Cumhuriyet Dönemi Roman (1960-1980)

Cumhuriyet Dönemi Türk Romanı (1960-1980)

1960-1980 Arasında Cumhuriyet Dönemi Türk Romanı

Bu yazıda 1960 ile 1980 arasındaki Türk edebiyatında roman türünün genel panoraması verilmektedir. Bu dönem içerisindeki roman yazarlarımızdan ve onların romanlarından genel hatlarıyla bahsedilmiştir.

1960’LI YILLARDA ROMAN

1960’lı yıllara değin toplumcu genç, gerçekliğin gittikçe ağır bastığı romanımızda, bu yıllardan sonra ele alınan konulardaki çeşitlenmeyle birlikte, roman yazma yönteminde de bir değişme, gelişme göze çarpar. 1960’tan başlayarak geçirilen siyasal, toplumsal ve ekonomik değişmeler, bunların sonuçları, yazarların üzerinde durup ele aldığı konular olarak görülür.

1960-1970 yılları arasında dikkati çeken yazarlar olarak;

  • Hasan İzzettin Dinamo (1909-1989),
  • Mehmet Seyda (1919-1986),
  • Yusuf Atılgan (1921-1989),
  • Yaman Koray (1933-2006),
  • Rıfat Ilgaz (1911-1993),
  • Emine Işınsu (1938-2021),
  • Nezihe Meriç (1925-2009),
  • Peride Celal (1916-2013)’i sayabiliriz.

HASAN İZZETTİN DİNAMO (1909-1989)

  • Hasan İzzettin Dinamo, sekiz ciltlik Kutsal İsyan‘la tanınmıştır. Birinci Dünya Savaşı’ndan başlayarak Kurtuluş Savaşı’nı konu alan bu romanı, yedi ciltlik Kutsal Barış tamamlar. Bu romanda da düşmanın İzmir’de denize dökülmesinden başlayarak Atatürk’ün ölümüne değin geçen dönemi buluruz.
  • Türk Kelebeği ile Savaş ve Açlar, savaş yıllarını daha değişik yönden ele alan iki romanıdır. Türk Kelebeği savaşı, esir düşenler yönünden ele alırken, Savaş ve Açlar, Birinci Dünya Savaşı ve öncesinde, zenginlerin daha zengin olup yoksulları sömürüşünü ele almıştır.
  • Savaş ve Açlar’ı izleyerek yayınlanan Öksüz Musa, Açlık, Musa’nın Mapusanesi, Koyun Baba, Musa’nın Gece Kondusu, yazarın babasını ve ağabeyi’ni yitirdikten sonra yaşamının evrelerini veren romanlardır.
  • Romanlarda yazarın yaşamıyla birlikte toplumun geçirdiği evreleri de buluruz.

MEHMET SEYDA ÇELİKER (1919-1986)

  • Mehmet Seyda‘nın bir üçlü oluşturan Bir Gün Büyüyeceksin, Yaş Ağaç ve Cinsel Oyun adlı romanları bir aile romanı niteliği taşır. Bu romanlarda içinde aile ve yakın çevredeki çekişmelerin çocuğun yetişmesini etkileyişi ele alınmıştır. Yine aile romanı niteliği taşıyan bir romanı da Ne Ekersen‘dir.
  • Yanar Taş‘la, İhtiyar Gençlik daha değişik konuda görünürler. Yanar Taş, askerliğini yaptığı Zonguldak ve dolaylarındaki izlenimlerine dayanırken, 1932-1933 yıllarını kapsayan İhtiyar Gençlik, ideolojik akımların etkisini konu alır.

YUSUF ATILGAN (1921-1989)

  • Aylak Adam ve Anayurt Oteli adlarını taşıyan iki romanıyla bu yılların yazarları arasında yer alan Yusuf Atılgan‘ın iki romanı da toplumsal eleştiriye dayanır. Aylak Adam’da büyük kent aydınının tedirginliği, Anayurt Otelin’de de bir kasaba otelinde katiplik yapan ve yaşamındaki tekdüzelikten bunalan gencin yaşayışı yer alır.

