Sesteşlik, Eşseslilik, Sesteş Nedir?
Sesteşlik, Eşseslilik, Sesteş Nedir? Örnekleri, Özellikleri
Eş Sesli (Sesteş) Sözcükler:
Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan sözcüklere eş sesli (sesteş) sözcükler denir.
Eş sesli sözcüklere özellikle atasözlerinde, deyimlerde ve cinaslı mânilerde rastlanır.
Türkçede kullanılan; taş, at, kurt, geç, saz, yol, serin, yağ, in, dal, gül, uç, dik, iç, an, kız, yağ, kaz, dolu, çay, kara, yaş, kaç, kan, bağ, kazan, asma, al, güldür, yan, var, yazma, koru, sık, bin, kat, ay, öğüt, sal, yaz, yüz, dil vb. pek çok sözcük eş seslilere örnek olarak gösterilebilir.
- “Köyün içinden geçen çay, yazları kuruyordu.”
- “Bir bardak çay içince tüm yorgunluğunu unuttu.”
Birinci cümledeki “çay” sözcüğü “akarsu” anlamını taşımaktadır. İkinci cümledeki “çay” ise “çeşitli bitkilerin yapraklarının demlenmesiyle elde edilen içecek” anlamındadır. Dolayısıyla “çay” sözcükleri sesteştir.
- “Bu çiçekleri size ben getirdim.”
- “Yüzünde küçük bir ben vardı.”
cümlelerindeki “ben” sözcükleri sesteştir. “Ben” sözcüğü birinci cümlede “I. tekil kişi zamiri”, ikinci cümlede “siyah nokta” anlamındadır.
Dikkat!
Bir sözcüğün sesteş olabilmesi için her iki anlamının da temel anlam olması gerekir. Bir yerde gerçek, diğer yerde mecaz anlamıyla kullanılan sözcük sesteş kabul edilmez.
Örneğin “yüz” sözcüğünü ele alalım.
- “Masanın yüzü çok kirlenmiş.” cümlesinde “yüz” sözcüğü “yan, taraf” anlamında kullanılmıştır.
- “Bu yüz bana tanıdık geliyor.” cümlesinde “kişi”,
- “Ne yüz ile geliyorsun ki bana?” cümlesinde “utanma, sıkılma”
anlamında kullanılmıştır.
Bu örnekler, “yüz” sözcüğünün diğer anlamlarıdır. Dolayısıyla bu sözcükler kendi aralarında sesteş olarak kullanılamaz. Ancak;
“Sabahleyin yüzünü yıkamasını yüz kere söyledim.” cümlesindeki “yüz” sözcükleri sesteştir. Çünkü birincisi “çehre, surat”, ikincisi “sayı” anlamındadır ve gerçek/temel anlamlarıyla kullanılmışlardır.
Sesteş sözcüklerle “Cinas” sanatı oluşturulur:
- “Bülbül güle âşıkmış, sanki bundan güle ne
Hep sevenler ağlarmış, rast gelmedim gülene.”
Birinci dizedeki “güle ne” ile ikinci dizedeki “gülene” sözleri cinas oluşturmuştur.
Örnekler:
- “Ey kimsesizler el veriniz kimsesizlere
Onlardır ancak el verecek kimse sizlere “ - “Söylerken o sözleri kızardı
Hem hazzeder âh hem kızardı “ - “Kısmetindir gezdiren yer yer seni
Arşa çıksa akıbet yer yer seni ” ÖYS - “Bir güzel şûha dedim ki iki gözün sürmelidir
Dedi vallahi seni Hind’e kadar sürmelidir “ - “Her nefeste işledim ben bir günâh
Bir günâh için demedim bir gün âh “ - “Yanalı
Haylice vakit oldu
Ben bu yerde yanalı
Binme nâmert atına
Ya mıhı düşer ya nalı “ - “Eyleme vaktini zâyi / Deme kış yaz oku yaz “
- “Hak muvaffak etmesin
Dünyada asılsızı
Asılsızlar getirir
Gönüle asıl sızı.”