Yapılarına Göre Bağlaçlar
Yapılarına Göre Bağlaçlar: Türleri, Özellikleri, Örnekleri
Bağlaçların pek çoğu Farsçadan, Arapçadan dilimize geçmiştir. Türkçe bağlaçlar pek azdır. Öteki kelime sınıflarında olduğu gibi bağlaçlar da genellikle tek kelime halindedir. Bu kelimeler yalın ya da bileşik olabilir. Gerçek bağlaçlar bunlardır. Son zamanlarda, yabancı bağlaçların yerine bazı, iki ya da daha çok kelimeden kurulan bağlaç birlikleri kullanılmaktadır.
Yapıları bakımından bağlaçlar şu bölümler içinde toplanabilir:
1. Tek kelime halindeki bağlaçlar:
a. Basit (yalın) olanlar.
b. Bileşik (birleşik) olanlar.
2. Birlik halinde kullanılan bağlaçlar.
1. Tek kelime halindeki bağlaçlar:
a. Basit (Yalın) Bağlaçlar:
Yalın bağlaçların birkaç tanesi dışında ötekileri yalnızca bağlaç olarak kullanılırlar: Şayet, lâkin, ilâ, keza, vakıa, imdi, yani, meğer, madem, nitekim, eğer, ama, bile, ile, de vb.
“ile” kelimesi bağlaç olarak kullanıldığı gibi edat olarak da kullanılır.
- “Gelmesi ile gitmesi bir oldu” (bağlaç),
- “Onun gelmesi ile işler daha da karıştı” (edat).
Bununla birlikte diğer kelime sınıflarından kaymış olan şu kelimeler de bağlaç olarak kullanılır.
» yalnız : Çoğunlukla zarf ya da sıfat olarak kullanılır.
- “Ali yalnız gezer” (zarf),
- “Yalnız çocuklarda birtakım ruhsal aksaklıklar görülüyor” (sıfat),
- “Giderim, yalnız unutma ki bir daha gelmem” (bağlaç).
» ancak : Çoğunlukla zarf olarak kullanılır.
- “Bu kalem ancak beş lira eder.” (zarf),
- “Bu işe başlıyorum ancak bugün bitiremem.” (bağlaç)
» hoş : Genellikle sıfat olarak kullanılır.
- “Hoş bir tadı var.” (sıfat),
- “Geldi. Hoş gelmese de olurdu ya.” (bağlaç)
» demek : “de-” fiilinin mastarı olan bu kelime de bağlaç olarak kullanılır.
- “Demek sizinle olan dostluğumuz böylece son buluyor.”
» anlaşılan : “anlaşıl-” fiilinin geniş zaman ortacı olan bu kelime de öyledir.
- “Anlaşılan sizinle anlaşmamız güç olacak.”
» açıkçası, kısacası: Üçüncü şahıs iyelik eki almış bu kelimeler de bağlaç görevinde kullanılır.
- “Açıkçası sizinle birlikte çalışmak istemiyorum.”,
- “Kısacası orayı ilk gördüğümde beğenmemiştim.” gibi.
b. Bileşik (Birleşik) Bağlaçlar:
İki bağlacın, bir zarf ile bir bağlacın ya da kısa cümlelerin; anlam kayması, ses kayması veya kelime sınıfı kayması yoluyla kaynaşıp kalıplaşmasından meydana gelen bazı kelimeler de bağlaç olarak kullanılır. Meğerki, mademki, veyahut, veya, çünkü, halbuki, sanki, oysa, öyleyse, neyse, yoksa, kimbilir vb.
- halbuki (hal + bu + ki) : “Halbuki biz seninle bir arada büyüdük.”
- sanki (san + ki) : “Sanki seninle çoktan beri görüşmemiş gibiyim.”
- oysa (o ise): “Oysa Ali akşamları işinden yorgun dönerdi.”
- öyleyse (öyle + ise): “Çarşıya gidelim diyorsun; öyleyse biraz erken gel.”
- neyse (ne + ise) : “Otobüs geldi. Neyse çok fazla gecikmiş sayılmam.”
- yoksa (yok + ise) : “Niye gelmedin; yoksa işin mi çıktı?”
- kimbilir (kim + bil-ir) : “Göğsündeki şampiyonluk madalyası onu kimbilir ne kadar değiştirmiş olacaktı.” gibi.
2. Birlik Halinde Kullanılan Bağlaçlar:
İki ya da daha çok kelimeden kurulan kimi kalıplaşmış birlikler de bağlaç olarak kullanılır.
1. Birlikte, yan yana kullanılarak anlamları kuvvetlendirilmiş bağlaçlar:
- ya da, hem de, yahut da vb.