YAMAN KORAY (1933-2006)

  • Yaman Koray‘ı, Halikarnas Balıkçısı’nın başlattığı, konusunu denizden, deniz insanlarından alan roman yazma eğilimini sürdüren bir yazar olarak görüyoruz.
  • Denizi, doğa güzellikleriyle sevdiren, denizle iç içe olan balıkçılar, deniz kıyısında yaşayan köylülerin yaşamlarını veren yazar, Deniz Ağacı, Gelin Taşı, Mola adlı romanlarında Erdek ve Kapıdağ yöresini vermiştir.
  • Büyük Orfoz‘da ise Marmaris’e geçmiş, bireye yönelmiştir.
  • Sığırcıklar ve Badanalı Yüzler‘de karaya dönen Yaman Koray, Sığırcıklar’da yine Erdek’te ve Zeytin bahçelerinde çalışan işleri günlük yaşayışlarını, çalışma koşullarını verir. Badanalı Yüzler, haftanın belli olmayan dört gününde, değişik kişiler arasındaki olaylar, konuşmalarla düzenlenmiş bir romandır.

RIFAT ILGAZ (1911-1993)

  • Bu yıllarda mizah/gülmece yazarı olarak tanınan Rıfat Ilgaz, ilk üç yapıtı Hababam Sınıfı, Bizim Koğuş (Pijamalılar), Meşrutiyet Kıraathanesi adlı romanlarına kendi yaşadığı çevreyi ve olayları konu olarak almıştır.
  • Gülmece romanlarından sonra yazdığı Karadeniz’in Kıyıcığında, Halime Kaptan, Karartma Geceleri, Sarı Yazma ve Yıldız Karayel yine kendi yaşayışından izler taşıyan toplumcu-gerçekçi romanlarıdır. Toplumcu gerçekçi romanlarına Apartman Çocukları‘nı ekleyebiliriz.

EMİNE IŞINSU (1938-2021)

  • Kadın yazarlardan Emine Işınsu, Küçük Dünya adlı romanıyla adını duyurmuş, Azap Toprakları, Tutsak, Çiçekler Büyür adlı romanlarıyla dış Türklere yönelmiştir. Azap Toprakları’nda Batı Trakya’da yaşayan Türklerin, Tutsaklar’da Kerkük Türklerinin, Çiçekler Büyür’de de Deliorman-Rodop Türkleri’nin çektikleri sıkıntılar dile getirilir.
  • Sancı ve Canbaz romanlarıyla Türkiye’ye dönen yazar, Sancı’da 1970 yıllarındaki öğrenci olaylarını, Cambaz’da toplumsal ve ekonomik değişimler geçiren Türkiye’nin sorunlarla dolu bir dönemini kendi siyasal görüşleri açısından değerlendirir.

NEZİHE MERİÇ (1925-2009)

Nezihe Meriç, Korsan Çıkmazı ile bu yılların yazarları arasında yer almıştır. Romanda, 1970’li yıllarda daha yoğunlaşan, kadının ekonomik ve cinsel yönden erkeklerin baskısından kurtulma sorununa değinmiştir. Uzun bir aradan sonra yazdığı ikinci romanı Alagün Çocukları adını taşır.

PERİDE CELAL (1916-2013)

  • Romanlarında daha çok burjuvaziyi eleştiren Peride Celal, “yazı hayatında ikinci başlangıç” dediği roman yazarlığına Üç Kadının Romanı ile başlamıştır.
  • Gecenin Ucundaki Işık, Güz Şarkısı adlı romanlarıyla 1960-1970 yılları yazarları arasında tanınmış, Evli Bir Kadının Günlüğünden, Üç Yirmidört Saat, Kurtlar adlı romanlarıyla 1990’lı yıllara gelmiştir…

1970’Lİ YILLARDA ROMAN

1970-1980 yılları arasında roman yazarları sayısında büyük bir artış görülüyor. Yazan sayısındaki artışla birlikte, romanlarda ele alınan konularda çeşitlenme, yazanların toplum sorunlarına eğilişteki artış göze çarpıyor. Bir yandan köy ve köylü sorunları sürerken, bir yandan da yazarların sıkıntısını çektikleri 27 Mayıs ve 12 Mart olayları ele alınıyor.

Belgelere dayanarak yazılan tarihsel romanlarla birlikte Almanya’ya göçün değişik bir yanıyla girdiği romanlar görülüyor. Türkiye’den Almanya’ya getirilen çocukların dil sorunları, anne babalarının iş yaşamlarında karşılaştıkları sorunları, sıla özlemi, Alman topluluğuna uyum sağlamada çekilen sıkıntılar yazarların üzerinde durdukları konular oluyor.

Bu yılların dikkat çeken yazarları olarak;

ve kadın yazarlarımızdan;

ABBAS SAYAR (1923-1986)

  • Abbas Sayar, 1970-1980 yılları yazarlarının sanatı toplumdan soyutlamayanlar arasında yer alır. İlk romanı Yılkı Atı‘nda, yılkılığa bırakılmış bir atın öyküsünü anlatan Abbas Sayar,
  • Çelo ve Can Şenliği‘nde değişik açılardan köy yaşayışını, Dik Bayır‘da da köy yaşayışıyla birlikte, köyden kente ve Almanya’ya göçü ele alır.
  • Yine toplumsal konulu bir başka romanı da Tarlabaşı Salkım Saçak‘tır.

