Ahmet Cevdet Paşa

Ahmet Cevdet Paşa Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri

Ahmet Cevdet Paşa (D: 22 Mart 1822, Lofça, Bulgaristan – Ö: 1895, İstanbul) Tarihçi, hukukçu şair, devlet adamı.

Ahmet Cevdet Paşa

Ahmet Cevdet, 1823 yılında bugün Bulgaristan sınırları içerisinde kalan Lofça kasabasında dünyaya gelmiştir. Asıl adı Ahmet’tir kendisine Cevdet mahlası İstanbul’da öğrenim gördüğü sırada şair Süleyman Fehmi Efendi tarafından verilmiştir. Köklü bir aileye mensup olan Ahmet Cevdet’in babası Lofça’nın ileri gelenlerinden Hacı İsmail Ağa, annesi ise Lofçalı Topuzoğlu ailesinden Ayşe Sümbül Hanım’dır. İlk eğitimine ailesinin desteği ve teşviği sayesinde Lofça müftüsü Hafız Ömer Efendi’den Arapça öğrenerek başlamıştır. Ardından kadı naibi Hacı Eşref Efendi ve müftü Hafız Mehmed Efendi’den de çeşitli dersler almıştır. 1839 yılında (On yedi yaşındayken) dedesi Hacı Ali Efendi tarafından eğitimini devam ettirmesi için İstanbul’a gönderilmiştir. İstanbul’da devrin önemli alimlerinden olan Hafız Seyyid Efendi, Doyranlı Mehmed Efendi, Vidinli Mustafa Efendi, Kara Halil Efendi ve Birgivi Hoca Şakir Efendi’den dersler almıştır. Bu dini temelli eğitime ek olarak Miralay Nuri Bey ve Müneccimbaşı Osman Sabit Efendi’den hesap, cebir, hendese (geometri) dersleri de almıştır. Aynı zamanda Mehmet Murat Efendi’den ve Şair Süleyman Fehmi Efendi’den Farsça dersleri de almıştır.

1843 yılında Hamidiye Medresesi için yapılan sınavlara girmiş ve sağladığı başarının ardından maaşa bağlanmış ve bir sene sonra Rumeli Kazaskerliğine bağlı Premedi Kazası (Bugün Arnavutluk’un Ergiri ilinde bulunan bir şehirdir) kadısı olarak görev yapmaya başlamıştır. 1845 yılına gelindiğinde İstanbul müderrisliği ruûsunu almıştır. (Ruûs Kalemi: Devlet memuriyetine girenlerin kayıtlarının tutulduğu yerdir) 1848 yılında Sadrazam Reşit Paşa’nın bir talimatını bildirmek için Keçeçizade Fuad Paşa’nın yanında gönderilmiştir.  1849’da hareket-i hâriç rütbesini almıştır. 1850’de Meclis-i Maârif-i Umûmiyye azalığı ve Darülmuallimin (1848-1924 yılları arasında faaliyet gösteren erkek öğretmen okulları) müdürlüğüne atanmıştır.  Fuad Efendi ile birlikte Bursa’ya gittiği sırada Kavâid-i Osmâniyye adlı kitabı ve Şirket-i Hayriyye’nin kuruluş nizamnamesini hazırlamıştır. İstanbul’a döndükten sonra 1851 yılında Encümen-i Daniş üyeliğine seçilmiştir. Kavâid-i Osmâniyye adlı eserini yeniden kaleme almış ve devrin padişahı olan Abdülmecid’e encümenin ilk eseri olarak sunmuştur. Çalışması sayesinde encümendeki derecesi “Hareket-i Altmışlı” ya yükseltilmiştir. 1853’te kendisine verilen bir mazbata ile 1774-1826 yıllarını kapsayan bir Osmanlı tarihini yazması için görevlendirilmiştir ve bir sene sonra eserini üç cilt olarak tamamlayarak padişaha takdim etmiştir. Bu eserini takdim etmesinin ardından kendisine “Mûsile-i Süleymâniyye” (Süleymaniye Medresesi’nin ilk derecesi) derecesi verilmiştir. 1855 yılında on sene boyunca görev olarak sürdüreceği Vak’anüvislik görevine getirilmiştir. 9 Ocak1856’da Galata kadılığına getirilerek ilmiye sahasında da ilerlemiştir. 9 Aralık 1856’da Mekke-i Mükerreme kadılığı, 21 Ocak 1861’de ise İstanbul kadılığı payelerini almıştır. 1861’in Mayıs ayında Rumeli teftişine çıkan Sadrazam Kıbrıslı Mehmet Paşa’ya refakat etmiş ve kısa bir süre sonra İşkodra’da (Arnavutluk’un kuzeybatısındaki tarihi bir şehir) patlak veren isyanı bastırması için “me’mûriyyet-i fevkalâde” ile görevlendirilmiştir. Görevini başarıyla tamamlamasının ardından 1863’te Bosna eyaletine teftiş görevi için hazırlıklar yaparken Haziran 1863’te Anadolu kazaskerliği payesine ulaşmıştır.  Bu görevinde gösterdiği başarı nedeniyle daha önce ilmiye sınıfından kimseye verilmemiş olan “nişan-ı Osmani” ile mükafatlandırılmıştır. Ahmet Cevdet’in şeyhülislamlık görevine getirilmesi düşünülmüşse de padişahın etrafında kendisinin aleyhinde yapılan propagandalar sebebiyle bu göreve atanamamıştır.

