Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Eserler
Bireyin İç Dünyasını Esas Alan Eserler, Yazarlar, Özellikleri
- Bireyi sosyal (toplumsal) yönüyle değil psikolojik (ruhsal) yönüyle ele alıp anlatmışlardır. Cumhuriyet Dönemi edebiyatında bazı sanatçılar da bireyin iç dünyasını (psikolojisini, ruhsal durumunu) anlatmayı amaçlamış bu doğrultuda önemli eserler vermişlerdir.
- Bireyin psikolojisini yansıtmayı amaçlayan yazarlar, her şeyden önce eserlerinde olay örgüsünü insana özgü bir gerçekliği anlatmak için oluşturmuşlardır. Bu yazarlar, insan gerçekliğini farklı yönlerden anlatma gayreti içine girmişler; olaylardan ve insanlardan hareketle bireyin psikolojisini aktarmaya çalışmışlardır.
- Bu yazarlar, insanın topluma yabancılaşmasının nedenlerini sosyo-ekonomik unsurlarda değil bireyin iç dünyasında aramışlardır. Bu yüzden olay örgüsünü önemsememişler, merak unsurunu ikinci plana atmışlar ve tamamen insanın iç dünyasını ve içsel çatışmalarını gerçekçi tasvirlerle ortaya koymaya çalışmışlardır. İnsan gerçekçiliğinin farklı yönleri ele alınmıştır.
- Çehov tarzı hikâyeler yazmışlardır.
- Birey kavramından yola çıkarak bireysel çözümlemeler yapmışlardır.
- Bireyin bunalım, sıkıntı, yabancılaşma ve yalnızlıklarını ele almışlardır.
- Bireydeki psikolojik unsurların birey üzerindeki etkilerini anlatmışlardır.
- Psikoloji ve psikiyatriden faydalanmışlar; çağrışımlara açık, sanatlı bir dille ruh tahlillerine/çözümlemelerine yer vermişlerdir.
- Ruhî bunalım, yabancılaşma, yalnızlık, toplumla hesaplaşma, kendini sorgulama, bilinçaltı, kozmik alem, iç sıkıntısı, ruhi bunalım gibi konuları ele almışlardır.
- Eserlerinde özellikle iç konuşma, bilinç akımı gibi teknikleri kullanmışlardır.
Peyami Safa hemen hemen bütün romanlarında, Ahmet Hamdi Tanpınar Huzur’da, Tarık Buğra Küçük Ağa’da, İbiş’in Rüyası’nda; Mustafa Kutlu öykülerinde ruh çözümlemelerine geniş yer vermiştir.
Bu anlayışta olan yazarların önemlileri şunlardır: