Bosnalı Sabit (Alaattin Ali)
Bosnalı Sabit (Alaattin Ali) Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri
Bosnalı Sabit (Alaattin Ali) (D: 1650?, Bosna, Öziçe – Ö: 1712, İstanbul) Divan edebiyatı şairi.
Bosnalı Sabit (Alaattin Ali), Bosna’ya bağlı Öziçe kasabasında 1650? tarihinde doğmuştur. Kaynaklarda daha çok Bosnalı Sabit olarak geçmektedir. Asıl adı Alaattin Ali’dir.
Sabit, bazı kaynaklarda Nabî mektebi olarak bilinen ekolün içerisinde değerlendirilmekteyse de onun için “Kendi şahsî üslubunu oluşturmuş bir şairdir.” demek daha doğru olur. Özellikle beyitlerinde “zahit”lere çatar.
Atasözlerini, halk tabirlerini, günlük konuşma dilinin kelime ve tabirlerini şiire taşımakla tanınır.
Şiirlerinde yerelliğe çok fazla rağbet ettiği, zaman zaman müstehcen ima ve ifadelere kaydığı görülür. Hacimli sayılabilecek bir divanı da bulunan şair, başarısını daha çok mesnevilerinde göstermiştir.
Sabit’in hamse oluşturacak kadar mesnevisi vardır.
Mesnevileri şunlardır:
- Zafername
- Edhem ü Hüma (yarım kalmış bir mesnevidir.)
- Berbername
- Derename
- Amru’l-Leys
Bosnalı Sabit’in Eserleri
Dîvân: Sâbit’in 39 kaside, 6 müzeyyel gazel, 3 tahmis, 44 tarih kıtası, 355 gazel, 2 tercî-bend, 45 kıta, 24 rubai, 182 müfred ve 5 lugazden oluşan mürettep divan
Zafer-nâme: Gazâ-nâme ve Selim-nâme adlarıyla da anılan eser konusuna uygun olarak Şehname vezniyle (fe’ûlün fe’ûlün fe’ûlün fe’ûl) yazılmış 426 beyitten oluşan bir mesnevidir.
Edhem ü Hümâ: Sâbit’in yarım kalmış olan ve Edhem-nâme diye de anılan bu mesnevisi feilâtün mefâilün feilün kalıbıyla yazılmış olup eksik haliyle yaklaşık bin beyitten oluşmaktadır.
Berber-nâme: Feilâtün feilâtün feilün kalıbıyla yazılmış olan bu kısa mesnevi 111 beyitten oluşmaktadır.
Dere-nâme: Aynı zamanda Hâce Fesâd ve Söz Ebesi adıyla da anılan eser feilâtün feilâtün feilün kalıbıyla yazılmış 169 beyitlik kısa bir mizahî mesnevidir.
Amrü’l-leys: Feilâtün feilâtün feilün kalıbıyla yazılmış olan bu kısa mesnevi sadece 43 beyittir.
Şiirlerinden Örnekler
Gazel
Zann itme gülde jâle-i terdür varak varak
Çatlatdı goncayı göbeğinden çıkar arak
Kabına sığmıyor mey-i nâbunda cûşı var
Fasl-ı bahâra kalmaz atar bir yana kapak
Bir tu dimekle la’l-i melâhat-nisâr-ı yâr
Hep tuzlı balgam oldı rakîbün yüzine bak
Heyhat mülk-i dil kala ey mirzâ masûn
Ebrûlarun orak ola gamzen yaman sadak
Sâbit hezâra gül yine meydân ider gibi
Her kıt’a gülbüni degenek dökdi bir kucak
Gazel
Yokdur vech birinde fetâvâ-yı mezhebün
Hindün nedür tasaddurı üstinde Zeynebün
Tahlîs ümîdi gitdi giribân-ı mezhebün
Virdün yakayı destine bir şûh-meşrebün
Münfekk olur mı merdüm-i âlüfteden keder
Sırtında kanburı gibidür şahs-ı ahdebün
Taş atma vech-i hezl ile rûy-i necâsete
Adın tokındurup yüzine bir mulakkabun
İlm ü âmel değül mi meâl-i mülâzemet
Vâdî bilen güzîdesin almaz mı matlabun
Helvâ-yı merg-i hâcesi cüllâb-ı îdden
Şîrîn gelür mezâkına ma’sûm-i mektebün
Koynında halkalanmasa ef’î-i zenberek
Tıb tıb ider miydi yüreği böyle akrebün
Bir su virür ki tâs-ı nuhâsı tılâ ider
Sâkî-i feyzi mürşid-i câm-i leb-â-lebün
Çok sükkerin lebi leke-dâr itdi Sâbitâ
La’linde sildüği eserinden mürekkebün
Dere-nâme’den
Zümre-i şîfteden bir nahsend
Eyledi nakle sezâ bize pâ-bend
Dir ki olmışdı Rodoscukda nihân
Beş şehr sürgüni bir rind-i cihân
Çene remmâli haber hammalı
Lâf sermâye yalan dellâlı
Çenede yüksek idi mertebesi
Halk içinde lakabı Söz Ebesi
Şûh-tab’ idi açık meşreb idi
Lâübâli bir ışık mezheb idi
Meskeni idi Cehennem Deresi
Dûzaha nâzır idi penceresi
Çatal Abdâlda olup sâhib-i post
Ya’ni hem muglim idi hem zen-dost
Götci Bey Tekyesine nâzır idi
Her cehennemde yeri hâzır idi
Hânkâh-ı hevesün pür vecdi
Koçek-i halka be-gûş-ı necdi
Kahvenün mey-kedenin kallâşı
Baba şeytan ocağı ferrâşı
Saçlı Sultânın olup abdâlı
Anda oldukda perîşân hâli
Çukurında bulıcak hod-gâma
Oldı külhancı Çukur Hammâma
Bir zamân olmış o segbân-pâye
Mataracı Sarıca Paşa’ya
Sarı bayrakdan alınca etmek
Kızıla çekmiş idi hayli emek
Bir gün ol dûzahî-i suhte-dil
Ol Cehennem Deresinden gâfil
Gezerek gördi bir âlüfte nigâr
Gül-beden gonce-dehen lâle-izâr
Ayrıca bakınız ⇒
Divan Edebiyatı
- Divan Edebiyatı Genel
- Divan, Divançe, Divan Edebiyatı
- 11.12.Yüzyıl Geçiş Dönemi
- 13.14.Yüzyıl Türk Edebiyatı
- 15.Yüzyıl Türk Edebiyatı
- 16.Yüzyıl Türk Edebiyatı
- 17.Yüzyıl Türk Edebiyatı
- 18.Yüzyıl Türk Edebiyatı
- Divan Edebiyatı Şairleri ve Eserleri
- Divan Edebiyatı Sanatçıları (Yüzyıllara Göre)
- Divan Edebiyatı Mazmunları
- Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri
- Divan Edebiyatı Nazım (Şiir) Türleri ve Özellikleri
- Edebi Sanatlar/Söz Sanatları
- Divan Edebiyatında Nesir
- Divan Şiirinin Kaynakları
- Divan Şiirinde İslami Motifler
- Divan Şiirinde Timsaller ve Efsaneler
- Divan Şiirinde Mitolojik Karakterler
- Aruz Ölçüsü
- Türk Şiirinde Aruz Ölçüsü