2. “ki” bağlacı ile kurulan bağlaç birlikleri:
a. “ki” bağlacı, bağlaçlık görevi zayıflayan bağlaçlardan sonra kullanılarak bunlarla bir bağlaç birliği meydana getirir:
- demek ki vb.
b. “ki” bağlacı ile kalıplaşan kimi zarflar da bağlaç olarak kullanılır:
- öyle ki, şöyle ki vb.
c. “ki” bağlacının bazı çekimli fiillerle kurduğu birlikler de bağlaç olarak kullanılır:
- farzet ki : “Farzet ki seninle yeni tanıştık.”
- kaldı ki : “Kaldı ki sen benim en yakın arkadaşımsın.”
- yeter ki : “Mal çok; yeter ki müşteri çıksın.”
- tut ki : “Tut ki geldim, ne değişir?”
ç. “ki” bağlacı ile sonuçlanan kimi kalıplaşmış kısa cümleler de bağlaç görevinde kullanılır:
- değil mi ki : “Değil mi ki sen gelmedin, hiç kimseyi istemem.”
- nedir ki : “Büyükler öğüt verir, nedir ki çocuklar onların sözünü pek dinlemez.”
- nerde kaldı ki : “Ali o işi kendisi bilmez nerde kaldı ki başkasına öğretsin.”
- şu var ki : “Şu var ki bu hareketler hızlandıkça memleketteki tedirginlik de arttı.”
- ne var ki : “Bolu dağında karayolları ekipleri devamlı çalışmaktadır ; ne var ki aradan yarım saat geçmeden kar yolu tekrar kapamaktadır.”
- demek oluyor ki: “Demek oluyor ki, artık buraya hiç gelemeyeceksiniz.”
3. “ise” bağlacı ile sonuçlanan kimi kalıplaşmış kısa cümleler de bağlaç görevinde kullanılır:
- hiç değilse : “Kalmaya gelmiyorsun hiç değilse oturmaya gel.”
- hiç olmazsa : “O gelmedi hiç olmazsa sen gel.”
4. Tamlama halindeki bağlaçlar:
- sözün kısası : “Sözün kısası sizinle artık görüşmeyeceğim.” (isim tamlaması)
- şu halde : “Şu halde bana da yapacak başka bir şey kalmıyor.” (sıfat tam.)
- o halde : “O halde aynayı sen kırdın diyemezsin.” (sıfat tam.)
- aksi halde : “Otur çalış, aksi hale seni gezmeye götürmeyeceğim.” (sıfat tam.)
- aksi takdirde : “Erken yat aksi takdirde yarın erken kalkamazsın.” (sıfat tam.)1
- buna göre : “Buna göre antlaşmanın yeniden ele alınması gerekiyor.” (edat tamlaması)
- görünüşe göre: “Görünüşe göre yaptığınız iş doğru olmamış.” (edat tam.)
- bundan başka: “Beni çağırdı bundan başka seni de getirmemi istedi.” (edat tam.)
- her ne kadar : “Her ne kadar onunla ilgilenmiyorsam da babasıyle ilgimi muhafaza ediyordum.” (edat tam.)
“bununla beraber”, “bununla birlikte” gibi bazı edat tümleci alarak kalıplaşmış kelimeler de bağlaç olarak kullanılır.
- “O güzel değildir, bununla beraber çevresi tarafından beğenilir.”
- “İşim çok, bununla birlikte bu günü beraber geçirebiliriz.” örneklerinde olduğu gibi.
5. Kimi kalıplaşmış kısa cümleler de bağlaç görevindedir:
- ne bileyim : “Ne bileyim gönlüm de öyle olmasını diliyordu.”
- gel gelelim : “O kadar açıklıyorum, gel gelelim anlamıyorsun.”
- zorla değil ya : “Vallahi inanmam, zorla değil ya inanmam.”
- ne de olsa : “Ne de olsa görülmesi gerekli bir yerdi.”
6. Kimi kelimeler de eş görevli öğeler arasında tekrarlanarak bağlaç görevinde kullanılır:
- ne … ne : “Ne biri ne öbürü, babaları hakkında tek kelime söylemiyordu.”
- hem … hem : “Bu para hem sana hem bana yeter.”, “Hem ağlarım hem giderim.”
- ha … ha : “Ha gelmiş ha gelmemiş benim için fark etmez.”
- gerek … gerek : “Bu iş gerek seni gerek onu çok ilgilendirir.”
- ama … ama: “Ama bugün ama yarın mutlaka gelir.”
- ister … ister : “İster gelsin ister gelmesin ben karışmam.”
- ya … ya : “Ya gelinir ya gelinmez.”
- da … da : “Ben de çalıştım o da.”
- kâh … kâh : “Kâh gülerek kâh susarak ilerliyorduk.”
- belki … belki : “Belki ben belki annem mutlaka geliriz.”
Tekrarlı bağlaçlardan zarfların tekrarıyla kurulanlar zarflık özelliği taşımakla birlikte, eş görevli kelimeler ya da cümleler arasında bağlantı kurdukları için bağlaç olarak kabul edilir.
Kaynak: Oya Kaynak, TDK (Türk Dil Kurumu).
Ayrıca bakınız ⇒