1866’da Halep valiliğine tayin edilmiştir ve burada iki yıl süreyle görev yapmıştır. Görevinin ardından 1868’de Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye başkanlığına getirilmiş ve bu divanın nezarete çevrilmesinin ardından Adliye nazırı olmuştur, burada kanun ve nizamnameler hazırlamıştır. Kendisi tarafından ortaya atılan Hanefi fıkhına dayalı bir kanun kitabının hazırlanması düşüncesinin ardından Babiali’de kurulan Mecelle-i Ahkam-ı Adliyye Cemiyeti’nin başına getirilmiş ve devrin önde gelen fıkıh alimleriyle Mecelle’nin ilk dört kitabını yayımlamıştır. Beşinci kitabın yazılması aşamasında başkanlıktan azledilmiş ve Bursa valiliğine tayin edilmiş ancak buradaki görevinden de alınmıştır. Cemiyetin başına Gerdankıran Ömer Hulusi Efendi getirilmiş, cemiyet tarafından çıkarılan altıncı kitap büyük eleştirilere maruz kaldığı için 1871’de tekrardan görevinin başına getirilmiştir. Mecelle’nin sekizinci kitabı hazırlandığı sırada Maraş valiliğine tayin edilmiş ancak kısa bir süre sonra tekrardan İstanbul’a dönmüştür. 1873’de Evkaf nazırı olmuş ve bu yılın ortalarına doğru Maarif nazırlığına getirilmiştir. Görevi sırasında bütün okul seviyeleri için ders programları hazırladı, yeni bir elifba cüzü bastırmıştır. Aynı zamanda Kavâid-i Türkiyye, Mi‘yâr-ı Sedâd ve Âdâb-ı Sedâd adlarını taşıyan okul kitaplarını yazmıştır. 1882’ye kadar çeşitli devlet kademelerinde görev almış ve 1882’de görevden ayrılarak üç buçuk yıl resmi görevlerden uzak kalmıştır. Bu aralıkta Kavâid-i Osmâniyye adlı eserine eklemeler yapmıştır. 1886’da altıncı defa Adliye nazırlığına getirilmiş ve kısa bir süre sonra Sadrazam Mehmet Kamil Paşa ile anlaşmazlık yaşadığı için görevinden ayrılmıştır. 1890’da II. Abdülhamid tarafından Meclis-i Ali’ye tayin edilmiştir. 26 Mayıs 1895’te Bebek’teki yalısında vefat etmiştir.

Ahmet Cevdet Paşa hayatının son anına kadar çeşitli alanlarda kendini geliştirmiş ve bu alanlarda eserler kaleme almıştır. Devlet yönetimi alanında aldığı görevler sayesinde bir devlet adamı kimliğine sahip olmasının yanında tarih, hukuk, düşünce, eğitim, sosyoloji gibi alanlarda da kendini göstermiş bir münevverdir.

Cevdet Paşa’da Medeniyet Tasavvuru

Cevdet Paşa’ya göre insanlar “medeniyet” düşüncesine yatkındır ve bu nedenle de toplumsal yaşamının vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu medeniyet tasavvurunun en üst kademesinde devlet ve saltanat mertebesi yer alır. Bu mertebede birbiri ile kavga edip tartışabilecek insan grupları belirli iş bölümleri ile çalışarak bir ahenk içerisinde yaşar. Daha düzenli ve organize şekilde çalışan insanlar sayesinde ilim ve sanayi gücü ilerler, bu da insanlara zaman ve konfor sağlanır. Bu raddeden sonra insanlar şahsi menfaatlerini düşünme eğilimine girebilir ancak devletin yönetiminde yer alan yöneticilerin dikkatli ve iyi yönetimleri ile devletin ilerlemesi ve halkın mutluluğu sağlanabilir.