EROL TOY (1936-2021)

  • Erol Toy bu yılların belgelere dayalı olarak tarihe yönelen yazarı özelliğini taşır.
  • İlk romanı iki ciltlik Toprak Acıkınca, Kurtuluş Savaşı’nı Batı Anadolu’da verilen mücadeleyle yansıtırken, topraksız köylünün geçim sıkıntılarına değinir.
  • İkinci romanı, yine iki ciltlik Azap Ortakları, Timur-Yıldırım çatışmasından sonra beyliklerin içine düştüğü bunalımı yansıtır.
  • Belgesel konulu romanlarına Kuzgunlar ve Leşler, Zor Oyunu ile Yitik Ülkü‘yü ekleyebiliriz. Kuzgunlar ve Leşler, beylikleri, Türkmenlerin yaşayışlarını, törelerini, beyliklerin sarayla olan ilişkilerini; Zor Oyunu 1938’de Atatürk’ün ölümünden başlayarak 1977 seçimlerine değin geçirilen evreyi; Yitik Ülkü’de Mustafa Reşit Paşa’nın Paris’e gidişinden, Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’ya geçişine kadar ki dönemi yansıtır.
  • Tarihsel konulu romanlarının dışında kalanlardan Gözbağı, 1928’den başlayarak 1970’e değin Türkiye’deki işçi hareketlerini;
  • İmparator, Türkiye’de egemen sınıfın gelişimini;
  • Kördüğüm, 1960’tan sonra yaşanan toplumsal, siyasal bunalımı;
  • Acı Para, Ege Bölgesinde bir kasaba yaşantısını verir.
  • Son Seçim ve Doruktaki Öfke ise köylünün değişik sosyal yapısını ele aldığı romanlarıdır.

OĞUZ ATAY (1934-1977)

  • Tutunamayanlar adlı romanıyla roman yazarlığında bir atılım yapan Oğuz Atay, bu romanıyla değişik bir psikolojik roman örneği vermiştir. Genelde küçük burjuvanın düşünce biçimi ve davranışlarının eleştirildiği roman yer yer ironik bir anlatımla sürdürülür. Romanda, başkişinin niçin tutunamayanlardan biri olduğunu ve kendini öldürdüğünü öğreniyoruz.
  • Aynı çizgide olan ikinci romanı Tehlikeli Oyunlar‘dan sonra yayınladığı Bir Bilim Adamının Romanı ise Prof. Dr. Mustafa İnan’ın yaşam öyküsünü anlatan başarılı bir yaşam öyküsü romanı örneğidir.

ÜMİT KAFTANCIOĞLU (1935-1980)

Ümit Kaftancıoğlu‘nun toplumsal konulu iki romanı vardır. Yelatan ve Tüfekliler. Yelatan’da değişik sorunlarıyla köylünün yaşamını dile getirirken, Tüfekliler’de devletin eğitim ve öğretime, öğretmenlere karşı ilgisizliğine değinmiştir.

BEKİR YILDIZ (1933-1998)

Türkler Almanya’da ve Halkalı Köle romanlarıyla bu yılların yazarları arasına katılan Bekir Yıldız, ilk romanında Almanya’da geçirdiği dört yıldaki gözlemlerine dayanarak, orada çalışan işçilerin sorunlarını, Alman’lardaki yabancı düşmanlığını gözler önüne serer. Halkalı Köle’de ise evlilik kurumunun eleştirilecek yanlarını ortaya koyar, Bu romanlarına seksenli yıllarda Aile Savaşları, Kerbela ve Darbe eklenmiştir.

SELİM İLERİ (1949)

Her Gece Bodrum romanıyla kendini tanıtan Selim İleri, bu romanıyla bir anlık roman örneği vermiş ve bilinç akışını kullanmıştır. Kişisel güncelerine dayanarak yazdığı bu romanını izleyerek Ölüm İlişkileri ve Cehennen Kraliçesi yayınlanır. Kişilerin ön planda olduğu bu romanlardan sonra yayınladığı Bir Akşamın Alacası‘nın “siyasi bir söylev” olduğunu belirleyen yazar, Mavi Kanatlarınla Benim Olsaydın ve Cemil Şevket Bey, Aynalı Dolaba, Cemil Şevket Bey – Aynalı Dolaba İki El Revoler … gibi romanlarıyla günümüze gelmiştir.

