Âşık Kolları
ÂŞIK KOLLARI
Âşık kolu: Alanın uzmanlarından Doğan Kaya tarafından; “Çıraklık geleneği içinde, birbiri ardınca yetişen âşıklar tarafından, odak hüviyetindeki usta âşığa bağlılık duyarak, ona ait üslup, dil, ayak, ezgi, konu, hatıralar ve hikâyelerin devam ettirildiği mektep” (Kaya 2007: 92) diye tanımlanmaktadır.
Âşık kolunun en önemli vasfı usta-çırak ilişkisi arasındaki bağın devamını göstermesidir. Böylece hem eski ustalar hatırlanmakta, hem de onun hatıraları çırakları tarafından yaşatılmaktadır.
Âşık kolu kavramı ilk defa Eflatun Cem Güney tarafından ortaya atılmıştır.
Anadolu’da XIX. yüzyıldan bu yana görülmekte olan âşık koluna, Azerbaycan Türkleri arasında “mektep” denilmektedir: Gence Mektebi, Bakı Mektebi, Göyçe Mektebi vb.
Âşık kolunun oluşabilmesi için bazı ölçütler vardır:
1. Odak hüviyetindeki usta âşığın dil ve üslubu
2. Şiirlerinde işlediği konular
3. Usta âşığın başında geçen ve hafızalardan silinmeyecek izler bırakan çeşitli olaylar
4. Usta âşığın karşılaşmaları
5. Usta âşığın tasnif ettiği hikâyeler
6. Usta âşığın kendisine ait ezgiler
7. Usta âşığa ait ayaklar (Kaya 2007: 93).
Türkiye’de âşık kolu olarak bilinen kollardan bugüne kadar tespit edilenler aşağıdadır:
Kaynakça: Prof. Dr. Ali Berat ALPTEKİN, Türk Halk Şiiri