Cevdet Paşa’nın görüşlerinde İbn Haldun’un izleri görülür ancak Cevdet Paşa iyi bir eğitim sonucunda medeniyetin doğabileceğini savunurken İbn Haldun eğitimin medeniyetin bir sonucu olduğunu savunması gibi noktalarda aralarında ayrım söz konusudur. Paşa’nın görüşüne göre insanları geliştirmek ve bilgilendirmek için eğitim şarttır ve bu nedenle çalışmalarında yeni eğitim kurumlarının açılması, ders kitapları hazırlanması ve Türkçe’nin bir bilim dili haline getirilmesi gibi noktalarda yoğunluk vermiştir.

Cevdet Paşa’nın medeniyet tasavvurunda medeni hayatın merkezi, ortaya çıktığı yer Asya’dır ve buradan Batı’ya Haçlı Seferleri’nin etkisiyle yayılmıştır. Yaşadığı dönem içerisinde Osmanlı’nın pozitif bilimler, teknik vs. gibi alanlarda Batı’nın gerisinde kaldığını kabul etmiş ancak tam anlamıyla batılılaşma yanlısı da olmamıştır. Ona göre Batı taklitçiliğinden ziyade Osmanlı’daki kurum ve müesseselerin Batı tarzında ıslah edilmesi gerektiğini savunmuştur.

Bir Tarihçi Olarak Cevdet Paşa

Yazdığı tarih içerikli eserlerinde eski vakanüvislerden farklı, yeni bir anlayışı tercih ettiği için klasik Osmanlı tarihçiliğine yeni bir bakış açısı getirmiştir. Bu yeni bakış açısı şu şekilde sıralanabilir:

  1. Kaynak eserleri topladıktan sonra, eserleri eleştirel gözle okuma,
  2. Olayların nasıl meydana geldiğini anlatmanın yanında olaya neyin neden olduğunu ve sonuçlarının nasıl olduğunu anlatma
  3. Küçük veya önemsiz görülen olaylar da hesaba katılarak tarihi olay muhakeme etme,
  4. Avrupa’yı iyi tanıma ve meydana gelen gelişmeleri iyi bir şekilde kavrayabilme.

Cevdet Paşa’nın Hukukçuluğu

Tanzimat Dönemi içerisinde önemli hukuki düzenlemeleri yapmıştır. Hazırlanan kanun ve kurulan müesseselerin önemli bir kısmında imzası bulunmaktadır. Komisyonuna başkanlık ettiği Arazi Kanunnamesi, Tapu Nizamnamesi, Tapu Senedatı Hakkında Talimat ve Mecelle vd. gibi kanun ve nizamnameleri ile Türk hukuk dilinin temellerini atmıştır.

Ahmet Cevdet Paşa’nın Eserleri

Ahmet Cevdet Paşa Eserleri

Tarih-i Cevdet: Eserde 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması ile 1826 Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasına kadarki dönem ele alınmıştır. On iki ciltten oluşan bu esere vakanüvis tarihleri sefaretnameler, özel tarihler, arşiv kayıtları, resmi tezkireler ve kendi hatıratları kaynaklık etmiştir. Eserde Avrupa tarihine de yer verilmiştir ve bu durum onun diğer vakanüvislerden ayrıldığı önemli bir noktadır. Otuz yılda tamamlanmıştır.

Tezakir: 1855-1865 yılları arasında sürdürdüğü vakanüvislik görevi sırasında kendisinin de içinde olduğu olaylara dair tuttuğu notlardan oluşturulmuş bir çeşit hatırattır. Eserde kırk tezkire yer almaktadır.

Ma’rûzat: 1839-1876 (Tanzimat Fermanı- Islahat Fermanı) yılları arasında meydana gelen olayların Sultan II. Abdülhamid’in emriyle kaleme alındığı eseridir. Eser, cüzdan denilen kısımlara ayrılmıştır ve beş cüzdan şeklinde kaleme alınmıştır.

