Battalname – Battal Gazi Destanı
Battalname – Battal Gazi Destanı ve Özellikleri
Battalname
Seyyid Battal Gazi‘ye ait kahramanlık hikâyelerini içine alan bir eserdir. Battal Gazi, 8. yüzyılda Emevilerin Anadolu’da Bizanslılara karşı açtıkları savaşlarda “Battal” (kahraman) lakabıyla ün kazanmış Müslüman bir Arap kumandanı olup asıl adı Abdullah’tır.
Bu Müslüman kumandan hakkında söylenen kahramanlık hikâyeleri ve menkıbeler, 11. yüzyıldan itibaren Türkler arasında büyük rağbet görmeye başlamış ve Battal Gazi, gazi-velî hüviyetiyle yüceltilerek destan kahramanı haline getirilmiştir.
Battalname’de Battal Gazi’nin Anadolu’da Hıristiyanlarla yaptığı savaşlar konu edilmektedir. Bu savaşlarda merkez saha genellikle Malatya yöresidir. Savaşlar İslâmiyet-Hıristiyanlık mücadelesi şeklinde dini bir hüviyet taşır. Cihad ve gaza ruhu kendini kuvvetli bir biçimde hissettirir. Battal Gazi bu savaşlarda bir “evliya” karakteri sergiler. Devler ve caddarla savaşır; okuduğu dualarla büyüleri bozar; ateşte yanmaz; göz açıp kapayıncaya kadar uzun mesafeler aşar; Hızır’la yoldaştır, sıkışık zamanlarda ondan yardım görür. Kâfirleri İslâm’a davet eder, davetini kabul etmeyenleri öldürür. Her savaşın sonunda elde ettiği malı mülkü din uğruna savaşan yiğitlere dağıtır.
Türk gazi tipinin mükemmel bir örneğini aksettiren Battal Gazi, gerek kahramanlığı, gerekse evliya karakteriyle Anadolu insanı üzerinde son derece etkili olmuştur. Bu yüzden de Battalnâme Anadolu halkı arasında asırlarca sözlü olarak yaşamıştır. Ayrıca Anadolu dışında yaşayan Türk toplulukları arasında da sevilmiş, yazılıp okunmuştur. Tamamen Müslüman Türk geleneklerine göre meydana getirilmiş olan Battalnâme’nin yazıya geçiriliş tarihi henüz kesin olarak tayin edilememekle birlikte, eserin 11.-12. yüzyıllarda Danişmendliler zamanında söylendiği ve Danişmendnâme’nin yazılış tarihi olan 643’ten (1245-1246) önce yazıldığı tahmin edilmektedir.
Battalnâme’nin bugün bilinen nüshaları arasında yazıldığı döneme ait olanı yoktur. Eldeki nüshalar daha sonraki dönemde yazılmışlardır. Bilinen en eski nüsha 840 (1436-1437) tarihini taşımaktadır (Arkeoloji Ktp., nr. 1455).15 Battalnâme, Darendeli şair Bakai (ö. 1785) tarafından 1183’te (1769) manzum olarak da yazılmıştır.
Battal Gazi Destanı’nın Doğuşu
8. yüzyılda başlayıp İstanbul’un Sultan Mehmet tarafından fethine kadar beş yüz yıl devam etmiş önce Arap-Bizans sonra Türk-Bizans mücadelesinin atmosferi içinde doğmuş bir destandır.
Battal Namenin Konusu Nedir?
8. Yüzyılda Anadolu’da Emevilerin Hıristiyan Bizanslılara karşı açtığı savaşlarda Battal lakabıyla ün kazanmış bir Müslüman kumandanın kahramanlıkları anlatılmaktadır.
Battal Lakabını Neden Almıştır?
Mervan’ın oğlu Mesleme’nin (715) İstanbul kuşatmasında,kahramanlıklarıyla büyük ün yaptığından kendisine Battal (kahraman) lakabı verilmiştir.
Battal Gazi Kimdir?
Arap tarihçilerine göre Emeviler devrinde meydana gelen İstanbul kuşatmasında üstün kumandanlık ve yiğitlik vasıfları göstermiş Abdullah adlı bir kahramandır.
740 yıllarında Hıristiyan’larla yapılan savaşta ölmüştür. Eskişehir’de Akroin denilen yerde vefat etmiştir.
İstanbul surları dibinde gömülü olduğuna inanılır. Antakyalı ve Şamlı diyenler olduğu gibi Emeviler hizmetinde çalışan bir Türk olduğu da söylenir.
Battalname Destanında Tema: Kahramanlık
Battalname Destanında Mekân: Malatya ve Harput’tan İstanbul surlarına kadar olan bölgedir.
Battalname Destanı Dil Özellikleri
- Battal name nesir halinde kaleme alınmakla beraber içinde bazı manzum bölümler de bulunmaktadır.
