Sanat ve İnsan
Sanat ve İnsan
Öz sanat artık bir şeye yaramıyor deme; yaşamağa yarıyor, diyen Georges Duhamel şunları ekliyor : «İşte bir manzaranın ortasındasın. Gözünün derinliğinde bir hayal var. Bu hayali kabul edişin, yorumlayışm kişiliğinin damgasını taşıdığı gibi, farkında olmadan yardımına çağırdığın bir çok başka kişilerin de damgasını taşıyor.
Kıtamızın ressamları o perspektiv denilen şeyi icat ettikleri gün, Asyai görüşümüzü de uzun zaman için değiştirmiş, düzenlemiş oldular. Şunu da kabul etki empressionizm’in hüküm sürdüğü gündenberi, bu dünyanın renklerini yepyeni bir tarzda anlıyor, kavrıyoruz.
Her şeyi ritim, ses, sayı ve ahenk olan bir evrende yaşıyorsun: insan sesleri, büyük tabiat gürültüleri, cemiyetin sun’î uğultuları, seni titrek, karmakarışık bir ağla her yandan sarıyor ve sen durmadan bunu çözmek, ifade etmek zorunda kalıyorsun. İyi ama, bu şeylerle uğraşmış olan büyük adamların tasiri altında kalarak bunu yapıyorsun. Öyle hareketler, öyle ahenkler, öyle ritimler var ki musikiciler sana onların sırrını açtıkları, cazibesini duyurabildikleri gündenberi onları anlıyorsun.
Her şey için böyledir bu. Çevrende yepyeni’bir şey bulursan, iki varlık arasında dikkate değer bir münasebet, iki fikir arasında tuhaf bir bağıntı farkedersen, bunu ancak şairin sanat vasıtalariyle belirtmeğe ve güzel bir şekilde ifade etmeğe muvaffak olabileceksin; kelimelerini ve hayallerini kendin icadetmez-sen, onları farkında olmadan Hugo’dan, Baudelaire’den, yahut da bütün insanların konuştuğu dili hazırlayan o bilinmeyen sanatçılardan alacaksın.
İnsan tek başına düşünmez. Onun için, geniş bir insanlık ağına düşmüş bir tutsak olmağı ‘kabul et. Bu ağdan, yanılmadan, zararlı çıkmadan kendini kurtaramazsın. Gönül rızasiyle, büyük insanların dostu ve yoldaşı ol.