşiyor.
  • Havalar gittikçe soğuyor.
  • Bu çocuğun günden güne huyu değişiyor.
  • Ülkemiz her geçen yıl biraz daha büyüyen ekonomisiyle gelecekte gelişmiş ülkeler seviyesine çıkacaktır.

KİNAYELİ ANLATIMLI CÜMLE

Bir gerçeği ortaya koymak amacıyla sözü imalı olarak tam karşıtı gelecek biçimde kullanmaktır. Atasözlerinde, özdeyişlerde ve deyimlerde kinaye yoğun olarak bulunur.

  • Okulunu ne kadar çok sevdiğin yirmi gün devamsızlık yapmandan belli.
  • Eşinin gözündeki morluktan onu ne kadar çok sevdiğin anlaşılıyor.

» ATASÖZÜ

Atasözü: Çok önceleri söylenmiş olup dilden dile, nesilden nesile geçerek günümüze kadar gelmiş, öğüt bildiren, atalarımızın hayat tecrübelerini yansıtan ve milletin ortak malı haline gelmiş olan sözlerdir.

Atasözlerin Özelliklerini Şöylece Özetleyebiliriz:

  • Atasözleri halkın ortak malıdır. Söyleyeni belli değildir (anonimdir).
  • Kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin sırası değiştirilemez. Bir sözcüğün yerine başka bir sözcük konulamaz.
  • Kısa ve özlü sözlerdir. Hep insanları ilgilendiren sözlerdir.
  • Atasözlerinde geçen sözcükler genellikle gerçek anlamları dışında kullanılmıştır. (Kaz gelen yerden tavuk esirgenmez.)  Kimi atasözlerinde geçen sözcükler ise gerçek anlamlarıyla kullanılmıştır. (Son pişmanlık fayda vermez)
  • Sorularda çoğunlukla atasözlerinin anlamları üzerinde durulur.

» ÖZDEYİŞ (VECİZE)

Özdeyişler, ünlü kişilerin, devlet adamlarının, sanatçıların söylemiş oldukları kısa fakat anlamca  zengin olan sözlerdir.

  • “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.” (Atatürk)
  • “Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller susar.” (Hz. Mevlana)

» DEYİM

Bazen bir olay veya durumu ifade etmek için, o olay veya durumu birebir karşılayacak kelimeler kullanmayız da; çağrışım yaptıracak söz grupları kullanırız. Bunu da ifademize sanat ve akıcılık kazandırmak için yaparız.

Örneğin: Bir insanın telaşlı olduğunu anlatmak için “telaşlıdır” demeyiz de “Etekleri tutuşmuş” ifadesini kullanırız , ama herkes bu kişinin telaşlı olduğunu anlar.

Deyimlerin Özellikleri:

*Deyimler en az iki kelimeden oluşur. (Kalp kırmak)

  • Birden fazla kelimeden oluşan, hatta cümle halinde olan deyimler de vardır. (Taşı gediğine koymak) (Atı alan Üsküdar’ı geçti.)
  • Deyimleri oluşturan sözcükleri çoğu zaman gerçek (sözlük) anlamlarından uzaklaşarak mecazlı bir anlatım kazanırlar.  (İşler böyle giderse hapı yutarız.) Ama şunu da unutmamalıyız; bazı deyimler sözlük anlamlarıyla da uzak yakın bir ilişki taşırlar. (Etekleri zil çalmak.) Etekleri tutuşmuş birinin halini göz önünde canlandıralım. Telaş içindedir değil mi?
  • Deyimler genellikle iş, oluş, hareket yani bir fiili bildirirler ve fiil gibi çekimlenebilirler. (Kalbimi kırıyorsun ama) (Çocuğun kalbini kırdık anlaşılan) (Kimsenin kalbini kırmamalısın oğul.)

Dikkat! Deyimlerle ilgili soruları çözebilmek için deyimlerin ifade ettikleri anlamları bilmemiz gerekir. Bu nedenle bazı atasözü ve deyimleri gözden geçirmek gerekir.

TANIMLAMA CÜMLESİ

Herhangi bir şeyin ne olduğunu anlatan “Bu nedir?” sorusuna cevap verebilen cümlelere “tanım cümlesi” diyoruz.

“Kitap, size istediğiniz zaman ders vermeye hazır bir öğretmendir.” cümlesinde “kitap nedir?”  dediğimizde “İstediğiniz zaman ders vermeye hazır bir öğretmendir.” cevabını alabiliriz.

ÖN YARGI (PEŞİN HÜKÜM) CÜMLESİ

Bir olay veya kişiyle ilgili değişik sebeplerden dolayı önceden edindiğimiz olumlu veya olumsuz yargılardır. Kısaca özetlersek ön yargı, sonuçla ilgili önceden karar vermektir.

  • Bu takım bu sene kesin şampiyon olacak.
  • Biliyorum, ödevin beğenilmeyecek.

