Vecihi Timuroğlu kimdir? Hayatı, Eserleri
Vecihi Timuroğlu kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri
Sadık Vecihi Timuroğlu (d. 29 Ekim 1927, Kangal/Sivas – ö. 23 Ekim 2014, Kazan/Ankara) Yazar, şair, araştırmacı.
1927 yılında Körpınar köyü’nde (Sivas-Kangal) doğdu. Yükseköğrenimini Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde tamamladı. Ankara’da lise öğretmenliği yaptı.
Yücel, Türkçe, Yeni Edebiyat, Özün, Sesimiz, Oluşum, Türkiye Yazıları, uzun süre sanat sayfasını yönettiği Barış, Cumhuriyet, Türk dili, Bilim ve Sanat, Yeditepe, Varlık Yazko-Edebiyat, 2000’e Doğru dergi ve gazetelerinde yazdı.
Şiirlerinde çağdaş acıların yarattığı duyarlıklar, doğunun türkü ve deyişlerinden özümsenmiş zenginliklerle kaynaşmış görünür. Ahmet Kutsi Tecer, Ceyhun Atuf Kansu vb. edebiyat değerleri üzerine incelemeler yaptı.
Vecihi Timuroğlu’nun Eserleri
Düz yazı kitapları
- Göz Göz Olmak (Denemeler, 1976)
- Minnacık Kadın (Hikayeler, 1984)
- İslamın Akla Bakışı Üzerine Bir Deneme (Deneme, 1996)
- İnançları Uğruna Öldürülenler (Biyografiler, 1991)
Derlemeleri
- Ahmet Kutsi Tecer – Kişiliği, Sanat Anlayışı ve Tüm Şiirleri (Derleme, 1980)
- Atatürk Şiirleri Antolojisi (Derleme, 1981)
- Kurtuluş Savaşçısı Atatürk (Derleme, 1981)
- Atatürk ve Kuvay-i Milliye Şiirleri (Derleme, 1988)
- Cahit Külebi (Hırçın ve Lirik) – Yazınımızdan Portreler (Derleme, 1991)
- Ceyhun Atuf Kansu – Bütün Şiirleri (Derleme, 1991)
- Dersim Tarihi (Derleme, 1991)
- Dursun Akçam’ı Anmak (Derleme, 2004)
Şiir kitapları
- Bura Yemendir (Şiir, 1978)
- Tut Beni Sevda Çağırır (Şiir, 1980)
- Bir Sürgünün Ezgileri (Şiir, 1983)
- Kardaşım Oğul (Şiir, 1988)
- Merhaba Oğlum (Şiir, 1993)
- Bülbülleri Ne Yaptılar (Şiir, 1994)
- Siyah Bir Güldür Ölüm (Şiir, 1996)
- Büyü (Şiir, 1999)
Çevirileri
- Simavne Kadısı oğlu Şeyh Bedreddin ve Varidat (Çeviri, 1982)
Sözlük
- İnsan Hakları Sözlüğü (2007)
Şiirlerinden Örnekler
BESTE-NİGAR
Yalnızım, su almış sandalım
Fırtınaya tutulmuşum, karanlıktayım
Yine de umutsuz değilim
Gülüşü var;
Gemici fenerinden süzülen ışık gibi.
Açma hava,
Durulma azgın deniz.
Bana hüzünlü ayrılık türküleri söyleme;
Zaten üzgünüm sana geç rastladım diye.
Bilmezdim zor zanaat olduğunu sevdanın,
Ölürüm ısıtanın varsa geceleri.
Gün doğar, seher dağılır, üzülürüm.
Gitme nazlı seher,
Doğma sıcak güneş.
Güz acısı çekiyorum.
GÜNEŞE ÇIKIŞ
Seni yaşamamıza katan kuş
Kızıl güller diker bahçemize
Yokluğun ötesinden varlığa kayış
İkiyken dört diye yazar güncemize
Kırmızı iri güller her zaman
Büyük acıları çağrıştırır bende
Ölümleri tadılmamış yaşamları
Ve hep yarım kalmış aşkları
Yaşam söylüyor şarkılarını
Şafakla başlayan çekiç sesleri
Girişiyor Şeytan’la alışverişine
Ve ateşe çeviriyor nefesleri
ORADAN BURADAN
Dün gece gördüm seni
Ay doğarken oradaydın
Bir içim suydu çocukluğun
Keşke o gün içseydim seni
Dün gece ay doğarken
Ormanda ışıkla oynaşan
Bir mor menekşeydi çocukluğun
Keşke o gün koklasaydım seni
Ay ışığı saçılırken geceye
Oradaydın saçların omuzlarında
Fırınlanmış bir meşe tahtasında
Yıkasalardı seni yeşerirdi
Keşke o gün öpseydim seni