T. Ayhan Çıkın
T. Ayhan Çıkın Kimdir? Hayatı, Edebi Kişiliği, Eserleri
Prof. Dr. T. Ayhan Çıkın (D: 1946, Muğla – Ö: 28 Şubat, 2017, İzmir) Şair, akademisyen.
T. Ayhan Çıkın, 1946’da Muğla Yatağan ilçesinin Cazkırlar Köyünde doğdu. 1967’de Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümünden mezun oldu. Kısa bir süre Tarım Bakanlığı Uşak il Tarım Müdürlüğü’nde çalıştı. 1968’de Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’ne asistan olarak girdi. 1974’de bilim doktoru, 1980’de doçent, 1989’da profesör oldu.
Üniversitede Tarım Ekonomisi ile “Çiftçi Örgütlenmesi ve Kooperatifçilik Ekonomisi” alanında uzmanlaştı. Mesleki alanda, 18’i kitap olmak üzere 100’den fazla yayın yaptı. Fransız Hükümeti’nden “Tarım-Gıda Kalite Plaketi” (1995), Türkiye Milli Kooperatifler Birliği’nden “Kooperatifçilik İletişim Ödülü” aldı. Mikro Ekonomi, Genel Kooperatifçilik, Kooperatif İşletmelerin Yönetimi, Kooperatifleşmenin Tarım İşletmelerine Etkileri, Kırsal Alanların Sanayileşmesi ve Kooperatifler, Avrupa Birliği ve Türkiye’de Tarımsal Kooperatifçilik Hareketleri isimli kitapları var.
Şiirleri 1960-1970 arasında dönemin edebiyat dergilerinde yayınlandı. Bir öğrencisinin derlediği şiirlerinden bir demet de T. Ayhan ÇIKIN imzasıyla “Zaman Çiçeği” adıyla 2000’de yayınlandı. İkinci şiir kitabı “Ortak Kalpler Türküsü” 2005’te çıktı.
T. Ayhan Çıkın’ın Eserleri
Şiir:
- Zaman Çiçeği (2000),
- Ortak Kalpler Türküsü (2005),
- Başka Yürek (2015).
Ders Kitabı:
- Makroekonomi (çoğaltma,1986),
- Tarımsal Kooperatifçilik (çoğaltma,1991),
- Tarımsal Kooperatif İşletmeciliği (çoğaltma, 1991),
- Mikroekonomi (K. Konak ile,1992),
- Genel Kooperatifçilik (A.R. Karacan ile,1994),
- Tarımsal Kooperatiflerin Yönetimi (Çoğaltma, 1997),
- Avrupa Birliği ve Türkiye’de Tarımsal Kooperatifçilik Hareketleri (N.KIZILDAĞ-NERGİS ile,1999),
- Bir Başkadır Kooperatifçilik (2016)
Araştırma (bazıları):
- İzmir ve Çevresinde Mevcut Tarım Kooperatifleri ve Sorunları Üzerinde Bir Araştırma (1974),
- Köy Kalkınmasında Kooperatiflerden Yararlanma Biçimleri (1975),
- Türkiye Çiftçisi İçin Daha Etkin Bir Örgütlenme Modeli (1978),
- Kooperatiflerin Tarım İşletmeleri Üzerine Ekonomik Etkileri (1982),
- Gelişmekte Olan Ülkelerde Kırsal Alanların Sanayileşmesi ve Kooperatifler (1982),
- Adagüme: Bir Köy Kalkınma Kooperatifinin Anatomisi(1989).
Ayhan Çıkın Şiirlerinden Örnekler
ÇAĞRI
çık sabahın ilk saatlerinde
buluşsun nefesin tan yeliyle
sarsın her yanını gün ışınları
en ücra yerlerinden öpsün sular
uyandır çiçekleri kuş sesleriyle
duymazlarsa
at gitsin
birden takılıp kalıyorsun belki
geçmişten kalan kahırlı bir derdi
şöyle savur saçlarını rüzgara
taze bir gül kokusu al burnuna
düşünme kalleşliklerini dostların
at gitsin
dolaş, gez, selamlaş tüm yaratıklarla
gel gir gecenin en yoksul koynuna
çık dağlara , seviş ağaçlarla ,kuşlarla
yüreğini yıka bir derenin kumsalında
karıştır acılarını sulara
at gitsin
geceleri yıldızları çağır odana
çiçekleri tozlaştır arı kanatlarında
balıklarla oynaş dere kıyılarında
seslen göğün en yüce katındakilere
vermezlerse yanıt
at gitsin
aç göğsünü sevdanın sonsuzluklarına
tut ellerinden üşümesin geceler
çık gel en beklenmedik anlarda
çağır uykularında çılgın Orphée’yi
gelmezse
at gitsin
ŞİMDİ SENİ YAŞAMAK
Şimdi seni yaşamak,
boşluktaki penceremden bakarak
eski bir şarkıda uzayıp giden
yalnızlığın hüzünlü bir sesidir
susmak.
Şimdi seni yaşamak,
Şu “Kasım” göğünü ısıtan ve ışıtan
altın renkli güneşe gözlerini açan
bir çağla çiçeği kadar renkli ve taze
bir umuttur sevdaya durmak.