- Battalname üslubu, hatta kelimeleri cümle kuruluşu ile Dede Korkut Hikayelerine benzer.
Örnek: Seyyit, yürüdü kaleyi dolaştı ki fırsat bula, kaleyi ala. Bir yere vardı, gördü ki su gider. Ol suyu gözetti. Su geldi, bir deliğe girdi. Seyit eyitti: “İş bu hisara gider, eğer çare olursa iş bundan olur.” dedi.
- Olağanüstülükler, abartmalar, kutsi özellikler vardır.
- Aşkar: Battal Gazi’nin atıdır. Gökten inmiş hatta Kâbe toprağından yaratılmıştır. Hz. Adem’den beri peygamberlerin, Hz.Muhammet’in (s.a.s), Hz.Ali ve Hz. Hamza gibi yiğitlerin atı olmuştur. Ölümsüz at, Battal’ı nice bela ve felaketlerden kurtarmaktadır.
Battal Gazi’nin Amacı: İslam’ı dört bir yana yaymaktır.
Battal Gazi’nin Karakteri: İslamın bütün emirlerini ahlâkını, adâlet, şefkat, insaniyet hükümlerini yerine getirir. Zayıfı, düşkünü kadını öldürmez, asla şarap içmez, harama bulaşmaz. İslam ilimlerini ve diğer dinleri oldukça iyi bilir. Dürüst, adaletli, alçak gönüllüdür. Tam bir Müslüman hayatı sürdürür. Derin bir manevi aşkı vardır.
DESTANDAKİ TİPLER
Battal Gazi: Cesurdur,hiçbir şeyden korkmaz. Tek başına bir orduya karşı savaşır. Bizanslılar, Hıristiyanlar, İslam’ı kabul etmeyen bütün din mensupları, Mecusiler, ateşperest ve putpereslerle vuruşur. Hepsini İslam’a davet eder. Olağanüstü yetenekleri vardır,keramet gösterir.
Battal Gazi insanların yanında olağanüstü varlıklarla da; devler, cinler, gulyabanilerle de vuruşur. Bu savaşlar esnasında ona peygamber ve evliyalar yardım eder. Her savaş sonunda ganimetten pay almaz, ganimeti din uğruna savaşan askerlere dağıtır. Kendi sembolik bir şey alır. Örk : Kılıç
Metindeki Olağanüstülükler:
- Daha 14 yaşında iken bileği bükülmez kahraman olması, silah kullanması ve her dem yeni bir icatla en büyük tehlikelerden kurtulmasıdır.
- Peygamber soyundan olması.
- Her savaşta galip olması.
İslam-Türk Geleneğine Ait Değerler Nelerdir?
- Yiğitlik,
- İmanlı olmak,
- Cömertlik,
- Yalan söylememek,
- Kötülüğe karşı iyilikle mukabele etmek gibi faziletlerdir.
İslamın Etkisi
Akdağda düşmanın deniz gibi oldugunu gören BATTAL GAZİ ellerini göğe acarak: “Ey ulu ALLAH’ım! Bütün zorlukları kolaylaştıran sensin. Ne olur bu zayıf kuluna biçareye lütfûnu ihsan et.Bu melunları bu alçakları,din düşmanlarını benim önümde boyun eğdir.”diye dua eder.
Ölümüyle İlgili Rivayet
Afyonkarahisar’da 740 yılında öldüğü konusunda tarihçilerin birleştiği Battal Gazi ile yakın arkadaşı Ahmet Tarhan kaleyi ele geçirmek için sıkı bir kuşatma yapar, içeridekilerin dışarısı ile bütün bağlantılarını keser.
Kale komutanı, bunun üzerine Bizans İmparatoru’ na haber salar ve 100 000 kişilik bir ordu yardım için yola çıkar. Kalenin burçlarından Battal Gazi’yi görerek aşık olan komutanın güzel kızı O’na bir kötülük gelmemesi için çimler üzerinde uyumakta olan Battal Gazi’ye bağırır, ancak duyuramaz. Sonra bir kağıt yazar, taşa sararak üzerine atar. Battal Gazi, bir iki kıpırdandıktan sonra hareketsiz kalır.
Battal’ın uyunmadığını gören kız telaşlanır, babasına Türklerin komutanının çayırda uyuduğunu söyler ve güya O’nu öldürmek için zehirli bir hançer ister. Battal Gazi’nin yanına gelen kız onu ölmüş olarak bulur. Çünkü attığı taş, Battal’ın kulağına gelmiş ve ölümüne neden olmuştur. Kız üzülür ve hançeri kendi kalbine saplayarak hayatına son verir.
Bizans ordusu kalenin eteklerine geldiğinde amansız bir savaş başlar, Ahmet Tarhan askerleriyle birlikte şehit olur. Ahmet Tarhan Karahisar Kalesi’nin eteklerinde, şu anda Ulu Camii ‘nin karşısındaki mezarına gömülür. Yenilgiden sonra çok şiddetli bir fırtına başlar ve Battal’ın cesedini Eskişehir dolaylarına atar. Böylece Bizanslılar, Battal Gazi’nin öldüğünü anlayamaz ve daha uzun süre onun korkusuyla yaşarlar.
BATTAL GAZİ
Battalın kır atı barışta coşar,
Cihan da sevilmiş er Battalgazi,
Vatanı uğruna dağları aşar,
Düşmanları yakar kor Battalgazi.Hasımları korkar Battal şanından,
Sevdikleri ayrılmadı yanından,
Saldırı yapanlar oldu canından,
Düşmanlara oldu sur Battal Gazi.Kalemim yazıyor yüreğim söyler,
Bağrında yetişmiş Paşalar ,Beyler,
Akıncın zalimi yolundan eyler,
Serdarın doğduğu yer Battal Gazi.Bir yiğit şahlanmış Seyyid soyundan,
Herkes örnek almış güzel huyundan,
Yenilmemiş savaş adlı oyundan,
Yiğidini yenmek zor Battal Gazi.Çokları göz dikmiş bu cennet yurda
İslam’ın ordusu savaşmış burda,
Düşman orduları kalmışlar zorda,
Yolların düşmana dar Battal Gazi.Fırat nehri ile yakın arası,
Malatya şehriydi önce burası,
Şimdi bizde beyim nöbet sırası,
Oluruz vatana yar Battal Gazi.Kaya der toprağın şehitler kanı,
Her yanda görülür tarihi anı,
Atalar koymuşlar uğruna canı,
Nice şehitlerin var Battal Gazi. (Osman Kaya)
Seyyit Battal Gazi Külliyesi
Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde Üçler Tepesi’ndedir. 1207-1208 yıllarında Anadolu Selçuklu Sultanı 1. Alaaddin Keykubat’ın annesi Ümmühan Hatun tarafından yaptırılmıştır. Rivayete göre Battal Gazi Ümmühan Hatun’un rüyasına girmiş ve: “Ey Hatun! Ben O kişiyim ki Diyarı Rûm’u aldım, kâh karada, kâh denizde doksan yıl gazilik ettim. Sonunda Mesihiye kalesinde şehit oldum. Gel beni ziyaret et, Üzerime bir türbe yap!.”demiştir. Ümmühan Hatun da mezarı bularak türbe ve adına bir külliye yaptırmıştır.
BATTALNAME’den Bir Bölüm
Sünnilerden birisini seğirdüp Seyyid’e geldi, aydur, iy gaziler serveri halife senünçün dua kıldı didi. Seyyid bunu işidicek atınan sıçradı, aşağa indi, Halife’ye karşu yüz yire urdı, yine atına bindi, bir müddet silahşörlük gösterdi. Yitmiş iki lu’bile tarafeynden mütehayyir kıldı. hayran oldılar. Seyyid’ün yarenleri Halife’ye aytdılar; şah-ı alem işbu hünerler kim gösterür, kamusu Battal’dur, illa kim bu siyahdur. Halife ayıldı; Hak Taala kadirdür, her kimi kim dilerse Battal süretinde viribir kim lslama meded yitişe, Seyyid meydan içinde dururken yüz Kayser’e döndi, er diledi. Kayser leşkerinde bir er var idi, Körken Lavi dirlerdi. Seyyid beraber geldi, süngü havale kıldı. Seyyid anun süngüsün meneyledi, geldi kim kuşağından dutdı ve atından kapdı, başınun üstüne çevirdi, yire urdı, canı cehenneme ısmarladı. Anun ardınca Keşmiri dirler idi, anı da elma gibi atından kapdı, iki elin bağladı sünnilerden yana viribidi. Anun ardınca Karüni Sinan’ı gördi, anı dahi yıkdı, bağladı, alem dibine viribidi. Sünnilerden tebir avazı yidinci kat göğe irişdi. Ol gün yidi adı bellü pehlüvanı birer dürlü hünerle yıkdı, bağladı, sünnilere gönderdi. Andan sonra yitmiş seksen benam sanı adı bellü mürtedi, birer darb (ile) helak eyledi ayruk meydana kimse girmedi…
Ayrıca bakınız ⇓
İslamiyetten Sonraki Türk Destanları
1. Kazak – Kırgız: Manas Destanı
2. Türk – Moğol: Cengiz Han Destanı
3. Tatar – Kırım: Timur ve Edige Destanları
4. Karahanlı Dönemi: Saltuk Buğra Han Destanı
5. Selçuklu – Beylikler ve Osmanlı Dönemleri
a. Seyid Battal Gazi Destanı
b. Danişmend Gazi Destanı
c. Köroğlu Destanı
Bakınız ⇒ İslamiyetten Sonraki Türk Destanları