Melih Cevdet, Erdal Öz, Çetin Altan, Oktay Rifat 12 Mart öncesi ve sonrası olaylara değinen yazarlar olarak dikkati çekerler.

MELİH CEVDET ANDAY (1915-2002)

Melih Cevdet, II.Abdülhamit döneminden kalma bir ailedeki maddi ve manevi çöküşü veren ilk romanı Aylaklar‘dan sonra yazdığı Gizli Emir‘de 12 Mart öncesi yaşanan tedirginliği, yazarları, şairler, sanatçılar, ressamlar çevresinde geliştirmiştir. İlgi uyandıran bu romanlarına İsa’nın Güncesi ve Raziye eklenmiştir.

ÇETİN ALTAN (1926-2015)

Çetin Altan, Büyük Gözaltı ve Bir Avuç Gökyüzü romanlarında 12 Mart sonrasındaki tutuklamalar üzerinde durur. Toplumsal eleştirilere yöneldiği öteki romanları, Küçük Bahçe ve Viski‘dir.

OKTAY RİFAT (1914-1988)

Oktay Rifat, Bir Kadının Penceresi romanında kadın açısından cinsellik sorununu ele alırken, dolaylı olarak 12 Mart’a değinmiştir. Bu romanı izleyen Danaburnu ile Boğaziçinde Bir Kral Lear‘de de cinsellik sorunlarına değinen bir yazar olarak görünür.

ERDAL ÖZ (1935-2006)

Erdal Öz, özellikle Yaralısın‘da yaşadığı olayların bir yansımasını verir. Romanda yalnızca okuduğu kitaplar yüzünden tutuklanan bir gencin tutukluluk günleri ve cezaevinin durumu sergilenir. İki önemli romanı da Gülünün Solduğu Akşam ve Odalarda‘dır.

VEDAT TÜRKALİ (1919-2016)

Vedat Türkali ise Bir Gün Tek Başına adlı romanında 27 Mayıs 1960’tan önce devrimi hazırlayan olaylar ve toplumdaki çalkantıları vermiştir. Mavi Karanlık, Yeşilçam Dedikleri, Türkiye romanlarıyla da değişik toplumsal konulara değinen bir yazarımızdır.

FERİT EDGÜ (1936)

Ferit Edgü, sonradan Hakkari’de Bir Mevsim adıyla birleştirilen Kimse ve O romanlarında bu yıllarda yeniden köy konusuna dönen bir yazar olarak görünür. Romanlarda, Hakkari’nin bir dağ köyü olan Pinkemis’te tek başına köylülerle bir arada kalan öğretmenden hareket ederek; köy gerçeklerini sergilediği gibi, aydın-köylü ilişkisinde iletişim sağlanabileceğini ortaya koymuştur.

GÜNEY DAL (1944)

Güney Dal Türk asıllı Alman yazar. Liseyi Çanakkale’de bitirdikten sonra bir süre İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümüne devam etti. Film seslendirme oyuncusu, kitap satıcısı, radyo gazetecisi olarak çeşitli işlerde çalıştı. (Vikipedi)

Bu yıllarda Almanya’ya göçü değişik yönleriyle konu edinen yazarlar arasında yer alan Güney Dal, İş Sürgünleri, E 5 romanlarıyla adını duyurmuş, daha sonra Memeleri Büyüyen İşçi, Buzul Döneminden Haberler adlı romanlarını yayınlamıştır.

Not: Almanya’ya göçe Fethi Savaşçı, Almanlar Bizi Sevmedi; Necati Tosuner, Sancı Sancı; Özdemir Başargan, Gurbet Sonra romanlarıyla katıldılar.

MUZAFFER İZGÜ (1933-2017)

  • Bu yılların gülmece yazarı ise Muzaffer İzgü‘dür. Daha çok öyküye yönelen yazarın, gözlemlerine dayanarak yazdığı dört romanı vardır. Gecekondu, İlyas Efendi ve Halo Dayı, Korkak Kahraman.
  • İlk romanı olan Gecekondu’da, Güney Anadolu kentlerinden birinde gecekondu halkının yoksul yaşantısını verir.
  • İlyas Efendi, bir nüfus memurunun parasızlık yüzünden çektiği sıkıntıyı yansıtır.
  • Halo Dayı da köyden kente göçü konu alan bir romanıdır.
  • Gülmecenin işlevinin güldürmek değil, olaya parmak basmak olduğu görüşünü romanlarına yansıtmıştır.