Şimdi seni yaşamak,
acı bir yemişe dönen biberin
bembeyaz çiçeklerini bir akşam vaktinde
sıcak bir yaz güneşine kapatıp
meyveye durmaktır kışa.
ZAMAN ÇİÇEĞİ
“(Halk) kendisine dürüst davranılmadığı için dürüst olmaktan çıktı ve güzel işlerle sonuçlanmayan güzel sözler dinleye dinleye güvenini yitirdi.” LAO, TZEU-17, M.Ö. 600
aha şurada
şuramda
göğsümün üstünde
eski türkülere inat
eski özgürlüklere inat
duruyor gün yirmidört saat
demir kelepçelerle
kuşatılmış sevinçlerim
aha şurada
şuramda
kara saçlarımın altında
yıllarca bugüne büyüttüğüm
büyütmek için
tarlalarımı her gün sürdüğüm
beynimin ince zarları içinde
dimdik ayakta duruyor
demir kelepçelerle
örülü düşüncelerim
koşuyordum
öğrenmiştim koşmayı dünlerden
bugünden yarına taşıyordum sevinçleri
ayaklarımın ince parmakları üzerinde
aha!… bu yollardan geçiyordum
imbikten süzülürcesine geçiyordum
takılı kaldı ansızın bir dönemeçte
yarına gebe parmaklarım
aha!.. oradaki
sendin kırmızı bir mumla mühürleyen kapımı
bilinç altına itilmiş düşlerle
arada bir aydınlanan gözlerinden itiyordun ışığı
tedirgince örüyordun zincirini karanlığın
aha!.. sen!..
hadi kalk oradan
zamanın kızgın demiriyle oynama
ben ki spartaküs’le başladığım yolculuğumda
çoğala çoğala gelmişim
gürül gürül gelmişim
kurbanlar vere vere büyütmüşüm yatağımı
bir umut gibi
bir ışık gibi
nice milyonların kapısından girmişim
kalk oradan
zaman çiçeğini avuçlamışım
binlerce yol olmuşum yarınlara
BAHAR
hafiften bir yağmur yağar yapraklarıma
büyür denizlerde yarına ellerim
bir ağaç dalına yürüyen suyum baharda
çiçeklerimi en ışıklı günlerini uzattım mevsimlerin.
haydi, yürü!.. aş ırmaklarını geleceğin
kuş gagalarında asılı kalan günlerimi aydınlat
ince bir teldir şiirlerim sazımda
en güzel türkülerini söyler arılar çiçeklerin.
şırıldar gözleri sevgilimin dağ derelerinde
gül açar askerlerin matarasında sular
ince kumlar topa tutar kıyılarını denizin
çiçeklenir barış ağaçları kan sularında.
söyle bahar şarkılarını umut yeşillerinde
/geleceğe gebe tüm çiçekler sende açar/
/sende döllenir tohumu en yüce değişimlerin/
seni dinliyorum tüm çağları aşarak
söyle şarkını ey!. bahar
seni dinliyor tüm kuşakları geleceğin
/geçmişi tarihe bırakarak./
OL HİKAYAT
100. doğum yılında Nâzım’a saygılarla
*y e r l e ş i m*
güneşe yakın topraklardan
büyür ağaçlar masallarca
güneşin doğduğu topraklarda
kutsal bir anadır
/tomurcuklanan ağaç/
uzanır dört bir yana
büyür çelikler atbaşı topraklarda
uygarlıklara köprü olur.
*g e l i ş i m*
sulanır kanla topraklar
‘kan’ canlı bir gübredir cana
döllenir arı kanatlarında
/çiçekleri ağaçların/
başaklar gebe tüm uygarlıklara
çağdaşlaşır süngülenmiş ihtiyar anıtlar
uzatır atbaşını toprak ana
dört bir yanından dünyanın
el verip barışa
kucaklaşır.
*y ı k ı m*
– önce ben
– hayır ben
– tohumu ben ekeceğim
– ek!..
– ben hasat edeceğim
– et!..
– ben yiyeceğim
– hayır
– beraber bölüşelim
– olmaz
her şey benim
– ben ne yapacağım
– sen üretim aracısın
– bilmemmm!..
– öyle
…………………….
……………………..
– ayakta duramıyorum
ayakta duramıyorum!…
– biraz benimle ol
– olmaz
sallama
düşüyorummm!..
– düş!
– düş diyemezsin
– derim
– ben milliyim
– ben de
– sen değilsin
defol!..
………………..
– düşüyorum
düşüyorummm!..
– darağacıma tutun.
*d i r i l i ş*
çoğalır damarlarda kan
fırlar namlulardan kurşun
darağaçlarından gönderilen gülücükler
gül olur
karanfil olur bahçelerde
öter barış güvercinleri
dört bir yandan doğar güneş
mutluluk
küçük bir kızın saçlarında
karanfil olur.
barış sınırsız bir ülkedir çocuklara
öpülür ekmek gibi özgürlük
atbaşı topraklarda
kalkar kara yeleli düşler uykulardan
/gün olur/
yenilir bugünler yarınlara
atbaşı topraklarda gelecek
kırmızı karanfilli bir çocuk olur.