Adem Kasidesi – Âkif Paşa
Adem Kasidesi – Âkif Paşa
Adem Kasidesi, Âkif Paşa’nın şiiri. Adem (yokluk, hiçlik) kavramı çevresinde gelişen şiirde; yaşamdan bıkkınlık, karamsarlık, koşullardan yakınma, birey/ acı gibi temler var oluş üzerinde düşünmeye, başkaldırıya dönüşerek felsefî boyutlarda işlenir.
Tanpınar’a göre Âkif Paşa, edebiyatımızda ancak vahdet-i vücut sistemlerinin diyalektik bir öğesi olarak kullanılan adem kavramını birdenbire varlığın karşısına dikerek, onun üzerine yüklenerek ayrımında olmadan bütün bir sistemin dışına çıkar. Gerek şairi, gerek toplumsal koşullar ve gerekse dönemi için psikolojik bir belge sayılar Adem Kasidesi, tek bir kavramın konu alınması şiire bireysel ruh darlığının egemen olması açısından klasik edebiyattan ayrılır.
1840-1842 yılları arasında yazıldığı sanılan kaside 69 beyittir. Getirdiği içerikle, döneminden başlayarak yeni şiirin ilk örneklerinden sayılmış Gibb, History of Ottoman Poetry adlı yapıtında Adem Kasidesi’ni Bedbinlerin Marsaillaise’i olarak nitelemiştir. Oysa Âkif Paşa’nın tavrı dışında, şiirin dili, imge düzeni, kafiyeye bağlı olarak gelişmesi, giderek “skolastik bilginin hayallerde oynadığı rol”, eski şiirin estetiğine “sıkı sıkıya bağlıdır.”
Adem Kasidesi’nden seçmeler:
Cân verir âdeme endişe-i sahbâ-yı adem
Cevher-i can mı aceb cevher-i minâ-yı ademÇeşm-i imân ile baktıkça vücûd-i ademe
Sahn-i cennet görünür âdeme sahrâ-yı ademYok dedikçe var olur yok mu garabet bunda
Nâm-ı hesti mi nedir hall-i muamma-yı ademHerkese bâr-ı belâ kendisinin varlığıdır
Gam u âlâmdan âzade berâyâ-yı ademSarf edip varını aklın var ise yoğ ol
Rahat istersen eğer eyle temennâ-yı ademÖyle bimâr-ı gamım sahn-ı fenâda gûyâ
Yaptı enkâz-ı elemden beni bennâ-yı ademÖyle diltengi-i hesti ile rencûrum kim
Hûn olur nâlelerimden dil-i ferdâ-yı ademMahv-ı hâk-i reh-i şâhinşeh-i kevneynim ben
Ne tevellâ-yı vücûd ü ne teberrâ-yı adem
Kaynakça:
A.H. Tanpınar, XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi, s. 62; Mehmet Kaplan, Şiir Tahlilleri, c. 1.