Kadın yazarlarımız olarak da Sevgi Soysal, Adalet Ağaoğlu ve Pınar Kür dikkati çekerler.

SEVGİ SOYSAL (1936-1976)

  • Sevgi Soysal, Yürümek, Yenişehir’de Bir Öğle Vakti, Şafak adlı üç romanıyla anılmaktadır.
  • Yürümek, bir kadınla bir erkekten hareket edilerek kadınlık sorunlarının ele alındığı bir romandır.
  • Yenişehir’de Bir Öğle Vakti’nde 27 Mayıs 1960’a yakın bir tarihte Yenişehir’de öğle vakti bir kavağın devrilişini anlatılırken bir dönem Türkiye’sinin panoraması çizilir.
  • Şafak ise 12 Mart olayını ve 12 Mart’a götüren olayları süzgeçten geçiren bir romandır.
  • Tamamlayamadığı son romanı Hoş Geldin Ölüm’dür.

ADALET AĞAOĞLU (1929-2020)

  • Romanlarında bir şeyden hareket ederek tarihsel ve toplumsal koşullar içinde genele geçen Adalet Ağaoğlu, bilinç akışı yönteminin olgun örneklerini vermiştir.
  • Ölmeye Yatmak, Bir Düğün Gecesi, Yaz Sonu ve Hayır adlı romanları 1930’lu yıllardan günümüze gelerek, aydın kişilerin sorunlarını ve bunalımlarını veren romanlardır.
  • Fikrimin İnce Gülü ise, işçilerin sorunlarını, Almanya’ya göçü ele aldığı romanıdır.
  • Kendisinin “oda romanı” olarak adlandırdığı Ruh Üşümesi, kendisinin de belirttiği gibi, erotizmin Türkçe’yle estetik bir biçimde anlatılması denemesidir.

PINAR KÜR (1943)

  • Ağırlığı kadın sorunlarına veren Pınar Kür, Küçük Oyuncu, Asılacak Kadın, Yarın Yarın, Bir Cinayet Romanı, Bitmeyen Aşk romanlarıyla yankı uyandırmıştır.
  • Romanlarında değişik yönden kadınların karşılaştıkları sorunları ele alırken, aşkı da değişik biçimde verişiyle dikkati çeker.

1970-1980 yılları arasındaki yazarlara, romanlarında köy konusunu sürdüren,

  • Ömer Polat, Sara Göl, Mahmudo İle Hazel, Dilan;
  • Yusuf Ziya Bahadırlı, Güllüceli Kazım, Güllüce’yi Sel Aldı, Gemileri Yakmak, Gecenin Karanlığında, Açılan Kapılar, Titanikte Dans romanlarıyla katılırlar.

Değişik toplumsal konulara değinen yazarlar arasında;

  • İdamlıklar, Ter Adamları, Linç, Patrona, Dimitrof Geçiyor romanlarıyla Kerim Korcan‘ı;
  • Asya, Yağmur Sıcağı, Cadı Fırtınası romanlarıyla Demirtaş Ceyhun‘u;
  • Bir Uzun Sonbahar, Bir Küçük Burjuvanın Gençlik Yılları, Bir Yaz Mevsimi Romansı, Tatlı Bir Eylül romanlarıyla Demir Özlü‘yü;
  • Gurbet Yavrum, Alnında Mavi Kuşlar, Genç Kız ve Ölüm, Mavi Maske romanlarıyla Aysel Özakın‘ı;
  • 47 liler, Berlin’in Nar Çiçeği romanlarıyla Füruzan‘ı;
  • Ankara’da Ölüm, Aziz Sofi, Fetva Yokuşu, Savaş Günlüğü, Siyah Perdeli Evler romanlarıyla Durali Yılmaz‘ı;
  • Eşiktekiler, Aşamalar, Sendika, Garip Bir Dava, Bir Feministin Doğuya Yakın Portresi, Ad Semud Medyen, Yol romanlarıyla Afet Ilgaz‘ı;
  • Öfke, Umut Zamanı, Acının Askerleri, Kalanlar ve Gidenler, Ve O Güzel Kadının Çocukları, Baraka, Ateş Uykusu romanlarıyla Burhan Gürel‘i sayabiliriz.

1923-1990 Arasında Türk Romanı

» Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında Roman

» 1923-1960 Cumhuriyet Dönemi Romanı

» 1960-1980 Cumhuriyet Dönemi Romanı

» 1980-1990 Cumhuriyet Dönemi Romanı

Ayrıca bakınız ⇒ Çağdaş Türk Romanı ve Özellikleri

Benzer İçerikler:

Başa dön tuşu