ÖNERİ (TAVSİYE) CÜMLESİ

Bir konudaki eksikliğin giderilmesi için teklif getirmeye “öneri” adı veriyoruz.

  • Hikâyede olayların yeri ve zamanı iyi tahlil edilip, yazıya aktarılmalıdır.

cümlesi bir öneri cümlesidir.

VARSAYIM CÜMLESİ

Bir durumun sonucunun ne olduğunu bilmeden onu kendimize göre bir sonuca bağlamaya “varsayım” diyoruz.

  • Diyelim ki bu yıl sınavı kazandın.
  • Varsayalım ki aniden çıkageldi. cümleleri varsayım cümleleridir.

KARŞILAŞTIRMA CÜMLESİ

Karşılaştırma, aralarında anlamca ilgi (ilişki) olan iki kavramı benzerlik ya da zıtlık yönünden kıyaslamadır.

“Sütten beyaz dişleri var.” cümledeki dişlerin beyazlığı, sütün beyazlığıyla karşılaştırılmıştır.

  • Sinema da tiyatro gibi görsel bir sanattır.
  • Doğu Anadolu’nun kışı Akdeniz Bölgesi’ne göre daha çetin geçer.
  • Yahya Kemal de Necip Fazıl da şiirlerinde ölüm temasına çok yer vermiştir.
  • Bu yılki ürün geçen yıla nazaran daha bereketliydi.
  • Sanatçı, diğer çağdaşlarına göre daha sade bir dil kullanmıştır.
  • Ressam bu yapıtında ise diğerlerine göre daha canlı renkleri kullanmıştır.

BİRLİKTELİK (BERABERLİK) İLGİSİ İÇEREN YARGILAR

Bu ilgi, çeşitli edat ve bağlaçlarla  (ile, ve…) sağlanır.

  • Tatile ailemle gittik.

DİĞER ANLAM İLGİLERİ İÇEREN YARGILAR  (İstek, Karşılıklı Yapma, Beğenme vb.)

  • Onunla iki yıldır haberleşemiyorum. (Karşılıklı yapma)
  • Akşam gelin de çay içelim. (İstek)
  • Elmaları kardeş payı yaptık. (Eşitlik)
  • Bak şimdi resimlerin daha güzel olmuş. (Beğenme)
  • Düğün yapmışsın da bana haber vermemişsin. (Sitem)
  • Hava bulutlu yağmur yağabilir. (İhtimal)
  • Biz öylelerini çok gördük. (Küçümseme)
  • Dünyalar kadar işim var. (Abartma)
  • Tam içeri girerken güleceği tuttu. (Beklenmezlik)

YORUM CÜMLESİ

Özneldir. Olay veya durumu bir görüşe göre değerlendirmedir.

  • “Şairin çok severek okunulan kitap türü hikayedir.”

cümlesinde “bence” ifadesi vardır. Bunun için öznel bir yargı yapılmıştır. Kısaca olay veya durum kişiye göre değerlendirilmiştir.

ÜSLÛP (BİÇEM) İLE İLGİLİ CÜMLELER

Üslup, sanatçının dili kullanma biçimi, anlatım şeklidir. Bir sanat eserinin nasıl oluşturulduğu ile ilgili bilgi içeren yargılardır. Her sanatçının kendine göre bir üslûbu vardır.

  • “Sanatçı, eserinde gerçekleri kısa, yalın cümlelerle dile getirmiştir.”

cümlesinde yazarın “dili kullanma biçimine” değinilmiştir.

Ayrıca bkz. ⇒ Üslup ve Çeşitleri

DEĞERLENDİRME CÜMLESİ

Herhangi bir durumun iyi ya da kötü yönlerini ortaya koymadır. Nesnel bir yargı söz konusudur.

  • “Sanatçı, şiirlerinde yabancı sözcüklere bolca yer vermiştir.”

cümlesinde nesnel bir yargı söz konusudur.

AYNI YA DA YAKIN ANLAMLI CÜMLELER

Bu konu başlığımızla ilgili olarak, bize sorulan sorularda farklı sayıdaki cümlelerin ifade ettiği, içerdiği anlamın benzeri veya hemen hemen aynısı istenir.

  • “Yüreğim ağzıma geldi.” cümlesiyle “Çok korktum.” cümlesi aynı anlama gelir.
  • Sevgi, sadakatle taçlanmadıkça ömrü kızgın çöllerdeki bir damla yaş kadardır. (Sadakatin olmadığı bir sevgi uzun ömürlü olamaz.)
  • Kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret edemeyen insan yeni okyanuslar keşfedemez. (Andre Gide): Hayatında riskleri göze alamayan insan başarılı olamaz.
  • Eğer bir insan hangi limana yelken açtığını bilmiyorsa, hiçbir rüzgar işine yaramaz. Belirli bir hedefi olmayan insan, hangi olanaklara sahip olursa olsun başarılı olamaz.
  • Yaşamak, karanlık geceye rağmen, buğulanmış pencere camına güneşi çizebilmektir. (Anonim) En zor anlarda bile umudunu kaybetmeyen insan gerçekten yaşıyor demektir.
  • Yaşam içinde siyah da bulunan bir gökkuşağıdır. Yaşam tüm güzelliklerinin yanında olumsuzlukları da barındırır.

