Tanzimat Dönemi Edebi Metinler
Tanzimat Dönemi Edebi Metinler
Tanzimat Edebiyatı Olay Çevresinde Gelişen Anlatmaya ve Göstermeye Bağlı Edebî Metinler (Roman-Hikâye-Tiyatro)
A) ANLATMAYA BAĞLI METİNLER (ROMAN- HİKAYE)
Tanzimat dönemi öncesi Türk Edebiyatı’nda hikaye ve roman türleri yoktu. Olay kaynaklı tür olarak mesneviler kullanılmıştır. Bunların da teknik olarak hikaye ve romana benzediği söylenemezdi. Bu metinlerde tekrarlanan konular söz ustalığını göstermek için işlenirdi.
Tanzimat, nesir alanında bir çığır açmış, onu şiirden daha etkili bir hale getirmiştir. Süsten, özentiden uzak, halkın okuması, bilgilenmesi amacıyla eserler ortaya koyulmuştur.
Türk Edebiyatı‘nda roman çevirilerle başlamıştır. Bu alanda ilk eser Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon adlı Fransız yazardan çevirdiği Telemak adlı romandır. Bir çok teknik kusurlarla dolu olan bu eserin kahramanlarının yabancı olmasına rağmen büyük ilgi gördü.
Konusuyla, kahramanlarıyla ilk Türk romanı ise Şemseddin Sami‘nin yazdığı Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat (Talat ve Fitnat’ın Aşkları) adlı bir aşk romanıdır. Bu da roman tekniği bakımından bir çok kusurlarla dolu basit bir romandır.
Edebi sayılabilecek ilk roman Namık Kemal‘in İntibah adlı romanıdır.
Sonuç olarak:
- İlk çeviri roman Yusuf Kamil Paşa’nın Fenelon’dan çevirdiği Telemak’tır.
- İlk yerli romanımız Şemseddin Sami’nin yazdığı “Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat”tır.
- İlk edebi romanımız Namık Kemal’in yazdığı “İntibah”tır.
- İlk tarihi romanımız Namık Kemal’in yazdığı “Cezmi“dir.
- İlk köy romanımız Nabizade Nazım’ın yazdığı “Karabibik”tir.
- Konular genellikle günlük yaşamdan ya da tarihten alınmıştır. Kölelik ve cariyelik, yanlış Batılılaşma gibi konulara yer verilmiştir.
- Yazarlar, kişiliklerini eserlerine yansıtmışlardır.
- Romanlar teknik bakımdan oldukça zayıftır. Yer yer olayların akışı kesilerek okuyucuya bilgiler verilmiştir, uzun uzun tasvirler yapılmış, tesadüflere sıkça yer verilmiştir.
- Kahramanlar tek yönlüdür; hep iyi ya da hep kötü.
- 1.dönemde romanın amacı halkı eğitmek iken 2.dönemde amaç sanattır.
- 1.dönem “Romantizm“in, 2.dönem “Realizm“in etkisinde kalmıştır.
Hikaye alanında ise yine ilk eserler Tanzimat döneminde verilmiştir. Daha önce halk hikayeleri olsa da bunlar belli konuların dışına çıkmaz ve masal karakteri gösterirdi. Özellikle Ahmet Mithat, halk hikayeleri ile batı tekniğini birleştirdi. Letaf-i Rivayat adlı hikaye serisi ile halk hikayelerini modernleştirmeye çalıştı. Bu hikayeler bu alandaki ilk Batılı eserlerdir.
Ancak modern anlamda ilk hikayecilik Samipaşazade Sezai‘nin Küçük Şeyler adlı eseriyle başlar. İlk hikaye kitabımız, Ahmet Mithat Efendi’nin ” Letaif-i Rivayat” adlı eseridir.
B) GÖSTERMEYE BAĞLI EDEBİ METİNLER (TİYATRO)
Tanzimat dönemine gelinceye kadar edebiyatımızda Batılı anlamda sahne tiyatrosu görülmez; ancak halk arasında Karagöz ile Hacivat, orta oyunu, meddah gibi geleneksel halk tiyatrosu vardır:
Karagöz gölge oyunudur. Değişik söz oyunlarıyla yanlış anlaşılan sözlerle güldürü unsuru sağlanır. Eğlendirme amacı taşır. Karagöz adlı cahil biriyle Hacivat adlı bilgili geçinen biri arasındaki atışmalarla sürer gider.