Kısas-ı Enbiyâ ve Tevârîh-i Hulefâ: Ömrünün son dönemlerine doğru yazdığı bu eserde Hz. Adem’den başlayarak Hz. Muhammed’e kadar gelmiş peygamberlerin kıssaları, İslam dinin ortaya çıkışı gibi konuları kapsayan eğitim-öğretim gayesi gütmüştür. İlk altı cüz Cevdet Paşa sağlıklıyken basılmış, tam ve yanlışsız basımı ise 1915 yılında kızı Fatma Aliye Hanım tarafından gerçekleştirilmiştir. Eser, on iki cüz şeklide neşredilmiştir.

Kırım ve Kafkas Tarihçesi: İngiliz elçi Lord Stratford Canning’in isteğiyle Paris Konferansından önce yazılan ve Mustafa Reşid Paşa’ya sunulan Kafkasya tarihi, bölgenin etnografyasının anlatıldığı eserdir.

Tercüme-i Mukaddime-i İbn Haldûn: İbn Haldun tarafından yazılan el-‘İber adlıı Arapça eserinin Mukaddime şeklimde tanınan I. Cildinin altı faslının tercümesidir. Eserin tercümesinin ilk beş faslı I. Mahmud dönemi şeyhülislamlarından Pirizade Mehmed Sahib Efendi tarafından yapılmış, geriye kalan bir fasıl ise Cevdet Paşa tarafından tercüme edilmiştir.

 Belâgat-ı Osmâniyye: Klasik İslam’ın belagat anlayışına göre düzenlenmiş edebiyat kurallarını ve bunlarla alakalı olarak örneklerin yer aldığı eser, Mekteb-i Hukuk’ta okuttuğu edebiyat dersi notlarından oluşur.

Kavâid-i Osmâniyye: Türk dilinin Türkçe olarak yazılmış ilk gramer kitabıdır.

Dîvân-ı Sâib Şerhi’nin Tetimmesi: Süleyman Fehim Efendi tarafından şerh edilmeye başlanan ancak Süleyman Fehim Efendi’nin vefatı üzerine Cevdet Paşa tarafından tamamlanan İranlı şair Saib-i Tebrizi’nin divandır.

Mi‘yâr-ı Sedâd: Cevdet Paşa’nın oğlu Ali Sedad için yazdığı mantık kitabıdır. Eser Türkçe ilk mantık kitabıdır.

Âdâb-ı Sedâd fî ilmi’l-âdâb : Tartışma usul ve kurallarının anlatıldığı eserdir.

Beyânü’l-unvân: Daha bir öğrenciyken İslam ilimleri metodolojisine dair yazdığı Türkçe eseridir.

Takvîmü’l-edvâr: Şemsî-hicrî tarih esaslarının anlatıldığı bir eserdir.

Ḫulâṣatü’l-beyân fî teʾlîfi’l-Ḳurʾân: Kur’an’ın cem‘ini anlatan Arapça bir eserdir.

Mecmûa-i Aliye: Kızı Fatma Aliye Hanım’a okuttuğu hikmet, felsefe, ilm-i ruh, matematik, geometri, astronomi ve çeşitli İslâmî ilimlere dair dersleri topladığı eseridir.

Ma‘lûmât-ı Nâfia: Rüştiye mekteplerinde okutulmak üzere yazdığı bir eseridir.

Medhal-i Kavâid: İlkokul talebelerini Kavâid-i Osmâniyye’ye hazırlamak üzere yazılmıştır.

Kavâid-i Türkiyye, Mecmûa-i Ahmed Cevdet, Eser-i Ahd-i Hamîdî ve Hilye-i Saâdet diğer eserleridir.

Hazırlayan: 

Kader Kayhan, Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.

Kaynakça:

  • Akman, Z. (2019). Ahmet Cevdet Paşa Hayatı, Tarihçiliği ve Hz. Peygamber Tasavvuru. Karadeniz Uluslararası Bilimsel Dergi, (43), 229-242.
  • Ceylan, Ç. (2019). Osmanlı modernleşme sürecinde Ahmet Cevdet Paşa’nın yönetim anlayışı (Doctoral dissertation, Sakarya Universitesi (Turkey).
  • Yusuf Halaçoğlu, Mehmet Akif Aydın, “Cevdet Paşa”, TDV İslam Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/cevdet-pasa (13.03.2024)

Benzer İçerikler:

İlginizi Çekebilir:
Kapalı
Başa dön tuşu