Budalaname
Budalaname- Kaygusuz Abdal
Kaygusuz Abdal‘ın tasavvufla ilgili mensur eseri. Kaygusuz eserinin sonunda konusunu ve amacını şöyle belirtir:
“Ey kendözüni bilen salikler. Ey hakkı özünde bulan aşıklar. Men aref nefse babında bir nice keleci söyledim. Aklım irdügi kadar remz eyledim. Alim değilem ibaret bilem. Veli değilem keramet bilem. Sözi karpuz gibi yamrı yumrı söylerem. Top gibi başımı aşk meydanında kodum.
Erişdügim menzilleri, gördügim nişanları remzle söyledim. Delüye zencir bağladım. Akıle nasihat eyledim. Arif bildi kim ne direm. Armaganım yok dahı ne virem. Pes ey talibi hakikat. Cümle alem bir harfdir. Hemen söz muhtasar oldı vallahü a’lem bissevab.”
Bir adı da Kitab-ı Dilgüşa olan Budalaname canlı, akıcı bir dille yazılmıştır. XV. yüzyıl Anadolu Türkçesinin başarılı örnekleri arasında sayılır.
BUDALA’dan
Akça kuğum sen mi geldin göllere
Arif ol kendini bildirmeyi gör
Avcının dilinde güllerin namı
Sakın ol tellerin yoldurmayı gör
Sinemin başını yareli gördün
Bir dost yareledi bir de sen vurdun
Eşinden m’ayrıldın ya nerden geldin
Derdini dertliye bildirmeyi gör
Derdin var ise de bilene bildir
Güle har düşürmek bir müşkül haldir
Kızıl ırmak dosta doğru bir yoldur
Karış ummanlara gel durmayı gör
İptida Muhammed Dede’yi boyla
In Koyun Baba’yı ziyaret eyle
Bildir ahvalini halini söyle
Gerçeğin nefsin öldürmeyi gör
Der BUDALA’m böyle imiş yazılar
Sinesinde yaras’olan sızılar
Aşık olan maşukunu arzular
Terk edip âdeti kaldırmayı gör