Ortaoyunu ise şehir meydanlarında ya da kendileri için hazırlanan yerlerde Pişekâr, Kavuklu, Zenne gibi sabit tiplerle oynanan güldürü amaçlı seyirlik oyundur.
Meddah tek kişilik bir oyundur. Yüksekçe bir yere çıkan meddah, değişik şivelerle konuşarak anlattığı bir olayla güldürü oluşturur.
Bu oyunlar belli bir metne dayanmayan, oyuncuların oyun esnasında konuşmalarıyla oluşan doğaçlama oyunlardır. Eğitici bir amaç taşımaz.
Tanzimat tiyatrosu ile tiyatro bir okul sayılmış, halkın eğitilmesinde bir araç sayılmıştır. Bunlarda sosyal eğitim ön plandadır. Toplumda görülen aksaklıklara doğrudan doğruya dokunmak veya tarihin ibret verici olaylarını ele alıp onlardan ahlaki sonuçlar çıkarmak amaçlanmıştır.
Tanzimat tiyatrosunda dil ve üslup konuşma diline ve üslubuna çok yaklaşmıştır. Fakat ikinci dönem Tanzimatçılarda bilhassa Abdülhak Hamit‘in eserlerinde doğallığını gittikçe kaybetmiş, süslü, yapmacıklı bir hale gelmiştir.
Tanzimat döneminin yayınlanan ilk tiyatro eseri Şinasi‘nin Şair Evlenmesi adlı tek perdelik komedisidir.
Tiyatro alanında eğitici eserler ise Namık Kemal tarafından verilmiştir. Sahneye konulan ilk tiyatro eseri Vatan yahut Silistre Namık Kemal’e aittir.
Ahmet Vefik Paşa bu dönemde tiyatro çalışmalarıyla tanınmış başka bir isimdir. Bursa’da bir tiyatro yaptırmış, burada tercüme ettiği eserleri sahnelettirmiş, halkı tiyatroya gitme konusunda yönlendirmiştir. Moliere’in hemen hemen bütün eserlerini çevirmiştir.
Sonuç olarak:
- İlk ciddi tiyatro 1867’de Güllü Agop’un idare ettiği Osmanlı Tiyatrosu’dur.
- İlk Türk piyesi küçük bir dram olan”Hikaye-i İbrahim Paşa ve İbrahim Gülşeni”dir.
- Batılı anlamdaki ilk tiyatro Şinasi’nin yazdığı “Şair Evlenmesi’ adlı töre komedisidir.
- Sahnelenen ilk tiyatromuz ise Namık Kemal’in yazdığı “Vatan Yahut Silistre‘dir.
- Tiyatro, halkı eğitmek amacından dolayı daha çok okunmak için yazılmıştır.
- 1.dönem tiyatrolarının dili 2. döneme göre daha anlaşılır bir niteliktedir.
TANZİMAT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI (1860 – 1896)
- Tanzimat Dönemi Edebiyatının Oluşumu
- Yenileşme Dönemi – Tanzimat Edebiyatı Hazırlık
- Tanzimat Dönemi Edebiyatı
- Tanzimat I. ve II. Dönem Edebiyatının Genel Özellikleri
- Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı Genel Özellikleri
- Tanzimat Yazarları, Şairleri ve Eserleri
- Tanzimat Edebiyatı Sanatçılarının Özellikleri
- Tanzimat Dönemi Öğretici Metinler ve Özellikleri
- Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatında Şiir ve Özellikleri
- Tanzimat Dönemi Edebiyatında Çeviri
- Tanzimat Dönemi Edebiyatında Hikâye ve Roman
- Tanzimat Dönemi Romanları
- Tanzimat Dönemi Türk Tiyatrosu
- Tanzimat Dönemi Tiyatrosu ve Temsilcileri
- Tanzimat Döneminde Mektup
- Tanzimat Dönemi Gazete ve Gazetecilik
- Tanzimat Dönemi Edebi Metinler
- Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı İlkleri
- Tanzimat Edebiyatı İle Servet-i Fünun Edebiyatının Karşılaştırılması
- Batılılaşma Hareketleri: Tanzimat’ın Getirdiği Yenilikler
- Türk Edebiyatında Akımlar