CÜMLE OLUŞTURMA

A) Karışık Olarak Verilen Sözcüklerle Cümle Kurma

Bu tür sorularda bir cümleyi oluşturan sözcükler karışık olarak verilir. Daha sonra bu sözcüklerle anlamlı veya kurallı bir cümle oluşturulması istenir veya sözcüğün sırası sorulur.

Dikkat! Bu tip sorularda ilk işimiz; önce yüklemi bularak cümlenin sonuna getirmek sonra da sırasıyla öznenin bulunması ve tümleçlerin önem ve görevlerine göre cümlede uygun yerlere konmasıdır.

Örnek Soru:

1. çöp kutusuna
2. atmayı
3. öğrenebilseler
4. keşke
5. çöplerini
6. insanlar

Yukarıda karışık olarak verilen sözcüklerden anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturulursa sıralama nasıl olur?
A) 5-4-6-1-2-3
B) 4-6-2-1-5-3
C) 6-1-2-5-3-4
D) 4-6-5-1-2-3
E) 6-5-4-3-1-2

B) Karışık Olarak Verilen Cümle Parçacıklarının Sıraya Konması

Bu tür sorularda cümleyi oluşturan tamlamalar ya da cümlecikler karışık halde verilir. Bizden istenen bu parçacıkları anlamlı ve kurallı bir cümle durumuna getirmektir. Şıklardan hareket ederek, yargı bildiren (yüklem) kelime grubunu sona yerleştirip sıralama yapabiliriz.

Örnek Soru-1

(I) eğitildikleri mesleklerde çalışmaları
(II) toplumun ihtiyaçları açısından eğitilmeleri
(III) ülkemizin kalkınması açısından bireylerin
(IV) kritik ve büyük önem taşımaktadır
(V) üretken ve verimli olmaları

Numaralı sözler, hangi sıralamayla anlamlı bir cümleye dönüşür?
A) II-III-I-V-IV
B) III-II-I-V-IV
C) I-III-II-IV-V
D) III-I-II-V-IV
E) III-I-V-II-IV

Örnek Soru-2

I. önceden düşünür
II. bütün araştırmacılar
III. duyurulması istenen bulgunun
IV. bilim dünyasında
V. duyurulmaya değer olup olmadığını

Numaralı sözler, hangi sıralamayla anlamlı bir cümleye dönüşür?
A) III-IV-V-II-I
B) IV- III- II- V-I
C) IV-III-V-II-I
D) II- IV -III- V -I
E) II-III-IV-V-I

C) Eksik Cümlenin Tamamlanması

Bu konuyla ilgili sorularda, boş bırakılan yerlerin cümlenin anlamı ve yapısına göre uygun kelimelerle tamamlanması istenmektedir. Böyle sorularda yapacağımız ilk iş, seçeneklerdeki sözcüklerin, cümledeki boşlukları en anlamlı ve kurallı şekilde tamamlanmasına dikkat etmektir. Bunun için de cümlede boş bırakılan yerlere söz dizimi kuralına uygunluk gösteren sözcükler konulmalıdır.

Kelimelerin çekim durumlarına, tamlamaları parçalamamaya, kelimenin anlam özelliğine dikkat edilmelidir ki cümle en anlamlı ve kurallı bir yapı kazansın.

Örnek Soru-1

Kimi ansiklopediler ve bilimsel kitaplar, kaynakların iyi —– ve anlatılanların doğru —– yüzünden büyük insanları harekete geçiren fikirlere yönelik —– bilgiler içermektedir.

Parçanın anlamlı bir bütün olması için boş bırakılan yerlere hangi sözcükler sırasıyla getirilmelidir?

A) saptanması – anlaşılması – etkili
B) bulunması – aktarılması – kalıcı
C) belirlenmesi – kullanılması – güçlü
D) araştırılması – açıklanması – yanlı
E) değerlendirilmemesi – yorumlanmaması – yanlış

Örnek Soru-2

Kapsamlı bir konu dağa benzer; —– Tırmandığında yalnızca seçtiğin tarafı, uzaktan baktığında sadece genel hatlarını ve tek bir yanını, üzerinden uçarsan üst kısımlarını görebilirsin.

Anlam bütünlüğünün sağlanması için boş bırakılan yere hangi cümle getirilmelidir?
A) kimse böyle bir konuyu araştırmak istemez.
B) küçük parçalara bölünmelidir.
C) zirveye ulaşmak için yol haritası gerekir.
D) tamamını görmeniz mümkün değildir.
E) tırmanırken attığınız her adım, sizi daha çok yorar.

Ayrıca bkz. ⇒ Benzer Konular:

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu