Âşık Şiirine Giriş
ÂŞIK ŞİİRİNE GİRİŞ
Halk edebiyatı ürünlerinin en önemli özelliği, ilk anlatıcı veya söyleyicilerinin bilinmemesi ya da biliniyorsa unutulmuş olmasıdır. İlk söyleyicilerin ortaya koymuş oldukları bu metinlerin özgün şekillerine bugün sahip değiliz. Dilden dile, nesilden nesile sadece sözle geçen bu ürünler zamanla unutulmuş veya yeni eklemelerle anonimleşmiştir. Burada şunu da belirtelim ki, yeni şartlar ve yeni olaylar yeni ürünlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Bu sebeple âşık şiirini, anonim edebiyatla başlatmakta yarar olduğuna ve bunun ilk örneklerinin de İslamiyet öncesinde aranması gerektiğine inanıyoruz. Bu husustaki en önemli ürünler de daha çok yas törenleriyle ilgili olanlardır. Yas törenlerine bağlı olarak söylenen ağıtların söyleyicileri kadınların yanı sıra, o dönemin ozanlarından başkası değildi.
Türk şiirinin başlangıcı veya Türk şiirinin tarihi üzerinde yerli ve yabancı pek çok araştırıcı görüş bildirmiştir. Bunlar arasında; C. Brockelmann, İ. V. Stebleva, F. Y. Korş, Mehmet Fuad Köprülü, Reşit Rahmeti Arat, Talat Tekin vb. sayılabilir.
Bunlardan İ. V. Stebleva’ya göre Orhun Anıtları’nın tamamı, F. Y. Korş’a göre ise bir kısmı manzumdur. Reşid Rahmeti Arat Turfan kazıları sonucunda ortaya çıkan metinleri bir araya getirmiş ve Eski Türk Şiiri (Ankara 1965) adlı bir eseri edebiyat dünyamıza kazandırmıştır. Arat, ayrıca koşuğ, kojan, koşma, takşut, takmak, ır ve yır, küg, şlok, padak, kavi, baş ve başik gibi kavramları bilim adamlarının kullanımına sunmuştur (Arat 1965: XI-XX). Arat; kitabında Mani, Burkan, İslam edebî muhitlerine ait şairler ve onların öz geçmişlerini tespit eden şiirlerini bir araya getirmiştir. Bu şairler Aprınçur Tigin, Kül Tarkan, Sıngku Seli Tutung, Ki-Ki, Pıratyaya-Şiri, Asıg Tutung, Çısuya Tutung, Kalım Keyşi ve Kutadgu Bilig sahibi Yusuf Has Hacib (Arat 1965: XX-XXII)’dir.
Dîvânü Lûgati’t-Türk şiir bakımından zengin bir eserdir. Dörtlükler veya beyitler şeklinde karşımıza çıkan şiirlerden büyük bir kısmı hece vezniyledir; az sayıdaki şiir ise aruzla söylenmiştir. Bununla beraber Stebleva ve Talat Tekin’e göre buradaki şiirlerin tamamı aruz vezniyledir. Eserde iki ağıt metni bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Saka hükümdarı Alp Er Tunga’nın ölümü üzerine söylenmiş olup yedi heceli ve aaab şeklinde kafiyelidir. Dörtlük sayısı ise bilginlere göre 10-13 arasında değişmektedir. İkinci ağıt ise adı bilinmeyen bir kahraman için söylenmiştir. Şiir yedi heceli olup, aaab şeklinde kafiyelenmiştir. Dörtlük sayısı ise üçtür. Eserde ayrıca lirik, pastoral ve epik şiirlerin örnekleri de yer almaktadır. Bize göre Dîvândaki şiir parçaları başlangıçta çok uzundu. Ancak Kâşgarlı ya bunları kısalttı ya da halk arasında yapılan derlemelerde bu kadarını tespit edebildi. Yine biliyoruz ki, bu şiirlerin başlangıçtaki söyleyicileri birer ozandı. Ancak zamanla bu parçalar dilden dile aktarılırken, gerçek sahipleri unutuldu ve bugünkü şekline döndü.
Kaynakça: Prof.Dr. Ali Berat ALPTEKİN, Türk Halk Şiiri