Seydi Ali Reis Kimdir? Hayatı, Eserleri
Seydi Ali Reis Kimdir? Hayatı, Eserleri
Seydi Ali Reis (d. 1498, İstanbul – ö. 1562, İstanbul) Osmanlı denizcisi, Türk amirali, coğrafya, astronomi, matematik bilgini.
Seydi Ali Reis Galata’da doğdu. İstanbul’un fethinden sonra Sinop’a yerleşen denizci bir ailenin oğluydu. Dedesi ve babası tersane kethüdasıydı. (kethüdâ: Osmanlı devlet ve esnaf teşkilâtlarındaki bazı görevliler için kullanılan bir unvan.)
1522 yılında Rodos seferine katılan Seydi Ali Reis, Barbaros Hayreddin Paşa’nın emrinde bir çok deniz seferine çıktı ve Batı Akdeniz bölgesini çok iyi öğrendi.
Preveze Savaşı’ndan sonra adı daha çok duyulmaya başladı. Trablusgarp’ın fethi ile biten harekatta Kaptan-ı Derya Sinan Paşa ve Turgut Reis emrinde çalıştı. Basra’da, bir Osmanlı donanmasını Süveyş’e getirmek için, 1553 yılında Hint Kaptanı tayin edildi. Seydi Ali Reis 34 parçalık Portekiz donanması ile Güney Arabistan sahillerinde karşılaştı. Fırtınaya ve şiddetli düşman taarruzuna rağmen Demen kalesi önüne gelebildi. Burada karaya oturan üç gemiden sonra, elinde kalan altı gemiyle birlikte Güceret’in başkenti Ahmedabat’a gitti. Süveyş’i geçemeyeceğini anlayan Seydi Ali Reis gemileri ve mühimmatı satarak parasını İstanbul’a gönderdi ve üç yıl Osmanlı ülkesi dışında yaşadı.
1557 yılında İstanbul’a döndüğünde, mahvolmuş bir donanmanın sorumlusu olmakla beraber, başına gelen olağanüstü olaylar yüzünden suçlu görülmedi. Önce müteferrika (Osmanlı’da hükümdarla vezirlerin maiyetinde bulunan bir tür hizmetli sınıfı) yapıldı. Ardından Diyarbakır tımar defterdarı tayin edildi. Bir süre Şehzade Selim’in hizmetinde çalıştı. Galata Hassa gemi reislerinden biri oldu. 1562 yılında İstanbul’da öldü.
Seydi Ali Reis’in Eserleri
1-Mir’at ül Memalik (Memleketlerin Aynası):
Seydi Ali Reis’in Hindistan’dan Bağdad’a dönüşünde yol arkadaşlarının, görülen şehirleri, karşılaşılan değişik ve ilginç olayları, ziyaret edilen türbeleri ve çekilen zorlukları anlatan bir kitap yazmasını istemeleri üzerine kaleme almaya başladığı bu eseri 1557′ de İstanbul’da tamamlamıştır. Süveyş kaptanlığına tayininden sonra yaşadıklarının bir hikâyesi olan bu eserde Seydi Ali Reis, geçtiği memleketler, tanıştığı hükümdarlar ve şahit olduğu olaylar hakkında bilgi vermektedir. Aynı zamanda şair olan Seydi Ali Reis’ in Mir’at ül-Memalik’te şiirlerinden örnekler mevcuttur.
2-Hulast’el- Hay’a:
Halep’te bulunurken hey’et ve matematik dersleri alan Seydi Ali Reis, Ali Kuşçu’nun Fethiye isimli eserini tercüme etmiş ancak bununla yetinmeyerek Mahmud b. Omar al Çağmini’den ve Kadızade-i Rûmî Musa Paşa’nın eserlerinden de faydalanarak tercümesine bir çok ilaveler yapmıştır.
3-Kitab Al-Muhit Fi İlm’al-Eflak Va’l Abhur:
Seydi Ali Reis kısaca Muhit adı ile tanınmış olan meşhur eserini 1554’te Haydarabad’da bulunurken kaleme almıştır. Geçirdiği tecrübelerden sonra kaptanlara ve gemicilere kılavuz olmadan Hint denizlerinde kolaylıkla dolaşım imkânını verecek bir kitap hazırlamak isteyen Seydi Ali Reis bu eserinde; yer tayini, zaman hesabı, takvimler, pusula taksimatı, denizcilikte önemli bazı yıldızlar ve yıldız grupları; meşhur limanlar, Hindistan’ın rüzgar- altı ve rüzgar-üstü sahilleri ile Hint denizindeki adalar, rüzgarlar, tayfunlar, sefer yolları hakkında mühim bilgi ihtiva etmekte; kitabın dördüncü bölümünde Yeni Dünya (Amerika) ya ait bir bölüm de bulunmaktadır.
Kâtip Çelebi, Cihannüma’sında Seylan, Cava, Sumatra ve diğer adalar hakkında verdiği bilgiyi aynen Muhit’ten nakletmiştir. Eserin 1834, 1836, 1837, 1838 yıllarında Hammer tarafından 4 bölümü İngilizceye çevrilmiştir. Ayrıca M. Bittner ve Bonelli eserin bazı bölümleri üzerinde çalışmıştır. Prof. Dr. Fuat Sezgin eseri Almanca bir önsözle birlikte yayınlamıştır.
Ne Avrupa’da ne de Türkiye’de tam metin olarak yayınlanmayan eser 2009-2010 yıllarında Pamukkale Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Yeni Türk Dili Anabilimdalı yüksek lisans öğrencisi Himmet BÜKE tarafından, Doç. Dr. Turgut TOK danışmanlığında ilk defa Osmanlı alfabesiden Türk transkripsiyon alfabesine çevrilmiş ve eserde bulunan yer adları bir dizin halinde verilmiştir.
4-Mirat’ı Kâinat (Kâinatın Aynası):
Güneşin hareketinden, yıldızların uzaklığından; kıblenin ve öğle vaktinin tayininden, nehirlerin genişliğinin tespitinden ve rub’-ı muceyyebden bahseden bir eserdir.
Not: Rub’-ı muceyyeb nedir? Namaz vakitlerinin hesaplanmasında, yükseklik ölçülmesinde ve bâzı trigonometrik hesapların yapılmasında kullanılan el âletine Rub’-ı dâire denir. Rub’-ı dâire tahtasının bir yüzüne Rub’-ı mukantara, diğer yüzüne de Rub’-ı muceyyeb denir.
Ayrıca bakınız ⇒
Divan Edebiyatı
- Divan Edebiyatı Genel
- Divan, Divançe, Divan Edebiyatı
- 11.12.Yüzyıl Geçiş Dönemi
- 13.14.Yüzyıl Türk Edebiyatı
- 15.Yüzyıl Türk Edebiyatı
- 16.Yüzyıl Türk Edebiyatı
- 17.Yüzyıl Türk Edebiyatı
- 18.Yüzyıl Türk Edebiyatı
- Divan Edebiyatı Şairleri ve Eserleri
- Divan Edebiyatı Sanatçıları (Yüzyıllara Göre)
- Divan Edebiyatı Mazmunları
- Divan Edebiyatı Nazım Şekilleri
- Divan Edebiyatı Nazım (Şiir) Türleri ve Özellikleri
- Edebi Sanatlar/Söz Sanatları
- Divan Edebiyatında Nesir
- Divan Şiirinin Kaynakları
- Divan Şiirinde İslami Motifler
- Divan Şiirinde Timsaller ve Efsaneler
- Divan Şiirinde Mitolojik Karakterler
- Aruz Ölçüsü
- Türk Şiirinde Aruz Ölçüsü